Kolları olmayan ressam Cumhurbaşkanından ilham alıyor
İki kolu olmayan ressam Yusuf Akgün, çizdiği resimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ilham aldığını söyledi. 6 yaşında iki kolunu kaybettikten sonra ağzı ile resim çizmeye başlayan ressam hayat hikayesini ve engelleri nasıl yendiğini anlattı.
İki kolu olmayan 30 yaşındaki ressam Yusuf Akgün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2012 yılında çizdiği portresini bir gün kendisine ulaştırmak hayaliyle evinin başköşesinde saklıyor.
6 yaşında çıktığı elektrik direğinde yüksek gerilime kapılarak iki kolunu kaybeden Iğdırlı ressam Akgün, 9 yaşından beri ağzı ile resim çiziyor. Sanatının son döneminde çizdiği birçok resimde Erdoğan’ın azim ve kararlılığından ilham aldığını söyleyen Akgün yaptığı açıklamada;
“Bu portreyi 2012 yılında çizdim. Cumhurbaşkanımız o zaman başbakandı. Cumhurbaşkanımızla birlikte Suat Kılıç’ın ve Abdullah Gül’ünde portrelerini çizmiştim. Onları ulaştırdım. Hayalim bu portreyi de sayın cumhurbaşkanımızın kendisine bizzat taktim etmekti edemedim. Fakat bu portreyi hep hayatımın başköşesine koydum. Recep Tayyip Erdoğan’ın azmi ve başarısı bana ilham kaynağı oldu. 15 Temmuzda yalnız başına verdiği mücadelede inananların kazanacağını bir kez daha gördük. O gece bu tablo benim için bin kat daha değerli oldu.” şeklinde konuştu.
Resim yaptıkça engelimi unuttum
Resim yaparak hayatında birçok şeyi değiştirdiğini ifade eden Akgün, evliliğinden iş hayatına kadar yaşadığı başarıların tamamının resme borçlu olduğunu vurguladı. 6 yaşında kollarını kaybedince sosyal hizmetlerde büyüyen ressam, orada ağzına aldığı bir kara kalemle hayatının değiştiğini belirterek,
“İlkokul ikinci sınıfta öğretmenimin test kağıdı dağıtırken dalgınlıkla benimde önüme bir test kağıdı koyması ve benimde kalemi ağzımla tutup karalamam öğretmenimin şaşkınlığı, arkadaşlarımın şaşkınlığı bana orada engellime karşı kullanabileceğim bir şey bu şansı gösterdi. Meraklıydım çizgi romanlara, çizimlere, fantastik karakterlere meraklıydım.
Bunları bir şekilde yapmaya çalışırdım. Geliştirmeye devam ettim. Ağzımla tuttuğum kalemle devam ettikçe çevremdeki şaşkınlığın daha çok arttığını engelimin daha çok azaldığını saygınlık kazandığımı fark ettim. 11-12 yaşında çizgimiz yavaş yavaş kazanmaya başladım. İlkokul ortaokul öğretmenlerimin teşviki üzerine hayal gücümü kullanmaya başladım. Liseler arası ortaokullar arası bölge okul bazındaki resim yarışmalarına katıldım, dereceler kazandım. Bu beni daha çok teşvik etti. Daha sonra geniş kapsamda profesyonelliğe doğru gidebilecek kapsamda çalışmalara başladım. Güzel sanatlara niyetlendim. Özel bir üniversitede burslu olarak başladım. Moda tekstil ve tekstil mühendisliğini okudum. Sergiler açtım.” şeklinde konuştu.
Yüzme Kick Boks ve Atletizmde Türkiye’yi 12 Ülkede temsil ettim
Resmin yanında sporla da ilgilendiğini ifade eden Akgün, yüzme, kick boks ve atletizm gibi sporlarda da kendini geliştirdiğini belirterek,
“Kollarınızı kaybettiğinizde hiçbir şey yapamadığınızı düşünün çocuk yaşta bağımlısınız. Hayatınızdaki en ufak hareketinizde birinin olması gerekiyor. Bu zorluklarla karşılaştım. Sosyal hizmetlere geldiğim zaman ayrı zorluk oldu. Üniversiteyi bitirdiğimde ev tuttuğumda şu düşüncem vardı; evi tutacağım ama kapıyı nasıl açacağım? diyordum. Kaldığım öğrenci yurdunda yardım etmeye kalkıştıkları zaman izin vermezdim. Ben denemeliyim derdim. İki üç defa anahtarı kırdım ama sonunda öğrendim. Bugün çok rahatlıkla evimin kapısını açabiliyorum. Zorlukları aşama aşama birçok alanda yaşıyorsunuz.
Bu konuda sürekli deneyerek saçımı taramayı, öz bakımı yapmayı öğrendim. Resim benim için rehber oldu ama ben resimle sınırlı kalmadım. Başka alanları da denedim. Yüzme, Kick Boks tarzı savunma sporları, atletizmle Türkiye’yi 12 ülkede temsil ettim. Türkiye’ye belli dereceler getirdim. Sanatsal alanlarla daha çok aktif olmaya başladım. İletişimci arkadaşlarla kamerayı çekimi senaryoyu öğrendim. Çektikleri filmlere dahil oldum. Ne bulduysam atladım tabiri caizse.” dedi.
Yere düşen engelli kendi kalkmayı öğrenmeli
Engellilerin mücadeleyi bırakmaması konusunda da mesajlar veren Akgün, “Pes etmesinler, mücadele etsinler, olmayacak diye bir şey yoktur. Gerçekten çabalasınlar, denesinler. Ebeveynleri de çevresinde engelli bireyi düşünüp de savunduğuna inanıyorsa onu zorluklara teşvik etmeli, yere düştüğü zaman kaldırmamalı, kendisinin kalkmasını sağlamalı. Bağımsız olabilmesi için kendi kendisi o sıkıntılarla yüzleşmeli, korkmamalı” şeklinde konuştu.
Enes Sansar / HABER VAKTİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.