Medyaya şizofreni uyarısı

Medyaya şizofreni uyarısı

AŞDER Başkanı Coşar Şarer, toplumda şizofreni hastaları üzerinde bir önyargı olduğunu söyleyerek, bu önyargı ateşine en büyük odunu atan aracın ise medya olduğunu belirtti. Şarer, “Medyanın kullandığı önyargılı dilden vazgeçmesi lazım” dedi.

Ankara Şizofreni ile Yaşamayı Öğrenme ve Destekleme Derneği (AŞDER) Başkanı Coşar Şarer şizofreni hastaları üzerinde oluşan olumsuz algıyı yıkmak için çaba gösterdiklerini belirterek, burada en büyük görevin medyaya düştüğünü söyledi. Şarer, ön yargı ateşine odun atan en büyük aracın medya olduğunu hatırlatarak, “Medyanın kullandığı olumsuz bir dil var. Medyada şizofren eşittir katil olarak yansıtılıyor. Bu etiketlemeden acilen vazgeçilmesi gerekiyor” dedi.

AİLE ORTAMI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUZ

AŞDER Yönetim Kurulu Başkanı Coşar Şarer dernek olarak yaptıkları faaliyetler hakkında gazetemizi bilgilendirdi. Şarer, “Türk Halk Müziği Korosu, resim atölyesi, öykü atölyesi, drama atölyesi, rölyef atölyesi, bendir atölyesi ve saz eğitimleri gibi etkinlikler düzenliyoruz. Ayda bir tiyatroya gidiyoruz, pikniklerimiz oluyor, şehir dışı kültürel gezilerimiz oluyor. Atölyelerimiz sürdürülebilir bir şekilde kurulduğumuz günden itibaren devam ediyor. Burada bir aile ortamı oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

ozel1.jpg

OLUMSUZ ALGIYI YIKMAYA ÇALIŞIYORUZ

“Şizofreni hastaları üzerinde oluşan olumsuz algıyı yıkmaya çalışıyoruz. Bu algıyı yıkmak çok zor, burada en büyük iş medyaya düşüyor” diyen Şarer, “Önyargıları yıkmak bizim gücümüzü aşan bir şey. Bu konunun medya boyutu var, medyanın kullandığı dil var. Önyargı ateşine odun atan en büyük araç medya. Bunun engellemesi lazım. Bilerek ya da bilmeyerek yapılıyor. Yeri geliyor reyting için yapılıyor. Bu yanlıştan dönülmesi lazım.”

ETİKETLEME VE DIŞLAMA SUÇTUR

“Toplum tarafından bir insanın dışlanması, özellikle hasta bir insanın etiketlenerek yalnızlaştırılması çok kötü insani bir suçtur. Günümüzde genişleyen imkânlar, yeni tedaviler eskiye nazaran hastalarımızın normal yaşamlarına devam edebilmesini daha da kolaylaştırıyor. Hastalığın semptomları ilaçlar yardımıyla büyük ölçüde ortadan kalkıyor. Aile desteği ve sosyalleşme ile hastalık kontrol altına alınabiliyor.”

HASTALIK KONTROL ALTINA ALINABİLİYOR

“Şizofreni hastalığı dört mevsimi de yaşayan bir hastalıktır. Biz baharın süresini uzatmaya çalışıyoruz. Hiçbir hastalıkta böyle bir geri dönüşüm yok. Tamamen sıfırlanmıyor ama kontrol altına alınabiliyor. Bu ne Alzheimer, ne Parkinson’da mümkündür. Dernek olarak 7/24 hizmet vermekteyiz. Burada emir kipi kullanmıyoruz. Hastaların üstünde hegemonya kurulmasına izin vermiyoruz. Onlara kişilik ve güven kazandırıyoruz” diye konuştu.

MEDYADA OLUMSUZ ALGI OLUŞTURULUYOR

İstatistiki verilere göre bir şizofren hastasının birini öldürme oranını ABD’de yüzde dört, Türkiye’de yüzde 3,5 olduğunu kaydeden Şarer,  “Cinayet oranlarına baktığımızda yüzde 96,5’ini normal bireyler işlemektedir. Ama medyada bu farklı lanse ediliyor. Halka yapılan anketlerde ise cin girdi, Tanrının verdiği bir ceza olarak görüyor. Böyle bir gerçeklik bilime göre yoktur. Bilim bunu kabul etmiyor. Maalesef böyle bir algı var. Medyada şizofren eşittir katil olarak yansıtılıyor. Bu etiketlenmeden vazgeçilmesi gerekiyor.”

“Biz Başkentteki tüm şizofren hastası arkadaşlarımızın bize gelerek üye olmasını istiyoruz. Evlerine kapanmasınlar, buraya gelerek sosyalleşsinler. Aileler hastalığı kabullensin ve toplumun karşısına gurur duyarak çıksınlar. Bugün hepimiz sağlıklıyız ama ileride hasta olmayacağımız anlamına gelmez” dedi.

DERNEĞE GELDİ HAYATI DEĞİŞTİ

Kızı şizofreni hastası olan Zekine İyican ise dernekle tanışmadan önce kızının içine kapanık olduğunu, odasından dahi hiç çıkmadığını dile getirerek, “Ezgi odasından hiç çıkmazdı. Bizi ve akrabalarını dahi kabul etmezdi. Bireysel olarak yaşardı. Buraya geldiğimizde ise bizi burada karşılayanlar oldu ve dernek hakkında bizi bilgilendirdi. O kadar güzel anlattılar ki onların da hasta olduğunu anlayamamıştım. Kızım ilk başta gelmek istememişti, daha sonra aktivitelere katıldı ve hayata geri döndü. O zamanlar hiç gülmezdi, şimdi ise gördüğünüz gibi çok güler yüzlü” şeklinde konuştu.

HASTA YAKINLARI MEMNUN

Derneğe hastalarını getiren hasta yakınları ise, “Hastamızla karşılaştığımızda ne yapacağımızı bilmiyoruz. Burada bunları öğreniyoruz ve hastanın sosyalleşmesine katkı sağlıyoruz. Hastalarımız buraya geliyor, aktivitelere katılıyor, çayını içiyor kendini ifade edebiliyor. Dışarı çıkıp aktivitelere katılıyorlar. Normal bir birey bile tiyatroya belki yılda bir gidiyordur. Burada hastalarımız her ay tiyatroya gidiyor. O yüzden hasta yakınları gidecekleri dernekleri iyi araştırsınlar, bazı dernekler sadece paraya dönük olarak çalışıyor. Buna dikkat etsinler. AŞDER bize her konuda yardımcı oldu. Tüm hasta ve hasta yakınlarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

ozel-101.jpg

Emrah Özcan/İLKSAYFA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.