Kut’ül Amare Zaferi’nin 104’nci Yılı
104. yılında anılan Kut’ül Amare Zaferi’nde Osmanlı konutanı Halil Kut Paşa bu İngiliz Birliklerini teslim alarak unutulmaz bir zafer kazanmıştır.
Türk tarihinin en önemli zaferlerinden biri olmasına rağmen hak ettiği ilgiyi göremeyen ve adeta unutturulmaya çalışılan Kut’ül Amare Zaferi’nin 104. Yılı corona virüs nedeniyle yurdun dört bir yanında kutlanamasa da vatan aşkıyla çarpan sinelerde; kısıtlı imkanlarla İngilizleri darma duman atalarını anmaya bir vesile olmuştur.
İngiliz Birliklerinin başında bulunan Tümgeneral rütbesindeki Charles Vere Ferrers Townshend ve emrindeki birlik Türk birlikleri tarafından teslim alınarak kazanılan tarihi zafer, Osmanlı tarafından düşman birliklerine karşı kazanılan önemli zaferler arasında yer almaktadır. Ancak bu zafer ne yazık ki Çanakkale ve diğer zaferlerimiz gibi gündeme fazla getirilmemiş, bazı kamu kurumları tarafından dahi bugüne kadar sessizce kutlanmıştır.
Son yıllarda gündeme getirilen Kut’ül Amare Zaferi, tarihimizin önemli zaferlerinden biri olarak tarihe not düşülmüştür. Bu zaferle ilgili Genelkurmay arşivlerinde birçok askeri belgenin olduğu bilinmektedir.
OSMANLI’NIN I. DÜNYA SAVAŞI’NDA ÇANAKKALE’DEN SONRAKİ EN BÜYÜK ZAFERİDİR
Kut’ül Amare Zaferi, Osmanlı Devleti tarafından I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale zaferinden sonraki ikinci büyük zaferi olarak bilinmektedir. İngiliz Tümgeneral ve onun emrinde bulunan 13 bin 300 bin İngiliz askeri esir alınarak kazanılan savaş, Osmanlı Devleti’nin şanlı tarihinde dünyaya kabul ettirdiği önemli zaferler arasındadır.
KUT’ÜL AMARE KUŞATMASI NASIL BAŞLADI?
• 30 Eylül 1915 tarihinde yani I. Dünya savaşı henüz devam ederken, Kut’ül Amare İngilizler tarafından kuşatılmış ve düşmanın eline geçmiştir.
• 5 Ekim 1915 tarihinde ise Osmanlı Kuvvetleri 6. Ordu adıyla tek bir çatı altında birleşmiş ve Mareşal rütbesindeki Colmar Von Der Goltz Irak ordusunun başına atanmıştır.
• 9 Ekim 1915 tarihinde ise başka bir cephede bulunan III. Ordu Sağ Cenah Grubu komutanı olan Albay rütbesine sahip Halil Bey, emrinde bulunan iki tümenle beraber Irak cephesine gönderilir.
• 22 Kasım tarihinde ise İngiliz güçleri Selamı Pak’ta yenilgiye uğramıştır. 3 Aralık 1915 tarihinde ise yenilginin ardından geri çekilen İngilizler, Kut kasabasına sığınmıştır.
• 27 Aralık 1915 tarihinde General Goltz Bağdat’a ulaşmış, Nurettin Bey Kut’ül Amare’yi kuşatmıştır.
• Tarihler 6 Ocak 1916’yı gösterirken Nurettin Paşa Kut kasabasındaki cephede bulunan komutasını Albay Halil Paşa’ya devretmiştir.
• 13 Ocak tarihinde Vadi Muharebesinde 1600 kayıp veren İngilizler, 21 Ocak tarihinde ise Hannah Muharebesi’nde ise 2700 kayıp vermiş ve püskürtülmüştür.
• 8 Mart tarihinde İngiliz birlikleri Sabis bölgesinde 13. Kolordu’ya saldırmış ancak Osmanlı ordusunun üstün cesaretiyle 3500 kayıp vererek geri çekilmek zorunda kalmıştır.
• 19 Nisan 1916 tarihinde Goltz Paşa vefat etmiş ve onun yerine Irak Ordusu komutanı olarak Halil Paşa atanmıştır.
• 29 Nisan 1916 tarihinde ise Halil Paşa’nın başında bulunduğu Osmanlı ordusu Kut’ül Amare’de İngilizleri bozguna uğratmış ve binlerce İngiliz askeri teslim alınarak Türkler büyük bir zafer kazanmıştır.
İNGİLİZLER PARA TEKLİF ETMİŞTİ
İngilizler yenilgiye uğradıktan sonra Halil Paşa’ya İngilizlerin komutanı Townshend tarafından 1 milyon İngiliz lirası teklif edildiği askeri belgelerce sabittir. Halil Paşa Genelkurmay’a telgraf göndermiş ve İngiliz komutanın teklif ettiği paradan bahsederek, bunun karşılığında 13 binden fazla İngiliz askerinin Hindistan’a gitmesine müsaade edilmesini istediği söylemiştir.
Halil Paşa’ya Osmanlı askeri yetkilileri tarafından gönderilen telgrafta ise Osmanlı devletinin böyle bir paraya ihtiyacı olmadığı, aynı zamanda İngilizlerin hoşuna gidebilecek bir tutumda olmak zorunda olunmadığı belirtilmiştir. Gelen telgrafta Osmanlı’nın kendi şartları dışında hiçbir şartı kabul etmeyeceği açıkça yazılmış ve bu belgeler hala Genelkurmay arşivlerindeki askeri belgeler arasında saklanmaktadır.
ÇANAKKALE’DE DÜŞMANA VERİLEN DERS TEKRARDAN VERİLMİŞTİR
Kut’ül Amare Zaferi ile Çanakkale’de düşman birliklerine verilen ders tekrardan verilmiş, bu zaferle birlikte düşman ülkeler Türklerin söz konusu vatan olunca hiçbir yokluğa ve imkânsızlığa boyun eğmeden canı pahasına ülkesini her zaman savunacağını tekrardan anlamış oldular.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.