Galatasaray kazandı ama yine de bir şeyler eksik mi? Yorumcular Elfsborg maçını değerlendirdi
Spor yazarları, Elfsborg galibiyetine rağmen Galatasaray'ın kronik sorunlarına dikkat çekti. İşte spor yorumcularının yazıları…
UEFA Avrupa Ligi'nde Elfsborg'u 4-3 mağlup eden Galatasaray, sevincini zayıf bir oyunla kutladı. Spor yazarları, sarı-kırmızılı takımın zaferinin ardındaki kırılganlığı ve çözülmesi gereken temel sorunları masaya yatırdı. "Bu takımın tek bir sorunu var" şeklinde yapılan değerlendirmeler, Galatasaray camiasında yeni bir tartışma başlattı. İşte spor yorumcularının yazıları…
Serkan Akcan: "Çok atar, çok yer" | Okan Buruk, Osimhen takıma katıldığından beri Icardi ile ikisini birlikte oynatacağı formülü arıyordu doğrusu. Elfsborg karşısında 3-5-Icardi-Osimhen ile oynamak aşırı riskler barındırıyordu. Hücumu beklerle değil forvetlerle genişletmek Osimhen, Icardi, Mertens ve Sara varken sorun olmadı. Ne var ki, sorun top kayıplarının ardından başladı ve geri koşularda bek kademelerinin boş kalması Galatasaray kalesinde 3 gole mâl oldu. Bu formasyonun ana plan olabilmesi için kadronun çok fazla pratiğe ihtiyacı olacak. Ama o güne kadar Galatasaray böyle oynarken çok atar ama çok da gol yer. (FANATİK)
Burak Özdemir: "Bu takımın tek bir sorunu var" | Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi'ndeki üçüncü maçında İsveç ekibi Elfsborg'u sahaya alışılmışın dışında bir dizilim ve sistemle çıkarak 4-3 mağlup etti. Sarı-kırmızılılar ilk yarıda rakibini ezdi geçti, ancak ikinci yarı 'Yine mi?' dedirtti. Galatasaray, Beşiktaş maçında bu sistemle çıkacağına ihtimal vermiyor. Aksi intihar olur. Okan Buruk asıl, sistem üzerine değil, bu kadar kolay gol yeme hastalığı üzerine kafa yormalı. Çünkü bu takımın tek sorunu kolay gol yeme hastalığı! (FANATİK)
Tunç Kayacı: "Korkulan olmadı" | İlk yarıda tribünler mutlu ekran başındakiler mutluydu ama ikinci yarıda rakibin golleri geldi ve herkesin gözü kronometredeydi. Gerçekten Yunus’un kendi ekmeğini kendisinin çıkarttığı 4. gol olmasa Galatasaray‘ın sahadan beraberlikle ayrılması sürpriz olmazdı. Bu takım Süper Ligimiz için yeterli hatta zaman zaman fazla bile ama iş Avrupa arenasına çıkınca defolar da ortaya çıkıyor. Bunu sadece bu maçla ilgili söylemiyorum yakın geçmişe baktığımızda net bir atletik ve fiziksel bir eksiklik var. Sıradan İsviçre, Letonya ve İsveç takımları karşısında düşülen durum bunun kanıtıdır. Neyse ki korkulan olmadı rahat başlayan akşam zorlansak da yine galibiyetle bitti ve tesellimiz oldu. Ama böyle maçlar bu oyunun sürdürülebilir bir durum olmadığının da habercisidir, bizden söylemesi... (FANATİK)
Ömer Üründül: "Sanchez ve Yunus maçın en iyileriydi" | Fark ikiye indiğinde bence bir forveti ve Mertens'i çıkarıp işi garantiye almak gerekirdi. Çünkü Avrupa'nın en vasat takımları bile fizik olarak senden daha iyi durumda. Sonra bir penaltı golüyle fark 1'e indi. Kısa süre sonra da rakip çok net bir beraberlik fırsatını değerlendiremedi. Sonra iki değişiklik yaptı. İş hiç iyi gitmiyordu ama Yunus, müthiş inatçılığıyla iki kere kaybedilen pozisyonun devamında mükemmel bir gole imza attı ve takımını rahatlattı. Buna rağmen uzatmada G.Saray, 1 gol daha yedi. Son saniyede neredeyse hüsran yaratacak bir 4. golü Günay kurtardı. G.Saray, pozisyonlar verip 3 gol yemesine rağmen savunmada Sanchez'i beğendim ama bana göre maçın ismi Yunus Akgün'dü. (SABAH)
Levent Tüzemen: "İlk yarı cennet, ikinci yarı cehennem gibi!" | Galatasaraylı oyuncular, izleyenlere ilk yarı cenneti, ikinci yarı da cehennemi yaşattılar. Soyunma odasına 3-0'lık skorla girmek bence Galatasaray'ın ilk yarıda oynadığı kaliteli futbolun karşılığı değildi. İcardi, Osimhen, Yunus, Barış, Mertens müthiş pozisyonlar buldular ama Elfsborg kalecisi Pettersson'u geçemediler. İkinci yarı, Galatasaray'ın oyununa yine aynı virüs girdi. Futbolcular, "Biz bu maçı kazandık" havasına bürününce cehennem dakikaları başladı. İsveç ekibinin ilk golü göstere göstere geldi. İkinci golünde ise Barış Alper gibi profesyonel bir oyuncunun yaptığı hareket amatörce bile değildi... Okan hoca, bu sistemde ısrar edecekse üçlünün solunda Ismail Jakobs oynar. Çünkü Abdülkerim ağır kalıyor. Abdülkerim artık çalım atma sevdasından vazgeçmeli. Çünkü kaptırdığı toplar Galatasaray'a pozisyon oluyor ve İsveç ekibi de üçüncü golü bu sayede attı. Birçok pozisyonda da hatalarını Yunus kapattı. Tabela açısından Galatasaaray, farklı kazanması gereken bir karşılaşmayı ecel terleri dökerek aldı. (SABAH)
Bülent Timurlenk: "Derbide üçlü defans oynamamalı!" | G.Saray bu sezon iki kez yaşadığı kâbusu üçüncü defa taraftarına yaşatacak bir ikinci yarı oynadı. Üçlü başladıysanız, üçlü mü bitirmek zorundasınız? Tek santrfora düşüp orta sahaya takviye yapamaz mısınız? Ya da rakip halı saha golü gibi gol attıktan sonra oyunu taraftar gibi izlemek zorunda mısınız? Maalesef Okan Buruk yine kenarda izleyen adamdı. Yunus, attığı güzel golle teknik kadroyu da kurtardı. Dünden ne öğrendik? G.Saray, Beşiktaş derbisinde üçlü defans oynamamalı. Kasımpaşa'dan sonra Elfsborg'un da RAMS Park'ta üç gol bulması sadece derbi için değil, iki kulvarda sezonun devamı için büyük soru işareti… (SABAH)
Burcu Kapu: "Üçlü rüyası" | Bu sistem hem tatlı bir rüya hem kabus. Ve dahası futbol rakibin varlığında anlamlanan bir oyun. Dünkü oyun her takım karşısında çalışır mı izleyip görmek lazım. Şimdi milyonlarca yürek tek bir soru, bu takım Beşiktaş maçında da üçlü mü oynayacak? (MİLLİYET)
Osman Şenher: "Önemli olan kazanmak" | Yenen ilk iki golde en büyük suç Barış Alper'deydi. İlk golde beş metre daha depar atsa rakibini yakalayacak, o vuruşu yaptırmayacaktı. İkincide ise, ceza sahası içinde topa elle müdahale edip rakibinin önünden almasının penaltı olacağını hesaplaması gerekirdi. Tamam sahada çok koşuyor, mücadele ediyor ama aynı oranda hatalar da yapıyor. Bu yüzden dün gece iki gol yenilmesine yol açtı.Yunus böyle hatalar yapmıyor. Barış Alper'in de kendisini toparlaması lazım. Okan hoca mutlaka bu sistemle oynayacak. Macar futbolcu Sallai de ligde oynamak isteyecek. Barış böyle hatalar yaparsa benim tanıdığım Okan Buruk kendisini yedek kulübesinde oturtur. Sonuçta net bir skorla maç kazanılmış olsaydı, taraftar daha çok mutlu olurdu. Ama dün gece evet herkes stres yaşadı ama sonunda Galatasaray sahasındaki maçta galip gelerek üç puan aldı. (MİLLİYET)
Uğur Meleke: "3-5-2 bence gereksiz bir riskti" | Icardi, Osimhen ve Batshuayi’ye sahip olan bir teknik adamın santrforlarını birlikte kullanmak için formasyon denemeleri yapmasını anlıyorum. Çok doğal bu. Ancak anlamadığım şu: Neden sezonun ilk 4-4-2 denemesini yılın en kritik gününde, Young Boys rövanşında yaparsınız? Ve yine sezonun ilk 3-5-2’sini neden Avrupa Ligi’nde denersiniz? Süper Lig’de Adana, Hatay, Gaziantep, Antalya gibi maçlarda yapılabilir bu denemeler pekala. Ancak Young Boys ve Elfsborg önünde bu testlerin ilk kez yapılması riskti bence. (HÜRRİYET)
Güntekin Onay: "Her şeye rağmen 3 puan değerli" | Galatasaray, nedense çok yüksek kalitesine rağmen maçların son bölümlerinde oyundan düşüyor. Okan Buruk’un değişikliklerle takımın temposunu artırma çabası da bazen yeterli olmuyor. Nelsson’un ciddi bir maç eksiği var. Belki son dakikalarda Okan Hoca yüksek toplarda takım boyunu uzatmak istemiş olabilir ancak Nelsson’un girmesi savunma dengelerini bozdu ve çıkarken yapılan top kayıpları, son golde rakibe kolay teslim olması gözlerden kaçmadı. İkinci yarıda zorlanmış olsa da 3 puan çok değerli. Yeni statüyle birlikte iç sahada alınan her galibiyet ilk 8 şansını artıracaktır. Galatasaray, tempoyu yüksek tutup dinamik olduğu zaman harika bir takım ancak fiziksel olarak henüz ritmini bulmuş değil. (HÜRRİYET)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.