Helale Tek Çatı
Habervaktim’e konuşan TSE Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Yazar, bütün helal sertifikası veren firmaların tek bir çatı altında toplanması için yeni bir akreditasyon sistemi oluşturduklarını açıkladı.
UĞUR ÖĞÜT / HABERVAKTİM
Habervaktim Gazetesinde çıkan ‘TSE’ye Helal Gıda Çağrısı’ başlıklı haberin ardından yapılan eleştirilere TSE helal gıda belgelendirme yetkilileri cevap verdi. Akademik İstişare Kurulu, Din İşleri Yüksek İstişare Kurulu birlikte çalıştıklarını belirten yetkililer denetimlerinde son derece hassas yapıldığını söyledi. Helal sertifika veren firmaları bir çatı altında toplamak istediklerini aktaran TSE Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Yazar, TSE’nin helal belgelendirme akreditasyon sistemi kurmak için çalışmalar yaptığını ifade etti.
HEDEF TÜRKİYE’NİN İHTİYACINI KARŞILAMAK
Türkiye’de tüketimi karşılayacak şekilde helal jelatin üretmeyi hedeflediklerini belirten Doğan Yazar şunları söyledi: “Türkiye’de 2 tane helal jelatin üreten tesisimiz var ve Türkiye’deki ihtiyaç olan 6 bin ton tüketimin 5 bin tonunu şuanda karşılıyor. Hedef 6 bin tonun tamamını helal olarak üretilmesi. Helal belgelendirme konusunda kanuni bir zorunluk yok ortada, firmaların talebi sonrası helal belgesi veriliyor. Bizim helal belge çalışmalarımızdaki kriterlerimiz sadece dini unsurlar değil, sağlıklı kısmada çok dikkat ediyoruz, helal ve sağlıklı gıda olarak zikredilir bu literatürümüzde. İnsan sağlığına zararlı olan ve bakanlığımızın resmi limitlerinin üzerinde olan bir ürüne bizim çalışmalarımızda asla izin verilmez. Ama eğer konulan katkı maddesi bakanlığımızın resmi limitlerinin altında ise ve bunun insan sağlığı açısından zararı yoksa bunun bir mahsuru yoktur.
TÜKETİCİLER BU KONUDA BİLİNÇLENMELİ
Türkiye Müslüman bir ülke, üretilen ürünlere güven olduğu için helal belgeye rağbet az. Daha çok bizden belge talep edenler kimler; ihracatla uğraşanlar ama çok şükür ülke genelinde de farkındalık oluşmaya başladı. Tüketici bu konuda bilinçlenirse üreticide buna cevap verme ihtiyacı hissedecek, bu biraz da tüketiciyle ilgili bir durum. Bir belgelendirme işi yapılıyorsa bunun üçüncü bir kuruluş tarafından akreditasyon dediğimiz çalışmayla teyit edilmesi lazım. Hiç kimse benim ürünün en iyidir diyemeyeceği gibi benim belgelendirmem herkesten daha iyidir deme hakkına sahip değil. Sizin belgelendirmenizin doğru olup olmadığını ortaya koyacak akreditasyon kuruluşudur. Uygulanan standartlar diğer İslam ülkelerinin de kabul ettiği tek bir standart olursa ne benim sizden daha iyi belge verdiğimi iddia etme şansım var ne de sizin benden daha iyi belge verdiğinizi iddia etme şansınız var, çünkü literatür aynı. Eğer standartları uygulamada bir sıkıntı varsa bunu da akredite eden kurum belirleyecek.
ORTAK HELAL BELGELENDİRME ÇALIŞMASI
Eğer bir ürünün ambalajı bile haram olan bir şeyi andırıyorsa bu bile kabul görmüyor bizim çalışmalarımızda. Örneğin bir sirke şişesi şarap şişesini andırıyorsa buna helal sertifikası verilmeyebiliyor. Biz birlik olmak istiyoruz, hep beraber bir standart konulmuş ortaya 32 tane İslam ülkesi bunu kabul etmiş bu standart üzerinden belge verelim. Ülkemiz de bu standarttı ilk adapte eden ülke, uluslararası alanda yayınlanmış kabul görmüş bir standarttı siz ülkenizde uygulamak istiyorsunuz. Kendi standart kuruluşunuzdan başkası bunu adapte edemez doğal olarak. A şahsı çıktı özel belgelendirme yapmak istiyor bu standartla yapsa sorun olmayacak, kendi belirlediği kriterlerle belgelendirme yapmak istiyor. Siz kendi kriterinizi belirlemek yerine standarttı kullansanız, olur ya bir eksik görürsünüz yaparsınız başvurunuzu standarttı revize ederseniz. Tüm bu karmaşa bundan kaynaklanıyor. Bütün helal sertifikası veren firmaların tek bir çatı altında toplanmasına yönelik bir çalışmamız var. Hepsinin aynı standarttı kullanarak ortak belgelendirme yapmasına yönelik bir çalışmamız var. Bu standartların akreditasyon sistemini yapmalıyız, akreditasyon sistemi yapıldığında bu sıkıntılar bitecek.”
32 İSLAM ÜLKESİNİN STANDARTLARI
TSE’nin 32 İslam ülkesinin hazırladığı standartlarla belgelendirme yaptığını ifade eden TSE Uzmanı Bünyamin Demirhan, “İslami literatürde gıda fıkhı diye bir başlık söz konusu değil. İslam’da helaller ve haramlar vardır, ağırlıklı olarak gıda konusu incelenir. Dün tüketicinin gündeminde olmayan bugün gelişen teknolojiyle üretilen bazı katkı maddeleri var. Bu katkı maddelerinin helalliğini haramlığını bir fıkıh otoritesi bu helaldir haramdır diye bilmesi için o katkı maddesinin içeriğini bilmesi lazım. Yani o nesnenin ayrıştırılıp ortaya konulması lazım ki fıkıh otoritesi helalliğini haramlığını söyleye bilsin. Helal belgelendirme OIC/SMIIC 1 helal gıda belgelendirme genel kılavuzu standardına göre yapılıyor. Bu standarttı OIC tabi 32 İslam ülkesinin ilgili uzmanları hazırlamış, uzun bir çalışmayla bu standartlar hazırlanmış. Yüksek Din Kurul Üyesi Dr. Muhlis Akar hocamız bizim helal belgelendirme kurulu üyemiz, 30-40 yıldır burada görev yapıyor. Helal haram konusunda birçok çalışması var” şeklinde konuştu.
UYGULAMANIN DÜNYADA BİR ÖRNEĞİ YOK
TSE Helal Belgelendirme Müdürü Muhammet Özhan Gündüz, “Belgelendirme konusunda TSE bir ilke imza atarak dünyada ilk kez SMIIC 2 standardında akredite olabilmek için müracaat etti. Bir dizi denetimden de geçti, onun sonuçlarını bekliyoruz. Otorite olarak Akademik İstişare Kurulu, Din İşleri Yüksek İstişare Kurulu birlikte çalışıyoruz. Bizim denetimlerde görev verdiğimiz teknik personelin gerekli yetkinlikte olmasına dikkat ediyoruz, mezun olduğu okul, çalışma süresi deneyimi, aldığı eğitimler ve denetim deneyimi gibi birçok kıstaslarımız var. Bu argümanlar devreye girdiğinde bu uygulamanın dünyada bir örneği yok, TSE bu noktada son derece iddialıdır” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.