Huzurevlerinde buruk sevinç

Huzurevlerinde buruk sevinç

Ramazan Bayramı öncesi huzurevlerinde buruk bir sevinç yaşanıyor. Huzurevi sakinlerinin bir kısmı Bayram'da sevdiklerini dört gözle beklerken, bazıları ise ziyaretine kimsenin gelmeyeceğinden emin Bayram'a buruk bir şekilde yalnız girmeye hazırlanıyor. 

Çubuk'ta bir barakada hayatını idame ettirirken devlet korumasına alınarak huzurevine yerleştirilen 71 yaşındaki Yaşar Kaya, hiçbir yakının olmadığını kaydederek, "Zor günleri geride bıraktım, artık bana her gün bayram" diyor.     
TELEFON AÇANIM DAHİ YOK 

61 yaşındaki Havva Ülger ise bir vakfın desteği sayesinde huzurevinde kaldığını belirterek,  "Eşimin ölümü ile kötü günlerim başladı. 3 kızımın hiçbiri ziyaretime gelmiyor, benimle küsler. Telefon açanım bile yok" diye konuşuyor.

TELEFON DA OLMASA BU HASRET ÇEKİLMEZ

57 yaşındaki Hatice Ateş, 5 yıldır huzurevinde kaldığı anlatarak şunları söylüyor: "Çocuklarım Almanya'da. Bayramda telefon açıyorlar. Telefon da olmazsa bu hasret çekilecek gibi değil." 

MUTLU BAYRAM ÖZLEMİ

Hayatı boyunca sevgisiz büyüdüğünü anlatan 49 yaşındaki doğuştan görme engeli bulunan Döndü Koluaçık ise şunları aktarıyor: "5 yıldır huzurevinde kalıyorum. Anne-babam yok. Bayramda gelen gidenim pek olmuyor. Eskiden beri ailemle bir bayram geçiremedim" Balgat'ta bulunan Umut Çınarı Başkent Vizyon Huzurevi ve Yaşlı Bakım

Merkezi'nde bulunan yaşlılarımızı ziyaret ettik.

Huzurevi sakinleri, yaklaşan Ramazan Bayramı öncesinde umutla sevdiklerinin yolunu gözlüyor. Çeşitli sebeplerden ötürü huzurevini mesken edinmiş yaşlılar, bu bayrama yakınlarının gelmesi ile sevinçle girmek istiyor. Hayatta hiçbir yakını olmadığından dolayı bayramı buruk geçirecek kişiler de bulunuyor. Birçoğuna ise bayram, normal bir gün olarak geliyor. Balgat'ta bulunan Umut Çınarı Başkent Vizyon Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi'nde kalan ve her birinin ayrı bir hayat hikayesinin bulunduğu huzurevi sakinlerini ziyaret ettik. Bayramdan beklentilerini sorduğumuz yaşlılarımızın hayat hikayelerine ortak olduk. 

BANA ARTIK HERGÜN BAYRAM 

Huzurevi sakinleri arasında en dikkat çekici bir isim olan 71 yaşındaki Yaşar Kaya, devlet korumasına alınarak, huzurevine yerleştirilmiş. Çubuk ilçesine bağlı Yaylak köyünde bir barakada hayatını idame ederken devlet korumasına alınan Kaya, eski zor günlerini muhabirimize güç bela anlatmaya çalışıyor. Kulakları ağır işiten ve bir gözü görmeyen Kaya, köyde yaşarken yardımsever vatandaşların yardımıyla ayakta durduğunu anlatıyor. Hiçbir yakının olmadığını kaydeden Kaya, sürekli yalnız yaşadığını, bayramı normal bir gün olarak gördüğünü belirtiyor.  Devletin kendisini koruma altına almasında memnun olduğunu belirten Kaya, "Burada çok mutluyum, tüm ihtiyaçlarım gideriliyor. Zor günleri geride bıraktım artık bana her gün bayram" diyor.     

TELEFON AÇANIM DAHİ YOK 

61 yaşındaki Havva Ülger ise bir vakfın desteği sayesinde huzurevinde kalabildiğini belirtiyor. 3 kızı olduğunu ancak eşinin ölümü ile birlikte kızlarının kendisiyle konuşmadığını anlatan Havva Ülger, kızlarından gelecek bir telefonun bile kendisini mutlu edeceğini söylüyor. Eşinin hayatta olduğu sırada çok mutlu olduğunu kaydeden Ülger, "Eşimin ölümü ile kötü günlerim başladı. Onun ölümü ile adeta ben de toprağın altına girdim. Her şey bir anda değişti. Kızlarım ziyaretime gelmiyor. Telefon açanım bile yok. Buradaki arkadaşlarım artık benim dostum oldu" diye konuşuyor. 

TELEFON DA OLMASA BU HASRET ÇEKİLMEZ

57 yaşındaki Hatice Ateş, 5 yıldır huzurevinde kaldığı anlatıyor. Hayat hikayesi hakkında bilgi veren Ateş, "30 yıl kaldım Almanya'da. Eşimin vefatından sonra bir soğukluk oluştu. Duramadım yabancı diyarlarda. Çocuklarım halen Almanya'da ikamet ediyor. İzine gelecekleri günleri iple çekiyorum. Bayramda telefon açıyorlar. Telefon da olmazsa bu hasret çekilecek gibi değil" dedi. Evinde tek başına yaşaması ile büyük bir yalnızlığa kapıldığını aktaran Ateş şunları söyledi: "Kendi evimde kaldığım zamanlarda da içimde hep bir burukluk vardı. Gelen gidenim yoktu. Hep kapımı çalacak birisini beklerdim. Huzurevinde en azından rahat uyuyorum. Gece acaba bir şey olur mu kaygısı yaşamıyorum. Apartmandayken komşularımı ancak çöp atarken, çarşıya inerken görüyordum." 

SEVGİSİZ BÜYÜDÜM

Hayatı boyunca sevgisiz büyüdüğünü anlatan 49 yaşındaki doğuştan görme engeli bulunan Döndü Koluaçık ise şunları söylüyor: "5 yıldır huzurevinde kalıyorum. Anne-babam yok. 8 kardeştik birisi öldü 7 kardeş kaldık. Eski bayramları özlüyorum ama elden ne gelir. Bayramda gelen gidenim pek olmuyor. Eskiden beri ailemle bir bayram geçiremedim. Bizim ailede ana-baba sevgisi, kardeş sevgisi pek yaşanmadı. Sevgisiz büyüdüm. Anne-babalar çocuklarına sevgilerini iyi vermeliler. Her şeyin temeli sevgidir. "  

KENDİ YAŞLILIĞINIZ AKLINIZA GELİYOR

Umut Çınarı Başkent Vizyon Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi'nde sosyal hizmet uzmanı olarak görev yapan Sezen Günal, mesleğinin yaşam biçimi haline geldiğini belirterek, "Apartmanınızdaki, mahallenizdeki, dışarıda gördüğünüz yaşlı insanlara karşı daha duyarlı hale geliyorsunuz. Kendi aile büyüklerinize karşı da daha hassas oluyorsunuz. Etrafınızda olup bitenlere duyarsız kalamıyorsunuz. Kendi yaşlılığınızı düşünüyorsunuz. Yaşlılar için istediğiniz şeyleri yapamadıkça, imkan ve kaynak anlamında onlar için elinizden bir şey gelmedikçe üzülüyorsunuz" ifadelerini kullandı.

 OSMAN AKDOĞAN / HABERVAKTİM-

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.