İslami eserler Türk İslam ülkeleri arasında birlik için önemli adım
Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ, Ankara’da düzenlenen “İlk Dönem Türkçe İslami Eserler Sempozyumu”nu gazetemize değerlendirdi: “Türk İslam ülkeleri arasında birlikteliğe giden yolda atılan önemli bir adım.”
Yeni Türkiye Strateji Araştırma Merkezi Türk Dünyası Masası Başkanı Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ 28-30 Haziran arasında Ankara’da düzenlenen Atebetü’l-Hakâyık ve ‘İlk Dönem Türkçe İslami Eserler Sempozyumu’ hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Gökdağ, “Türkiye’nin kalıcı ve milli stratejilere ihtiyacı vardır. Yeni Türkiye’nin kalıcı ve milli politikaları belirlenirken, stratejik öngörüleri yapılırken bunlar; dile, tarihe ve kültüre dayanmalıdır” dedi.
UNESCO 2018 YILINI ATEBETÜ’L-HAKÂYIK YILI İLAN ETTİ
Yeni Türkiye Strateji Araştırma Merkezi Türk Dünyası Masası Başkanı ve Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ 28-30 Haziran arasında Ankara’da düzenlenen Atebetü’l-Hakâyık ve İlk Dönem Türkçe İslami Eserler Sempozyumu hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Gökdağ, 2018 yılının UNESCO tarafından Atebetü’l-Hakâyık yılı ilan edildiğini belirterek eserin önemine vurgu yaptı.
ATEBETÜ’L-HAKÂYIK’IN 7’NCİ NÜSHASI BULUNDU
Atebetü’l-Hakâyık’ın 512 mısralık hacimce küçük bir eser olduğunu fakat çok etkili bir eser olduğunu dile getiren Gökdağ, “Atebetü’l-Hakâyık’ın bilinen 6 nüshası var, fakat 7’nci nüshası da Hollandalı bir bilim adamı tarafından bulundu. İlk defa bu keşif bu sempozyumda duyurulacak ve tanıtılacak” dedi. Eserin neşredilişinin 100’üncü yılı olması sebebi ile 2018 yılını UNESCO’nun Atebetü’l-Hakâyık yılı ilan ettiğini vurgulayan Gökdağ, UNESCO’nun bu kararları almasında Türkiye UNESCO milli komitesinin büyük gayretleri olduğunu dile getirdi.
SOSYAL BİLİMLERİ HER ALANDA ELE ALMALIYIZ
Sempozyumda dini muhtevalı fakat Türkçe yazılmış eserlerin çeşitli boyutlarıyla bilim adamları tarafından inceleneceğini belirten Gökdağ şu ifadeleri kullandı, “Türkçe İslami eserler daha çok dilcilik açısından ele alınıyordu. Dil, tarih, edebiyat, ilahiyat sosyoloji gibi sosyal bilimlerin her alanından bilim adamları bu eserlere yaklaşsınlar ve bu eserler günümüze ne söylüyor, ne çıkarım yapabiliriz, eğitim ve siyaset sistemimize nasıl katkısı olabilir diye böyle bir sempozyum düzenledik” dedi. “Türkçe İslami eserlere baktığımızda, İslam’ın emirlerine uygun bir şekilde bilgiye çok önem vermişiz. Bu eserler bilgili olmanın, bilimle uğraşmanın ve bilgi ile her kapının aralanacağını ve bir Müslümanın da bu şekilde yaşaması gerektiğini söyleyen eserlerdir” diyen Gökdağ, “Bu eserlerimizi sadece filolojik açıdan değil sosyal bilimlerin her alanından ele almamız gerektiğini belirterek sempozyumun yapılma amacını belirtti.
BİLİMSEL AÇIDAN BİR KAZANIM OLACAK
15 farklı ülkeden 156 katılımcının çok sayıda bildiri gönderdiğinin altını çizen Gökdağ, 42’si ülke dışı 114’ü ülke içinden gelen bilim adamları ile 2 gün sürecek olan sempozyumun, 4 farklı salonda 28 ayrı oturumda gerçekleşeceğini belirtti. “Kültürel diplomasi, siyasi diplomasinin önünü açar” diyen Gökdağ, bu tarz sempozyumların hedefe yönelik tarafları olduğu gibi aynı zamanda ilim adamlarının en yeni araştırmalarının bildiri olarak sunulmasının sosyal bilimlerde Türk dili, tarihi ve kültürü ile ilgili yeni bilgilerle tanışmaya sağlayacağını ve bilimsel açıdan bir kazanım olacağını vurguladı.
KÜLTÜR TEMELLİ STRATEJİLER HEDEFLENMELİ
Yeni Türkiye’nin vizyonunun bilgiyi ortaya koyup, vizyon oluşturmak olduğunu söyleyen Gökdağ, “Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine vurgu yapılırken, bu hedeflere giderken kültür temelli stratejilerin olması gerekir. Bu stratejiler kalıcı ve milli stratejilerdir. Türkiye’nin kalıcı ve milli stratejilere ihtiyacı vardır. Yeni Türkiye’nin kalıcı ve milli politikaları belirlenirken, stratejik öngörüleri yapılırken bunlar dile, tarihe, kültüre dayanmalı. Hedef bölgeyi öncelikle de kendimizi tanımalıyız ama neye yönelik politika geliştireceksek orayı da bilmeliyiz” dedi.
BİN YIL ÖNCE ECDAT NE YAZMIŞ BUNU BİLMELİYİZ
Yerli ve milli insan sermayesi oluşturulacaksa, onların beslenme kaynağının Türkçe İslami eserler olması gerektiğini söyleyen Gökdağ, eserlerin ne söylediği, eserler ile ne kadar irtibatta olduğumuz, geniş halk kitlelerinin eserlerle irtibatta olmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Gökdağ, “Türkçe İslami eserler bize ait ve bizim ecdadımıza ait eserlerdir. 1000 yıl önce ecdat ne yazmış bunu bilmeliyiz. Bu tarz sempozyumlarda bu farkındalık oluşturulacaktır. Bu sempozyum Türk İslam ülkeleri arasında birlikteliğe giden yolda atılan temel adımlardan da birisidir” ifadelerini kullandı.
Emrah ÖZCAN/HABERVAKTİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.