Ev sahibi-kiracı anlaşmazlıklarında arabulucuya başvurulmadan dava açılamayacak

2 Temmuz tarihinden itibaren devam ettiği açıklanan kira artış oranı sınırı yüzde 25 uygulaması ev sahibi kiracı davalarını sık sık gündeme getiriyor. Konu ile ilgili mecliste kabul edilen yasa değişikliği ile 1 Eylül’den itibaren kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk kapsamına alınıyor. Mahkemelerin artan iş yüküne yönelik hayata geçirilen uygulama ile ev sahibi ve kiracı anlaşmazlıklarında arabulucuya başvurulmadan dava açılamayacak. Mahkemelerde artan iş yüküne çözüm olarak getirilen arabuluculuk sistemini gazetemize değerlendiren Avukat Oğuzhan Kabasakal ise ”Arabuluculuk sistemi umarız ki faydalı olur fakat kesin çözüm değil” dedi.

AMAÇ; TARAFLARI SULHE DAVET AMA…

Arabuluculuk sisteminin kamuoyunda 7’inci Yargı Paketi olarak bilinen kanunun resmi gazetede yayınlanmasıyla birlikte 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren kira uyuşmazlıkları kapsamında da uygulanacağını belirten Avukat Kabasakal, “ Arabuluculuğun temelde iki amacı vardır; tarafları sulhe davet etmek ve mahkemelerin iş yükünü azaltmak. Arabuluculuk sistemi umarız ki faydalı olur fakat kesin çözüm değil. Uygulama ortaya çıkan TÜFE oranının kiracılar tarafından ödenebilir olmadığından ortaya çıktı. Tabi bu yüzde 25 sınırı serbest piyasa, kanunun emredici hükmü ve mülkiyet hakkı göz önüne alındığında ev sahipleri tarafından vicdanen kabul görmedi. İki taraf açısından Türk Ceza Kanunu’nu da ihlal eden suçların ortaya çıkmasına yol açtı” dedi.

ANLAŞAMAYACAKLAR

Avukat Kabasakal, arabuluculuğun kesin çözüm olamayacağının nedenini ise şu şekilde açıkladı; “Basında maalesef cezai boyutlara varan bir olay gördüm. Ev sahibi, istediği aylığın ödenmemesinden dolayı kiracının üzerine evi kilitlemiş. Bunlar daha büyük olaylara sebep olabilecek konular. Maalesef enflasyonun artmasıyla bu sıkıntılar yaşandı ve devam ediyor. Anlaşamayacaklarını düşünüyorum. Örneğin burada iki taraf 1 Eylül’den itibaren açılacak davalarda arabulucuya yönlendirildiğinde anlaşamamaya dair tutanak düzenlenip mahkemeye gidecek. Bu durumda arabulucunun da yapacağı hiçbir şey yok. Yani arabuluculuk burada kesin bir çözüm değil. Sadece mahkemenin iş yükünü azaltmaya yönelik bir hamle. Devletin ekonomiye yönelik hamlelerle bu çözümü desteklemesi lazım.”

MUTLAKA AVUKATA DANIŞILMALI

Avukat Kabasakal, Ankara’daki KBS Hukuk Danışmanlık Bürosu’nda en sık karşılaştığı dava konularından birinin de kiracının tahliyesi yönündeki anlaşmazlıklar olduğunu belirterek, “ Kanun maalesef biraz kiracıyı koruyor ve haklı buluyor. Ama kiracının tahliyesini Türk Borçlar Kanunu’nun gerekli maddeleri şu şekilde düzenliyor; Gereksinim sebebiyle, yeniden imar ve inşa sebebiyle dava yoluyla, kiracı belirli bir sözleşme ile belirtilen tarihte konutu boşaltmayı taahhüt etmişse ve boşaltmamışsa ve kiracının kira bedelini ödeme konusunda temerrüde düşmesi durumunda oluyor. Temerrüde düşme durumunda ev sahibi tarafından iki haklı ihtar çekilmesi akabinde ödemelerin yapılması veya kiracının tahliyesi amacıyla yargı yoluna başvurulabiliyor. Fakat bu tür konularda her olay kendine özgü durumlar içereceğinden herkese mutlaka bir avukattan destek almalarını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.