Kiracı ev sahibi davalarındaki yığılmadan dolayı duruşmalar 1 yıl sonraya veriliyor
Son dönemde kira uyuşmazlık davalarındaki aşırı yığılmadan dolayı mahkemelerin sıkıştığını belirten Avukat Nizameddin Kocabey, davanın açılmasının ardından ilk duruşmanın çok geç tarihlere verilerek sonraki adli yıla sarkabildiğini söyledi.
Avukat Nizameddin Kocabey ile kira uyuşmazlıklarında zorunlu arabulucuk dönemi ile ilgili yaptığımız söyleşiye devam ediyoruz. Serinin ilk bölümünde konuyu genel hatlarıyla masaya yatıran Kocabey, ikinci kısımda arabuluculuk sürecinin ne şekilde işleyeceğini ayrıntılarıyla anlattı. Arabuluculuk dönemini zorunlu kılan sebeplere de değinen Kocabey, kira uyuşmazlığı davalarındaki patlamadan dolayı ilk duruşmanın 1 yıl sonraya verilebildiğini söyledi.
MAĞDURİYET GİDERİLECEK
Günümüzde kira uyuşmazlıklarında 5 yılı dolduranların kira tespit davası açabildiğini, doldurmayanların ise uyarlama yoluna gittiğini belirten Kocabey, “Bir taraftan tahliye davaları açılıyor. Bu durum, mahkemelere ciddi anlamda bir iş yükü getiriyor. Mahkemeler şu an kira uyuşmazlıklarında 1 yılı geçen duruşma tarihleri vererek yeni bedelleri tespit etmeye çalışıyor. Şimdi 2023 yılının eylül ayı içerisindeyiz. Kira tespiti davası açtığımızı farz edelim, 12 ay sonrasına duruşma günü veriliyor. Buna ek o duruşmada karar verilmiyor. Dosya bilirkişiye gidecek, itiraz olacak, istinafa gidecek. Davanın sonuçlanması 3 seneyi bulabiliyor. Önünüzdeki döneme uyarlamaya çalıştığınız kira bedeli 3 sene sonra geliyor. Aslında yasa koyucunun arabuluculuk sistemini getirmesindeki mantık bu. Uzun süren yargılama süreci hak talep edenin mağduriyetine yol açıyor. Arabulucu huzurunda bir netice alınırsa hem kestirmeden bir çözüm elde edilmiş olacak hem de mağduriyetin önüne geçilecek. Çünkü arabuluculuk süreci kanuna göre 3 haftada noktalanmak zorunda” diye konuştu.
ARABULUCULUK SÜRECİ
Adalet Bakanlığına bağlı olan Arabuluculuk Daire Başkanlığının zorunlu başvurular için sicile kayıtlı arabulucuları görevlendireceğini söyleyen Kocabey, “Adliyelerde arabuluculuk büroları mevcut. Vatandaşlar bürolara gidip gerekli formu dolduracaklar. Formda uyuşmazlıkla ilgili genel bilgileri ,taraf bilgilerini ve taleplerini belirtecekler. Oradan dosya bir arabulucuya tevdi edilecek. Sonra görevlendirilen arabulucu taraflar ile iletişime geçecek. Taraflar bir toplantıya davet edilecek. Vatandaşlar fiziki olarak bir araya getirilmeye gayret edilecek. Bu mümkün değilse her türlü iletişim vasıtası kullanılarak müzakere edebilecek bir ortam yaratılacak. Anlaşma sağlanırsa tutanağa bağlanacak. Yapılan anlaşmanın çerçevesi tutanağa madde madde yazılarak uyuşmazlık sonlandırılacak. Tarafların imzası alınacak. Böylece uyuşmazlık anlaşma ile neticelenmiş olacak. Anlaşmama durumunda ise aynı şekilde müracaatları yapan vatandaşlar için anlaşmama tutanağı tutulacak. En başta arabulucuya başvuran taraf bu tutanağı dava dilekçesine ekleyerek dava açabilecek” ifadelerini kullandı.
YÖNLENDİRME YASAĞI
Kurallara göre arabulucuların yönlendirme yasağı olduğunu aktaran Kocabey, “Tarafların çözümsüz kaldığı durumlarda arabulucu orta çözüm önerebilir. Ancak Türkiye’deki arabulucuk sisteminde iletişim kanallarını açma anlamında bir yönlendirme yapılabiliyor. Onun dışında herhangi bir şekilde anlaşmanın esaslı bir şekilde sonuçlanması için yönlendirme yapılamaz. Arabulucu sadece tarafların anlaşmasının zeminini oluşturabilir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.