Maden sektöründen haklı çıkış: İşini iyi yapan şirketler kötülerden ayrılsın
Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Onur Köktürk gazeteilksayfa.com’a konuştu. Köktürk, “Ülkemizde madencilik algı olarak kötü bir noktada. Sektörün belki yüzde 90'ı düzgün iş yapıyor, güzel iş yapıyor. İyi ile kötü ayrılsın” dedi.
Türkiye, verimli bir tarım ülkesi olmasının yanı sıra zengin yeraltı kaynaklarıyla dikkat çekiyor. Ülkemizde kamuoyunun maden sektörü ile ilgili bilgi düzeyi, genellikle kitle iletişim araçlarından edindikleri haberlerle sınırlı.
Televizyon ve gazetelerde madenlerle ilgili konular çoğu zaman iş kazaları ve bu olaylar sonucu yaşanan can kayıplarıyla sınırlı kalıyor.
Ancak madencilik sektörü, Türkiye ekonomisi için büyük bir öneme sahip. Yeraltı kaynaklarımız birçok sektöre hammadde sağlayarak ekonomik büyümeye katkıda bulunuyor.
OLUMSUZ ALGI DOĞRU DEĞİL
Uzmanlara göre madencilik sektörünün toplum nezdinde olumsuz haberlerle anılması doğru değil. Madenler yeraltı zenginlikleri sağlamakla kalmıyor. Aynı zamanda enerji kaynaklarına, inşaat malzemelerine ve endüstriyel hammaddelere de katkıda bulunuyor.
Bu nedenle sektörü olumsuz olaylarla değil, ekonomik büyümeyi destekleyen bir iş kolu olarak düşünmek gerekiyor.
CEREMEYİ İŞİNİ İYİ YAPANLAR ÇEKİYOR
Maden sektöründeki güncel gelişmeleri Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Onur Köktürk ile görüştük.
Ülkemizde madenciliğin algı olarak kötü bir noktada olduğunu vurgulayan Köktürk şöyle konuştu: “Biz dernek olarak sorumlu madencilik inisiyatifi başlattık. Bir maden şirketinin, maden operasyonunun yapması gereken işlere eğildik. Nedir bunlar? Tabii ki insan ve çevre, sonra madencilik.
İlk etapta bizim bakmamız gereken inisiyatif sağlık ve güvenlik. İkincisi doğa ve ekosistem. Üçüncüsü bölge halkının sosyal onayını alabilmek. Ben geldim, yapıyorum devri bitti artık. Yerel kalkınmayı da düşünmek lazım. Bölge insanına istihdam sağlamak lazım. Dördüncüsü de iş etiği ve şeffaflık. Alengirli işlere girmemek lazım. Hesap verilebilir işler yapmak lazım.
Bizim sektörümüzde vahşi madencilik dediğimiz tabire yönelenler de var. Onların ceremesini işini düzgün yapan insanlar çekiyor. Sektörün belki yüzde 90'ı düzgün iş yapıyor, güzel iş yapıyor”
MADEN İŞİ DENETİM ALTINDA
6 Şubat’ta yaşanan elim afetlerin ardından, madencilerin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını aktaran Köktürk “10 bin madenci ile sahadaydık. Dernekler, şirketler ve çalışanlar olayın ilk anından itibaren bölgeye gitti.
İnsan hayatı, işçi hakları ve doğaya verilen zarar konularında eleştiriler oluyor. Haksız mı, haklılar. Fakat diğer taraftan insanların aklına hep siyasallaşmış maden kazaları geliyor. Kaz Dağları’nın öncesi ve sonrası fotoğrafları insanların aklında. Kötü örnekler daha çok hatırlanıyor.
Maden şirketleri bir yere kazma vurmadan önce 23 tane kurumdan izin almak zorunda. Önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, en son Tarım ve Orman Bakanlığı. Bunlar sadece bakanlık ayağı, devamı da var” diye konuştu.
SEKTÖRÜN KAMUDAN TALEPLERİ
Maden sektöründe yoğun bir risk sermayesi olduğunu hatırlatan Köktürk, bu noktada piyasanın kamudan destek istediğini belirtti. Piyasada 4 madde üzerinde birleşildiğini kaydeden Türkiye Madenciler Derneği yönetim kurulu üyesi, talepleri şöyle sıraladı:
“Madenlerde ruhsat güvencesini sağlayalım. Bir ruhsat alındığında alengirli yollardan o ruhsatın düşmesi engellensin.
Madenlerdeki tüm izin süreçleri şeffaf ve hızlı olsun. Biz de nasıl iş yapabileceğimizi bilelim. Yoğun bir yatırım yapıyoruz. Belirsizlik işi yapan kesimi zorluyor.
Madencilikte izin bedelleri ağır. Orman izin bedelleri, ruhsat bedelleri diye gider. Belimiz bükülüyor.
Bunlara ek enerji konusunda bir teşvik ihtiyacı var ama günümüzdeki ekonomik koşullarda bu pek mümkün görünmüyor”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.