Kuzey Akım boru hattı sızıntıları Baltık Denizi'ni tehdit ediyor
Kuzey Akım boru hatlarındaki metan sızıntıları, Baltık Denizi'nde metan seviyesini 1000 kat artırarak ekosistemi tehdit etti. 23 deniz koruma alanı da etkileniyor.
Kuzey Akım boru hatlarındaki metan sızıntıları, Baltık Denizi'nde metan seviyesini 1000 kat artırarak ekosistemi tehdit etti. 23 deniz koruma alanı da etkileniyor.
Göteborg Üniversitesi ve "Voice of the Ocean" araştırma merkezinden bilim insanları, Rusya'nın doğal gazını Avrupa'ya taşıyan Kuzey Akım boru hatlarındaki sızıntıların yayıldığı alanda, su altı robotlarıyla metan konsantrasyon seviyelerini ölçtü.
İncelemeler kapsamında, boru hatlarından sızan metan gazının büyük çoğunluğunun deniz yüzeyine ve atmosfere doğru yükseldiği, bir miktarının da yüzeyin altında kalarak okyanus akıntılarıyla Baltık Denizi'nde dağıldığı tespit edildi.
Bilim insanları, özellikle Eylül 2022'de boru hattındaki patlamayı takip eden ilk zamanlarda, Baltık sularındaki metan seviyesinin normalin yaklaşık 1000 kat üzerine çıktığını ortaya koydu.
Araştırmanın yazarlarından "Voice of the Ocean"da görevli bilim insanı Martin Mohrmann, yapılan ölçümlerden yola çıkarak metan gazının, Danimarka'nın doğusundaki Zealand kıyılarından Polonya'nın Gdanks Körfezi'ne kadar Baltık Denizi'nin güneyinde geniş çapta yayıldığını söyledi.
Mohrmann, "Tüm Baltık Denizi'nin yüzde 14'ünden fazlasının normalin en az 5 kat üzerinde metan seviyesine maruz kaldığını tahmin ediyoruz." dedi.
BÖLGEDEKİ DENİZ KORUMA ALANLARI SIZAN GAZDAN ETKİLENİYOR
Bilim insanları, yapılan ölçümlerden yola çıkarak metanın, Baltık Denizi'nde nasıl dağıldığına ve nerelere ulaştığına dair bir model oluşturdu.
Buna göre okyanus akıntılarının, gazı, deniz ekosistemlerini, biyolojik çeşitliliği ve doğal kaynakları korumak amacıyla belirlenen 23 farklı deniz koruma alanına taşıdığı belirlendi.
Araştırmanın yazarlarından Göteborg Üniversitesi Deniz Bilimleri Departmanından Bastien Queste, metan emisyonundan olumsuz etkilenen alanların model yardımıyla kolayca tespit edildiğini, gelecekte Baltık Denizi ekosistemlerinde yaşanacak herhangi bir soruna müdahalenin kolaylaştığını belirtti.
Çalışmanın detaylarına "Nature" dergisinde yer verildi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.