Kene Polemiği Devam Ediyor

UĞUR ÖĞÜT / HABERVAKTİM

Habervaktim’in ‘Ankara’da kene tehlikesine dikkat’ başlığıyla verdiği haberin ardından adeta ortalık karıştı. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Zafer Karaer’le Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney kene polemiği yaşanmaya başladı. Kızılcahamam’ın tehlikeli olduğunu belirten Prof. Dr. Zafer Karaer’i yalanlayan Muhittin Güney’e Karaer bir mektup yazarak açıklamalarda bulundu. Karaer’in mektubu çok uzun olduğundan önemli yerlerine yer verebildik.  

25 KÖYDE 38 POZİTİF VE 1 ÖLÜM

Zafer Karaer mektubunda istatistik verilere yer vererek şu açıklamayı yaptı, “  Senelik izinde olduğum için 13.08.2015 tarih ve 98696813/4121 sayılı kene haberi konulu yazınızı henüz gördüm. Bu yüzden gecikmeli olarak karşılığını yazıyorum. Habervaktim Gazetesi’nde çıkan ‘Ankara’da kene tehlikesine dikkat’ başlıklı haberde Kızılcahamam ilçemizle ilgili verilere bağlı değerlendirmem karşısında üzüntü ve şaşkınlığınızı ifade ederek,  “İlçemizde böyle bir vakaya rastlanmadığını” iddia etmişsiniz. Bu iddianız Sağlık Bakanlığı verilerine göre doğru değil! Bu noktada Sağlık Bakanlığı Kayıtlarına bakarsanız Kızılcahamam'a ait 2004-2012 yılları arasında Kırım-Kongo vaka sayılarının 25 köyde 38 pozitif ve 1 ölüm olduğunu ve bunların yıllara dağılımının da aşağıdaki şekilde gerçekleştiğini görürdünüz!(yasal dayanaklı belge)

2004    2 köy    2 pozitif

2005    3 köy    3 pozitif

2006    1 köy    1 pozitif

2007    4 köy    4 pozitif

2008    8 köy    11 pozitif 1 ölüm

2009    10 köy  11 pozitif

2010    4 köy    4 pozitif

2011    1 köy    1 pozitif

2012    1 köy    1 pozitif”

KENE’DEN BELEDİYE SORUMLU DEĞİL

Kızılcahamam’da yaşanan kene sıkıntısından belediyenin sorumlu olmadığını bunun doğal bir durum olduğunu belirten Karaer, “Ancak bu tablodan elbette siz sorumlu değilsiniz. Elbette buraya keneleri ve hastalığı siz getirmediniz. Türkiye genelinde Kırım-Kongo hastalığı ile ilgili listeye baktığımız zaman rakamların binlerce hastalığa yakalanma ve yine yüzlerce ölüm olayına ulaştığı görülür. Burada önemli olan hastalıklar ortaya çıkmadan hangi hastalık ne zaman, nerede, nasıl ve niçin çıkıyor sorularını cevaplamak ve cevaplar doğrultusunda öncelikle korunma yollarını tespit etmek ve hastalık çıktığı zaman da en etkili şekilde mücadele etmektir. Bunun için bizim yaptığımıza benzer çalışmalar Türkiye’nin her yerinde yapılmalı ve hangi hastalığa, hangi bölgede yakalanma riski vardır belirlenmelidir” dedi.

PROJE İÇİN 2 YIL BOYUNCA GECELİ GÜNDÜZLÜ ÇALIŞTIK

Kendisinin bilimsel verilere dayanarak konuştuğunu belirten Zafer Karaer, “Ben şahsen bir insanın ölmesini insanlığın ölmesi olarak kabul ettiğim için ve bilim alanımla ilgili hastalıkta 100’lerce ölüm meydana geliyorsa, benim üzüntüm yüzlerce kez insanlığın ölmesidir. Tabii bilim insanı olarak üzülmenin yanında, bu ölümlerden ve hastalıklardan sorumlu kişilerden birisinin de ben olduğumu kabul ederek sizin ‘söylenilen’, hatta hakaret addettiğim ‘sözde’ olarak nitelendirdiğiniz araştırmamızı projelendirdik. Önceki onlarca çalışmamızdan edindiğimiz deneyimleri bu projeye aktararak projenin bir model olmasını ileride bütün illerimizde yapılmasını düşünerek planladık. Projemiz hem Sağlık Bakanlığı tarafından, hem de Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Dairesi Başkanlığı tarafından desteklendi. 2 yıl boyunca geceli gündüzlü hem arazide, hem laboratuarda çalışarak, büyük emekler harcayarak tamamladık” diye konuştu.