Hakem Heyeti’nin kararına ilk tepki: Bu aslında ‘sakın alma’ demek

SİME-SEN olarak TSK, EGM, TBMM’nde çalışan ve Yardımcı Hizmet Sınıfında olan devlet memuru ve memur emeklisi üyelerinin taleplerini dile getiren Başkan Baytemir, Hakem Heyeti tarafından alınan karar sonrası memur ve memur emeklisinin yoksulluk sınırının altında yaşamaya devam edeceğini söyledi.

TSK, EGM, TBMM ve Yardımcı Hizmetler sınıfı mensubu memur ve memur emeklisi üyelerinin sosyal ve ekonomik hak ile menfaatlerini korumakla birlikte maaş ve özlük haklarının iyileştirilmesinde mücadele ettiklerini belirten SİME-SEN Genel Başkanı Baytemir, “Satın alma gücümüzü, sakın alma gücüne dönüştürdüğünüzün hiç mi farkında değilsiniz” dedi. SİME-SEN Genel Başkanı Kenan Haluk Baytemir, memur ve memur emeklisi olan üyelerinin taleplerini şu şekilde sıraladı:

DURUM GÖRMEZDEN GELİNİYOR

Genel Başkan Baytemir, 7’inci Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmelerinin son aşamasında verilen Hakem Heyeti tarafından verilen nihai karardaki memur ve memur emeklisinin 2024 ve 2025 yılı zam oranını yetersiz bularak, “Yoksulluk altında yaşayan, açlık noktasında yaşamaya mahkum edilen memur ve memur emeklisinin durumu görmezlikten geliniyor, yok sayılıyor. Alım gücünün sıfırın altına düştüğünü hiç mi görmüyorsunuz. Memur ve memur emeklisinin yoksulluk sınırı altında yaşadığını hiç mi anlamıyorsunuz. Satın alma gücümüzü, sakın alma gücüne dönüştürdüğünüzün hiç mi farkında değilsiniz. Netice itibariyle hakem heyeti son kararın verdi. Süreç işleyecek ve en son Sayın Cumhurbaşkanımız konu hakkında kararını verecek. Cumhurbaşkanımızdan yoksulluk sınırı altında yaşayan memur ve memur emeklisinin yüzünü güldürecek bir kararın verilmesini talep ediyoruz” dedi.

Başkan Baytemir, görüşmelerde SİME-SEN olarak memur ve memur emeklisinin talepleri olan kira desteği, refah payı, 3600 Ek Gösterge, YHS kaldırılması gibi birçok konunun ele alınmadığını belirterek vergi diliminin sabitlenmesi, Eşel Mobil sistemine geçilerek enflasyon farkının aylık olarak yansıtılması ve büyükşehirlerde memurlara ek ödemeler verilmesi gerektiğini de vurguladı.

YARDIMCI HİZMETLER SINIFI KALDIRILMALI

Baytemir sözlerine şu şekilde devam etti; “657 sayılı Devlet Memurları kanunu 36.Maddesinde yer alan Yardımcı Hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımızın görev tanımları yoktur. Bu arkadaşlarımız kısaca amirinin verdiği her işi yapan devlet memurudur. Türk Silahlı Kuvvetlerinde YHS, Emniyet Genel Müdürlüğünde Teknisyen Yardımcısı unvanında çalışan aşçı, berber, garson, terzi, bahçıvan, kazancı vb. görevlerde bulunan arkadaşlarımızdır. Mülakatta mesleğine yönelik soru ve el becerisine bakılıyor ancak işe alındıktan sonra bu şekilde çalışıyor. Devlet memurunu bu şekilde çalıştırmak devlet memuru vakarına yakışmamaktadır. Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunan 140 bin arkadaşımız tıpkı bir gecede GİH’nde(Genel İdare Hizmetleri Sınıfı) istihdam edilen kavaslarda(sağır ve dilsiz) olduğu gibi, tıpkı adalet bakanlığında bulunan ve bir gecede GİH sınıfında istihdam edilen mübaşirlerimizde olduğu gibi acilen eğitim durumlarına göre GİHS ya da Teknik Hizmetler Sınıfında istihdam edilmelidir.

3600 EK GÖSTERGEDE AYRIMCILIĞA SON VERİLMELİ

3600 Ek gösterge öncelikle öğretmene, polise, hemşireye ve din görevlilerimize verildi. Hayırlı olsun. Hükümetimiz 3600 ek göstergeyi 4 meslek grubuna verirken 1. Dereceye gelmiş diğer kamu personeline YHS dahil 600 ek göstergeyi layık görmüştür. Bu 600 ek göstergenin hiçbir önemi ve faydası yoktur. Bu kapsamda TBMM’nde görevli YHS memurları 600 ek göstergeden mahrum edilmiştir. 3600 Ek göstergenin çalışandan çok emekli memura faydası vardır. Bugün itibariyle 30 yıllık hizmet süresi bulunan bir devlet memurunun 2800 Ek göstergeyle emekli olması durumunda 12 bin 850 TL, 3600 Ek gösterge ile emekli olması durumunda 15 bin 800 TL. Aradaki maaş farkı 2 bin 950 TL. Toplu ikramiyede ise 2800 ek göstergede emekli olan memur 436 bin 250 TL alırken; 3600 Ek gösterge ile emekli olan 535 bin 500 TL almakta olup aradaki fark 99 bin 250 liradır. 3600 Ek Gösterge sadece 4 meslek grubunu değil, tüm kamu personelini kapsamalıdır. Kurum çalışanları arasında ki ayrımcılığa son verilmelidir.”