Hatay Mimarlar Odası Başkanı Özçelik: Sınırlı kalması gerekirdi
Hatay Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Özçelik, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’u değerlendirdi.
Hatay Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Özçelik, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile ilgili gazetemize konuştu. Mustafa Özçelik, “Yetkinin müdahil olunması gereken yerlerle sınırlı kalması gerekiyordu” dedi.
9 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı 11 il ile birlikte ülke genelinde kentsel dönüşüme yönelik yargı süreçlerinin hızlandırılması, rezerv yapı alanlarının yeniden tanımı, salt çoğunluk kararıyla kentsel dönüşüm kararı alınabilmesi gibi düzenlemeleri içerdi. Hatay Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Özçelik, konu ile ilgili yaptığı açıklamada kanunun ülke genelinde uygulanacak olmasının tepkilere yol açtığını belirterek, Hatay’da devlet tarafından yapılacak kent merkezi alanlarında bu kanuna ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
HATAY’DA CİDDİ MÜLKİYET SORUNU VAR
Hatay Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Özçelik, Hatay’da Antakya ve Defne’de bazı bölgelerde ağır yıkımlar olduğunu belirterek, “Bu devlet eliyle yapılacak kent merkezi alanlarında olağan yasal prosedürle mülkiyet sorunlarını hiçbir şekilde çözemezdiniz. Çünkü neredeyse mesela bakanlığın çalıştığı alanda nüfusun neredeyse yüzde 80’i mirasçılara kaldı. Bakanlığın bu alanlarda böyle yetkilere ihtiyacı vardı. Buralarda çok ciddi mülkiyet problemleri var. Yetkinin böyle müdahil olunması gereken yerlerle sınırlı kalması gerekiyordu. Yani deprem bölgesini kapsayacak bir takım özel müdahalelerle ilgili bir düzenleme bekliyorduk” dedi.
FARKLI BİR YAKLAŞIM GEREKİYOR
Kanun ile birlikte ortaya çıkan yetkinin ülke genelinde olduğu için tartışmalı olduğunu ve mülkiye açısından insanların güven problemini ortaya çıkardığını aktaran Mustafa Özçelik, “Şu an Hatay’da burayı ziyaret etmeden dışarıdan bazı sorunları anlatmak mümkün değil. Burada yerinde dönüşümle ilgili iki farklı durum var. Hatay açısından merkezin ve çevrenin durumu farklı görünüyor. Örneğin yerinde dönüşüm konusunda biraz daha kırsal alanlar daha az hasar aldığı için orada mesela kendi yerinde kalmak isteyen insanlar açısından çok ciddi mülkiyet problemi yok. Dolayısıyla bu süreci yürütme imkanı var. Ama bütün sorun merkezdeki alanlarda. Buralarla sınırlı olması gereken bir takım çözümler gerekiyor. Böylesi bir süreçten başka türlü çıkmak mümkün değil. Fakat bu sınırlı alanla ilgili belirlenmesi gereken düzenlemeyi bütün ülke sathına yaymak tepkiye yol açtı. Biraz da böyle bakmak lazım. Çünkü şu an Bakanlığın merkezde kendi eliyle projelendirilip emlak konut aracılığıyla uygulayacağı alanlar var. Bakanlığın kendisi uygulaması dışında oraların tekrar mülkiyet sorunları çözülerek yeniden yapımı mümkün değil. Olağan mevzuatla mümkün görünmüyordu. Yani aslında deprem bölgesine daha farklı bir yaklaşım olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.