Hastalığı azim kaynağı oldu
Beyin tümörü ve MS gibi ciddi hastalıklarla mücadele eden 27 yaşındaki Fatma Demirci hayatını kaleme aldı.
6 yıl önce beyin tümörü teşhisi konulan 27 yaşındaki Fatma Demirci, aynı zamanda bir MS hastası. Yaşam mücadelesinden vazgeçmeyen Demirci, eğitimini tamamladı, işe girdi, kitap yazdı. Bunlarla da yetinmeyen Fatma Demirci kendini geliştirme ve hayallerini gerçekleştirme yolunda ilerlemeye devam ediyor.
O, maddi ve manevi pek çok sıkıntılarla mücadele ederek hayata tutunan, güçlü kişiliğiyle eğitim hayatını başarıyla tamamlayarak görev ve sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getiren herkes için ve özellikle gençler için tam bir ilham perisi. Her türlü zirvenin aşılma formülü. İnsan kudretinin sınırlarında gezerek aşılayıcı ümit rüzgarı. Kendisi “Yaşadıklarım hiçbir zaman sırtımda bir kambur olmayıp her zaman beni ilerletecek azmin kaynağı oldu” diyor.
HEM OKUDU HEM ÇALIŞTI
İmkansızlıklarla birlikte hastalıkla mücadeleden asla vazgeçmeyen Fatma Demirci, “21 yaşında iken beyin tümörü teşhisi konuldu. Vücutta olumsuz belirtiler ortaya çıkınca bir operasyona gerek duyuldu. Bunun için Sakarya’dan Ankara’ya geldim. Ankara’ya geldikten sonra yapılan tetkikler sonucunda MS hastası olduğumu da öğrendim. Sonrasında yaşam boyu sürecek koruyucu tedavilere başlandı. 6 ay sonra bir atak yaşadım ve koruyucu tedavilerim artırıldı. Bununla birlikte tedavi masrafları da artmaya başladı” şeklinde belirtti.
Beyin tümörü ve MS hastalıklarına rağmen yükseköğrenimini tamamlayan Fatma Demirci yaşadıklarını aktardı. Demirci, “Liseyi birincilikle tamamladım. Üniversiteye maddi imkansızlıklar nedeniyle gidememiştim. Okumayı çok istiyordum. Daha sonra açıköğretimden Önlisans okumaya başladım. Sakarya Valiliği’ne çok defa başvurdum. Açıköğretim dönemlik ücretlerini karşılamamda bile yardımcı olmuyorlardı. Bir yandan hastalıklı boğuşuyordum bir yandan da eğitimimi tamamlamak istiyordum.
Eğitimim başlamadan önce beyin tümörü teşhisi konmuştu. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadım. Okuluma devam ettim. Sigortam olursa hem tedavi görmem kolay olur hem de maddi gelirim olur diye işe girmek istedim. Açıköğretime devam ederken çevremdekilerin yardımı sayesinde bir yerde çalışmaya başladım. Ders çalışırken gözlerimde rahatsızlıklar oluyordu. Ben bunu strese, çok çalışmaya bağladım ve üzerinde durmadım. Sakarya’daki doktorlar da bununla ilgili bir teşhis koyamadı. Ankara’ya tedavi olmaya geldiğimde bunun bir MS atağı olduğu ortaya çıktı. Bu atakları hasarsız atlatmak mümkün değil ve benim de gözümde hasarları kaldı. Bu şekilde hem tedavi oldum hem derslerimi geçerek diplomamı aldım” dedi.
EN BÜYÜK DESTEKCİM ANNEM
Çocukluğundan beri türlü zorluklar yaşayan Fatma Demirci, en büyük destekçim dediği annesi Sevgi Demirci ile hayata göğüs geriyor. Yaşadığı zorluklara değinen Demirci, “Annem ile babam ben 7 yaşında iken boşandılar. Ailemin hiçbir sosyal güvencesi yoktu. Babam 3 yıl önce vefat etti. Annem hastalığımın her aşamasında en büyük destekçim oldu. Annem çalışmıyor, kendisi ev hanımı. Hiçbir sosyal güvencimiz yoktu ve yeşil kartım sayesinde tedavi olabiliyordum. Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi olmam için sigortalı olmam gerekiyordu. Yeşil kartlı olarak kabul etmiyorlardı. İlaçların maliyeti de çok yüksek oluyordu. MS hastalığı teşhisi konmadan iki ay önce çevremdekilerin destekleri ile Sakarya’da bir işe girdim. Sigortam olunca en azından ilaçları alma ve üniversite hastanelerinde tedavi olabilme şansım oldu” şeklinde anlattı.
YAZILACAK HAYAT NASİP OLDU
Tam bir kitap kurdu olan Fatma Demirci çocukluğundan beri hayat öykülerine duyduğu ilgi üzerine kendi hayatını da kitaplaştırdı. Kitabını satarak tedavi masraflarına destek bulmaya çalışan Demirci kitap fuarlarına da katılıyor. Demirci, “Şu anda 27 yaşındayım. Yaşadığım tüm zorluklara göğüs gerdim, asla pes etmedim. Hem işe girip çalıştım, hem de açıktan önlisans ve lisans eğitimlerimi tamamladım. Çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Kitap yazma fikri çocukluğumdan beri olan bir şeydi. Hayat hikayelerini okumayı çok severim. Bana da yazılacak bir hayat hikayesi nasip oldu ve bunları kaleme aldım. Kitabımı okuyanlardan çok güzel geri dönüşler alıyorum. Hayat mücadelesinde en güzel örneksin diyorlar” ifadelerini kullandı.
HAYAT BAŞLI BAŞINA BİR DEĞER
Yaşadığı hayatı değerli olarak gören ve diğer hastalara da ümit vermek için kendi yaşamından kesitlerin olduğu bir kitap yazan Fatma Demirci hastalara tavsiyelerde bulunuyor. Demirci, “Öncelikle insan neden ben dememeli ve hastalığı kabul etmeli. Tedaviyi kesinlikle reddetmemeliler ve çaresini aramalılar. Hastalıklarda maddi, manevi destek te çok önemli. Devletimiz bu tür hastalara gereken desteği vermeli ve onların işlerini kolaylaştırmalı.
İnsan yaşadığı her anı sevmeli, kaybettiklerini değil kazandıklarını görebilmeli.
Mutluluk ancak insanın sahip olduklarında gizlidir. İnsan kendisine mutsuzluk veren şeylerin ne olduğunu bilmeli ve ona göre hareket etmeli. Bunları ya kabul etmeli ya da mutsuzluk kaynağını hayattan çıkarmalı. İşte gerçek huzur, kararlı olmakla saklıdır. Hayat bir anlam olduğunda güzeldir ve yaşam başlı başına önemli bir değerdir. Bu şans insana bir tez verilmişken, kaybetmemek için savaşmaktan daha güzel ne olabilir?” şeklinde tavsiyelerde bulunuyor.
HAKAN ŞAHİN / HABERVAKTIM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.