İslami finans her yıl %10 büyüyor
Faizsiz finans ya da etik finans olarak tanımlanan İslami Finans sadece Müslüman ülkelerde değil aynı zamanda İngiltere ve Lüksemburg olmak üzere pek çok ülkenin de merkezileşmek istediği ekonomik bir saha olarak öne çıkıyor.
2017 tarihli Küresel İslami Finans Raporuna göre; toplam iş hacmi 2 Trilyon 293 Milyar Dolara ulaşan İslami finans sektörünün 2016 yılı verilerine göre, iş hacmi 7 Trilyon 806 Milyar Dolar olarak hesaplandı. Sadece 2015 yılında 150 milyar dolar büyüyen sektör, her yıl yüzde 10 oranında genişliyor.
Küresel düzeyde İslami finans ve katılım bankaları, yaklaşık 40 ülkede faal olmasına karşın, sektörün liderliğini İran, Suudi Arabistan ve Malezya sürdürüyor. 2016 verilerine göre; 560 milyar Dolar ile İslami finans ve katılım bankacılığı sektörünün lideri olan İran'ı; 401 milyar Dolarla Suudi Arabistan, 335 milyar Dolarla Malezya, 197 milyar Dolarla Birleşik Arap Emirlikleri,
130 milyar dolarla Katar, 121 milyar Dolarla Kuveyt izliyor. İslami finans uzmanları, halen aktif büyüklüğü açısından 7'inci sırada olan Türkiye'nin sahip olduğu potansiyeli yeterince değerlendirmediğini kanısında hem fikir.
YÜZDE 75'İ KENDİ VARLIKLARI
İslami finans bankalarının küresel varlıklarının yüzde 75'inin varlıklarını kendi öz varlıkları, yüzde 15'ini faizsiz bono, yüzde 4'ünü sermayeye çevrilmiş yatırımlar, yüzde 5'ini ise katılım sigortası, mikro-finans ve diğer yatırımlar oluşturmaktadır. 2017 tarihli Küresel İslami Finans Raporuna göre; 2016 yılı sonu itibariyle İslami finans sektörünün hacmi 2 Trilyon 293 Milyar Dolara ulaştı. 2016 yılı verilerine göre, küresel İslami bankacılık sektörünün potansiyel iş hacmi 7 Trilyon 806 Milyar Dolar olarak hesaplandı.
BİR YILDA 150 MİLYAR DOLAR
2017 tarihli Küresel İslami Finans Raporuna göre; 2016 yılı sonu itibariyle İslami finans sektörünün hacmi 2 Trilyon 293 Milyar Dolara ulaştı. Bir önceki yılla karşılaştırıldığında sektör sadece 2015 yılında 150 milyar dolar büyüdü. İslami finansın yıllık yüzde 10 civarında genişliyor. Bu büyüme hızının nedeni olarak, dünyadaki Müslüman nüfusun sürekli artış göstermesi, İslam ülkelerinde kişi başına düşen yıllık gelirin yükselmesi ve İslami finans konusundaki farkındalığın küresel ölçekte artması gösteriliyor.
KÜRESEL REKABET
İslami finans alanında merkez konuma gelme arzusu sadece Müslüman ülkelerin değil, İngiltere, Lüksemburg gibi Batılı ülkelerin de hedefleri arasında yer alıyor. Kalkınma tartışmalarının yoğun olarak yapıldığı 20'inci Yüzyılının ikinci çeyreğinde başlayan ve II. Dünya Savaşı sonrasında artarak gündeme gelen İslam ekonomisi ve İslami finansman yöntemleri 21'inci yüzyılın başında yaşanan küresel kriz sonrasında görünür bir şekilde dünya gündemine girmeye başladı. Özellikle, 2008 küresel krizinin bankacılık ve finans sisteminin çöküşüne neden olması, bu ihtiyacı belirgin hale getirdi.
2 TRİLYON DOLARLIK SEKTÖR
Ortadoğu ve Asya'nın önemli bir kısmında 1980'li yıllarda popüler bir kavram olan İslami Finans, son 10 yıllık zaman diliminde hızla Avrupa ve Amerika'da da yayılarak tanınırlığını arttırmıştır. Dünyada İslami kurallar esas alınarak oluşturulmuş finansal varlıkların toplam miktarı, 1990 yılında 150 Milyar Dolar seviyesinde iken, 2017 yılı itibariyle 2 Trilyon Dolara çıktı. İslami kurullara uygun finansal işlemler yılda yüzde 15 oranında büyümektedir.
Uğur DUYAN/HABERVAKTİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.