HAYALİ GERÇEK OLDU

HAYALİ GERÇEK OLDU

Sosyal medyada yazdığı yazılarla ünlenen 17 yaşındaki Abdülkerim Solak, hep hayalini kurduğu ‘Hayatın İçinden Birkaç Satır’ adlı kitabını çıkararak genç yaşında büyük bir başarıya imza attı.

 

OSMAN AKDOĞAN/ HABERVAKTİM-

Kitap okuma oranının düştüğü, internet gençliğinin giderek çoğaldığı günümüzde Ankara’da yaşayan 17 yaşındaki lise öğrencisi Abdülkerim Solak büyük bir başarıya imza atarak zor şartlar altında yıllardır emek verdiği kitabını çıkardı. ‘Hayatın İçinden Birkaç Satır’ adını verdiğini kitabını geçen hafta okuyucularıyla buluşturan Solak, yazarlık serüveni hakkında Habervaktim’e açıklamalarda bulundu. Genç yazar ile yaptığımız söyleşi şöyle: 

Kendinizden bahsedebilir misiniz?

Orta halli ve mutlu bir ailede büyüdüm.3 kardeşiz. Ben 3 erkek kardeşin en küçüğüyüm. Babam demiryolu fabrikasında işçi, annem ev hanımı. Gri şehir Ankara'da geçinip gidiyoruz. 3 odalı evimizde yaşıyoruz hepimiz. Yazları çalışır para kazanıyorum, tatil dışında ise okuluma devam ediyorum. Hayat hep böyleydi benim için. Ama kalabalık ailenin değişmez bir direğidir; mutluluk, eğlence ve huzur...

YÜREKLERE SAHİP ÇIKAN YAZAR

Yazarlık nasıl başladı?

Tam olarak 3 yıldır yazarlıkla uğraşıyorum. Okuduğum kitapların neticesinde elime kalemi aldığımda kendimi tanıyamaz hale geliyorum. Facebook ve instagram resmi hesaplarımda çok sayıda takipçinin yorumları ve beğenilerine karşılık, günlük yazdığım yazılarımı paylaştım. Olumlu yorum ve mesajların neticesinde insanların gözünde küçük yazar olarak kaldım. İlk etapta sosyal medya hesabımda kimliğimi gizliyordum. Daha sonra yayınevi anlaşması olunca bende dayanamadım ve fotoğrafımı paylaşmaya karar verdim. Gece, gündüz gelen mesajları kırmayıp tek tek ilgilendim. Sonrada insanların yüreklerine sahip çıkan kalemimi keşfetmeye başladım. Sonra ki etapta ise insanlara hayatlarına yeni bir bakış açısı kazandırmayı hedeflediğim ilk kitabımı kaleme aldım.

AMACIM HAYATI YENİDEN ÖĞRETMEK

Yazarlık eğitimi almadın değil mi...?

Hayır hiç eğitim almadan, sadece günlük okuduğum kitaplar neticesinde elime kalem alarak başladım bu mesleğe. İnsanlar sosyal medyada okurken zaten eğitiminize bakmıyor. Anlamlı geliyorsa ve evet bende bunu yaşamıştım diyorsa sığınmaya yer arıyor oluyorlar. Tabi buda sizin için güzel bir başarı neticesine geliyor. İnsanlara hayatı yeniden öğretmekti amacım ve en sevdiğim ve istediğim şeydi.

SAKATLANDI YAZMAYA BAŞLADI 

Yazıyor muydunuz daha önce?

Yazma hevesi Trabzonspor futbol akademisinden sakatlığımdan hemen sonra başladı. 3 sene önce başlamıştım yazmaya. Çok küçük yaşlarda kalemlerime sahip çıktım. Çok şükür başarıya ulaşabiliyorum.

17 YAŞINDA…

Peki nasıl bu kadar seri yazıyorsunuz?

Ele alacağımı bir konuda buysa şayet, bana göre yazma dönemi aşırı zor ve karar verirken kesinlik duygusu gerektiren bir meslek. Zor yazıyorum elbette. Ama ele kalem aldığınız da kalemi bırakmazsanız kazanıyorsunuz zaten. Evet bir de 17 yaşındayım, çok okuduğum kitaba borçluyum. Hem okur, hem yazarım...

HAYATI KALEME ALIYOR

Sanırım karakteriniz olarak büyüksünüz...?

Öyle diyorlar hep. Sadece yaşadığım 17 yılımda olan biteni yazmıyorum. O yüzden diğer insanların da hayatlarına yönelik yazarken malzeme sıkıntısı çekmiyorum. Mesleğim hayatı kaleme almak ve insanlara bunu anlatabilmek. Kısacası, duygu tasvirciliği, ben de çok duygusal bir adamım. Anlatacak çok şeyim var.

Şimdi ne değişti?

Ne mi oldu...? 2016 yılının en genç kitap yazarı olarak yeni yıldan hediyemi aldım. Allah'ıma çok şükür...

PARA İÇİN DEĞİL OKUNMAK İÇİN YAZDIM

Kitap satışları ne durumda, olaylara ticari anlamda bakar mısın...?

Hayır öyle bakmıyorum elbette, para için yazmadım ben kitabı.Yoksa yazarlığın bir anlamı kalmaz. Çok satan kitap değildir zaten, çok okunan kitaptır. Ama benim kitabımın da satışları beklediğimden çok, çok iyi. Çok şükür. Gördüğüm rüyalara artık daha çok inanır oldum. Çünkü her gece bir rüyamda kitap satışlarımın iyi gittiğini görüyordum ve yazarlığın meyvesini imza gününde gördüğüm kuyruklardan alıyordum.

GENÇ YAZAR OLARAK KATILDIM

Yayın evi anlaşması nasıl oldu peki?

Facebook hesabımı ve instagram hesaplarımı kurdum, küçük yazılar paylaşıyorum o dönem. Daha sonra artık kitabın çıkma zamanı geldi diye düşündüm. Kapı kapı geziyorum, tabi bu işin bir de dolandırıcısı var, emekçisi var. Sonra yazar abilerimden destek alarak Papillon Yayınları ile görüştüm. Allah razı olsun,yayınevi sahibimiz Asım Paşa Akpınar abimle görüştük. O da yayınevini yeni kurmuş, yazarları henüz yeni yazarlardan. “Genç yazar olarak, ailemize katılmamı istedi” hemen akşamında bana sözleşme gönderdi. Hemen editör işlemlerine başlayarak kitabımızı hazırlamaya koyulduk. 13 Ocakta ise ilk kitabım çıktı.

BEN DE HAK ETTİĞİM YERLERE GELECEĞİM

Bu kadar çok satan yazarlar arasında, zor olmuyor mu?

Kitabın reklamı elbette önemli, fakat yayınevi tanıtımları da bu işin ekmek içi. Her yıl çok satan yazarlar listesine ilk 10’da genelde aynı isimler oluyor. Türkiye’nin büyük yazarları var listede, Kahraman Tazeoğlu, Ahmet Batman, Hikmet Anıl Öztekin gibi isimler var elbette. Ama daha yaşım genç, yolum uzun elbet bir gün bende, hak ettiğim yerlere gelirim.

ELEŞTİRİLEREDEN NASİBİMİ ALDIM

Meşhur yazar oluyum havaları yok mu sende?

Kendimi “Fenomen yazar” olarak görmüyorum, öyle bir iddiam söz konusu olamaz. Benim ilk kitabım, “Hayatın İçinden Birkaç Satır”. Elbette fenomen yazarla buluşup çok satmanın sırrını ve okurlar arasında oluşan izdihamı konuştum. Fakat ben henüz yeniyim, acemi denebilecek kadar yeni. Kendi yağımda kavruluyorum. Kimilerine göre “egolu yazar”, kimilerine göre ise “küçük yazar” olarak tanınmaktayım. Ama tam bir ortası yok henüz. Beni tanıyan çok iyi tanır, tanımayan hiç tanımaz. Okuyan kitabımı okur veya da hiç okumaz. Eleştirilerden bende nasibimi aldım çok şükür. Genelde başarımı kıskananlarda var başarımın daim olmasını dileyende var bu tanıyıp, tanımamakla alakalı tabi.

BAŞKA TÜRLÜ İKİ SATIR OKUTAMAZSINIZ

Sosyal medya hesapların, neden kısa sözler ile dolu.

Sosyal medyayı gençler daha aktif kullanıyor, içlerinde kitap okumayan çok fazla kardeşim, abim, dostum var. İşte kitap okumayan çoğunluğa sadece paylaştığım o küçük yazılarla ulaşmayı hedefliyorum. Başka türlü o tür insana 2 satırı okutmanızın imkanı olmaz...

Peki okumayan insanlara nasıl ulaşırsınız?

Okumayanlara sadece yazdığınız sözler ile ulaşırsınız. Dediğim gibi günümüz interneti durdurulamaz bir hal içinde. Sosyal medya hesaplarımız insanların okumaya yeniden kazandırılmasında öncülük edebilir. Fakat kapak tasarımınızda göze hitap edecek şekilde olmalı ki reklamları fayda etmeli, içeriği daha çok merak edilmeli...

BU İŞİN SIRRINI ÇÖZDÜM

İnsanlar neden bu kadar kitap varken, okumaz ki?

Ülkemizde herkes yazıyor. Fakat herkes okutamıyor. Ben bu yolun sırrını çözdüm. Kitap okuyanlar zaten okuyor tabi. Ama diğer tarafı baza alacak olursam. Okumayan büyük bir topluluk var. Onlara sadece yazdığınız kısa bir cümle yetiyor. Aaa ben bunu yaşadım diyor, sözlerinizin geri kalanını okuyor. Hepsi bundan ibaret...

YERİNE GÖRE KONUŞURUM

Sessiz bir yapınız var gibi

Yerine göre konuşmayı seviyorum diyelim. Neşeli bir insan olmama rağmen hüzne aşığım fakat bu hüznü ağırlaştırırsanız arabeske döner.

İkinci kitabını yayınlamayı planlıyor musun?
Evet, ikinci kitabım için yolun yarısına yaklaştık, diğer kitaplarımın da arşivlerde kayıtlarını tutuyorum. Ama tarih ve isim açıklamak için henüz çok erken…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.