Küçük atölyede büyük çalışmalar: Atıklar esere dönüşüyor

Ankara Kalesi’nde Tarihi Pilavoğlu Han’da bulunan atölyesinde doğadan bulduğu tahtaları, kullanılmayan eşyaları dönüştürerek yeni kullanım eşyası haline getiren Emine Pınar Sarıkarabek, “Malzeme olarak eski ağaçları fazlaca kullanıyoruz. Bunun yanı sıra dolaplar, dolap kapakları, eski kapılar veya herhangi bir atık kütük ağacı parçalayarak ağaç evler şeklinde tasarım oluşturuyoruz” dedi.

“ESKİ AĞAÇLARI KULLANIYORUZ”

Eski malzemelerden yeni ürünler yaparak satışa sunduklarını söyleyen Emine Pınar Sarıkarabek, “Yaklaşık 11 yıldır burada hem üretiyoruz hem de ürettiğimiz ürünlerin satışını yapıyoruz. Atölyede daha çok kendi keyfimize ve zevkimize göre çalışıyoruz. O anlamda ürettikçe de aslında bir tarzımız oluşmuş oluyor. Malzeme olarak eski ağaçları fazlaca kullanıyoruz. Eski hallerinden ve dokularından oldukça faydalanıyoruz. Bunun yanı sıra dolaplar, dolap kapakları, eski kapılar veya herhangi bir atık kütük ağacı parçalayarak ağaç evler şeklinde tasarım oluşturuyoruz. Sadece eski eşyaları işte kapı, dolap, eski hamur çanakları, bunların hiçbirini direkt değil de üzerinde mutlaka bir fırça işi, bir metal işi ile bir şekilde kullanım eşyasına dönüştürüyoruz. Çalışmalarımızda metal de çok kullanıyoruz. Metal aksesuarlar da oldukça çok yapıyoruz. Biz tasarlıyoruz ona göre ayak, demir, metal, aksesuar ekliyoruz. Taşla çalışmış olduklarımız var. Daha çok kullanım eşyası haline getirmeyi seviyoruz” şeklinde konuştu.

“HİÇBİR ÜRÜNÜN BENZERİ OLMUYOR”

Genellikle evde kullanım üzerine çalışmalar yaptığını dile getiren Pınar Sarıkarabek, “Ürettiğimiz işlerin daha çok evde kullanım eşyası halinde olmasına dikkat ediyoruz. Buna özen gösteriyoruz. Kullanım eşyalarının üzerinde de daha böyle zanaatın ya da sanatın olması bizim hoşumuza gidiyor. Bunları renklendirmek, doku vermek, biçimlendirmek kullanım haline getirmekten oldukça zevk alıyoruz. Eşyalarda da en küçük duvara asılabilecek süs malzemelerinden tutun aslında, evde kullanılabilecek sandalyeye kadar çalışmalar yapıyoruz. Büyük mobilyalar üzerinde çalışmıyoruz. Daha çok küçük parçalar üzerinde çalışmalarımız oluyor. Dolap, masa, orta sehpa şeklinde mobilya tipi ürünler yapmış oluyoruz. Her biri birbirinden farklı çıkıyor tabii ki. Elle yaptığımız için, bütün parçalardan tek olarak yapmış oluyoruz. Hiçbir ürünün benzeri olmuyor” sözlerini kullandı.

“TASARLAMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Son olarak ilginin ekonomiye göre şekillendiğini ifade eden Pınar Sarıkarabek, “Ülke gündemine bağlı olarak taleplerimiz de değişti aslında. Bizi de etkiliyor. Hele ki böyle küçük atölyeleri daha fazla etkiliyor. Ama buna rağmen bizim yaptığımız iş zaruri bir ihtiyaç olmadığı için alımda ona göre oluyor. Evde kullanım için aynalar falan da çok bizde ama yaklaşık hepsinin dışarıda muadilleri çok daha uygun fiyatlı bulunabiliyor. Ama farkı da tam burada başlıyor. O yüzden de bu tip işlerle ilgili ya da birazcık daha tasarımla, sanatla, zanaatla ilgili olan müşterilerimiz var. Uzun zamandır bu işle uğraştığımız için belli bir müşteri kitlemizde var. Sanırım orta sınıf müşteri kitlemiz biraz daha fazlaymış. Bu dönemde çok orta sınıf kalmadığı için maalesef oradan etkileniyoruz direkt.

O yüzden hani elçiliklerde çalışan ve Ankara'da yaşayan yabancılar da bir biraz bizim müşterimiz oluyor. Yani ilgi ülke gündemine göre değişiyor. Ama kötü de değil. Çünkü biz buradan geçiniyoruz. Yani bunu hobi olarak yapmıyoruz. Sevdiğimiz işten para kazanıp geçimimizi sağlıyoruz. Türkiye'de şu anda herkeste aslında bir nevi öyle ama hani burada da bizim durumumuzda birazcık daha zorlaştı. Ama biz yine de tasarlamaya devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

Rüveyda Aslıipek/ www.gazeteilksayfa.com