Madde bağımlılığında korkutan tablo

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Etlik yerleşkesinde “Bağımlı Olma Özgür Ol” sloganıyla Bağımlılıkla Mücadele Sempozyumu gerçekleştirildi. Önceki gün gerçekleştirilen etkinlikte Gazi Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bağımlılık Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Zehra Arıkan, “Bağımlılık nasıl bir hastalıktır ve neler yapılmalıdır?” konulu bir sunum yaptı. Madde bağımlılığının 3 ana başlık altında görülebileceğini anlatan Arıkan, “Birincisi maddenin bağımlılık yapıcı özelliği olması lazım. İkincisi çevresel etkenlerin buna katkısı çok büyük. Ayrıca kişisel etkenler de var. Bağımlılık çok etkenli bir bozukluktur” dedi. 

BAĞIMLILIK SÜRECİNDE KISIR DÖNGÜ

Bağımlılık süreciyle ilgili bilgi de veren Arıkan,  “Bazı maddeler için bir kereyle ile başlar. Bazıları için biraz daha bir süreç gerekir ama çoğunlukla meraktır. ‘Bir kereden bir şey olmaz denir’ yavaş yavaş ‘ben zaten bir kere kullandım ben onu bırakırım bağımlı olmadan kullanırım’ gibi gider. Yavaş yavaş sıklaşır. Artık ‘ben bir gün bırakırım derler’ ondan sonra ‘bırakmak zorundayım demeye’ demeye başlarlar. Sonra ‘bu meret bırakılmaz ki’ derler. Tedavi olurlar ‘asla kullanmayacağım’ derler ‘bir daha bulaşır mıyım 2-3 aydır iyiyim vs.’ Sonra der ki ‘bir kere kullansam ne olur?’ Sonra tekrar başlar” diyerek sürecin zamanla kısır döngü haline dönüştüğünü anlattı. 

KORUMA PROGRAMLARINA 20 YAŞIN ALTINDAN BAŞLANMALI 

Uyuşturucuya başlama yaşıyla ilgili bilgi veren Arıkan, “Madde kullanımına baktığımızda genelde ergenlik dönemindedir. Yapılan çalışmalar bize şunu gösteriyor. Madde ile tanışmak 15 yaş altında yüzde 31, 16-20 yaş arasında yüzde 43. 21-25 yaş arası yüzde 12, 26-30 yaş arası yüzde 6, 30 yaş üstü yüzde 8. Dikkat ederseniz 20 yaşına gelenlerin yaklaşık yüzde 75’i madde ile tanışmış oluyor. O zaman koruma programlarına bu yaştan çok daha aşağılarda yapmamız gerekiyor. Kullanımı önleyebilirsek bağımlılığı önleyeceğiz demektir” dedi.  

MADDE NESLİ DE BOZUYOR

“Bağımlılık yaşam boyu süren bir hastalıktır” diyen Arıkan “Bir kere bağımlı olduktan sonra aynı şeker hastalığı gibi ya da yüksek tansiyon gibi kalp hastalığı gibi düşünün yaşamınız boyunca duyarlısınız demektir. Bağımlı zengin fakir tanımız, akıllı akılsız tanımaz, kadın erkek ayırt etmez. Bağımlıların çocuklarında bağımlı olmayan ailelere göre 4 ya da 5 kat daha fazla bağımlılık var. O zaman demek ki madde sadece kişiyi bozmakla kalmıyor nesli de bozmaya başlıyor” ifadelerini kullandı.  

MADDEYE KARŞI JAPONYA MODELİ

Dünyada en iyi Japonya’da maddeye karşı koruma ve önlemeye yönelik önemli çalışmalar yapıldığını belirten Arıkan, Japonya modelini Türkiye’ye getirme çağrısında bulundu. Arıkan, “(Japonya’da) bizim projelerimiz sağlıklı insan üzerine olan projeler. Çocuklarımıza çok küçüklükten itibaren keyif alanları açtık ve onlar için pratik yaptırıyoruz. Her şeyden önce de birbirilerine saygılı olmaları ve iyi insan olmaları için eğitiyoruz. Eğer biz de böyle yapacak olursak o zaman olacak demektir. Büyük büyük laflar söylememize büyük büyük şeyler yapmamıza gerek yok. Onlar arzı önlüyorlar, talebi azaltmadığınız sürece bizim bundan kurtulmamız mümkün değildir” sözlerini aktardı.    

OSMAN AKDOĞAN / HABERVAKTİM

Gazeteilksayfa.com