Enstrüman Zenginiyiz

Enstrüman Zenginiyiz

Sanatçı, Müzikolog ve Akademisyen Kaya Kuzucu, dünyanın en zengin enstrüman çeşidine sahip olduğumuzu belirterek, “Okullarda Türk müziği enstrümanlarının eğitimi verilmeli. Sayısı 200’ü bulan milli enstrümanımızı çocuklarımız tanımalı” dedi.

ENSTÜRÜMANLARIMIZI ÇOCUKLARIMIZ TANIMALI

Sanatçı, Müzikolog ve Akademisyen Kaya Kuzucu, dünyanın en zengin enstrüman çeşidine sahip olduğumuzu belirterek, “Okullarda Türk müziği enstrümanlarının eğitimi verilmeli. Sayısı 200’ü bulan milli enstrümanımızı çocuklarımız tanımalı” dedi.

Sanatçı, Müzikolog ve Akademisyen Kaya Kuzucu, imzasını taşıyan her müziğinde Türkün hasretlerini, özelliklerini ve inanç sistemini anlatmaya çalıştığını kaydetti. Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Kaya Kuzucu, “Albüm yapmak için yapmadım. Müziklerimde bir kimlik var” dedi.

“MÜZİĞİN ÖNEMLİ OLAN MAHİYETİDİR”

Türk müziğinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kuzucu, “Türk müziğini; halk ve sanat müziği gibi parçalara ayırıyorlar. Aslında öyle değil. Türk müziğini bir bütün olarak değerlendirin. Diğerleri bunun içerisinde konularına göre ayrılıyor. Mesela halk müziğinde o kadar derin, mistik, ahlaki, derin öğretiler var ki bunu ilahi ile ayırt edemezsiniz.  Yunus Emre bir halk ozanıdır. Onun eserlerini bendir ile çalınca ilahi olup bağlamayla çalınca farklı mı olacak, hayır.  Burada önemli olan müziğin mahiyeti” diye konuştu. 

“200’E YAKIN ESERİM VAR” 

Eserleriyle ilgili bilgi veren Kuzucu, “Hem yazıp hem bestelediklerimi sayarsak 200’e yakın eserim var. 200’ün üstündekiler beğenmediklerim veya tamamlayamadıklarım. Yaptığım eserler kilometre taşları gibidir bizden sonraki nesillere yol gösterecektir” sözlerini kaydetti. 

“EĞİTİM SANATÇIYA DEĞER KATAR”

Müzik eğitimiyle ilgili de bilgi veren Kuzucu şunları söyledi: “İçinde bulunduğum misyon gereği müziği daha iyi bilmek ve daha faydalı olmak açısından Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Türk Dil Musikisi Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans yaptım. Seçtiğim konu ‘Aşıklık ve Ozanlık Geleneğindeki Makamlar ile Türk Dil Musikisindeki Makamların Ortak Olanları ve Kullanıldıkları Alanlar’ idi. Yüksek lisansı tamamladıktan sonra bunu sahneye koyduk. Aynı zamanda albüme uyguladık. ‘Tasavvuftan Halk Müziği’ne diye gerçekleştirdik. Eğitim sanatçıya çok şey katıyor.  Eğer bir sanatçı bugünü gelecek gününe denk olursa o biter. Kendisini yenilemesi çağın getirdiği her adımı takip etmesi gerekiyor. Müzik dediğimiz şey derya gibidir sonu yok.  Sürekli çalışma, düşünmek, araştırmak ve üretmek zorundasınız. Bunlar sanatçı için şarttır. Ben her gün iki saat bağlama çalıyorum.  İki saat de müzikle ilgili makale okuyorum. Bunlar bizim yaşam şeklimiz. Müzisyen arkadaşlara da tavsiyemdir.”

“ENSTRÜMAN SAYISINDA ZENGİNİZ”

Türk müziğinin önemine ve zenginliğine vurgu yapan Kuzucu, “Kaç bin yıllık müziğimiz var. Türk müzikleri kendisini hala koruyor ve koruyacak.  Türk müziği altın gibidir. Dünyanın en zengin müzik kültürüne sahibiz. Örneğin Fransızların enstrümanları 6 ya da 7 tanedir, İngilizlerin 5’i, Farsların 15’i geçmez; ancak Türklerin enstrüman sayısı birbirinin aynısı olmamak şartıyla 200’ü aşkındır. Makamlara baktığınızda bizdeki makamların bir derinliği vardır. Doğum, ölüm, savaş müziklerimizin hepsi farklıdır. Bu zenginliği başka topluluklarda göremezsiniz. Bu kadar zengin olunca temeli de sağlam oluyor” şeklinde konuştu.

ÖĞRENCİLERE ENSTÜRÜMAN EĞİTİMİ VERİLMELİ

Okullarda enstrüman kullanımına önem verilmesi gerektiğini vurgulayan ve bu konuda Milli Eğitim Bakanlığına çağrı yapan Kuzucu, “İnkültürasyon denen bir kavram var. Yani senin kültürünü boşaltıp başka bir kültürle doldurmaktır. Buna dikkat etmek lazım!  Bu nedenle okullarda Türk müziği enstrümanlarının eğitimi verilmeli.  Yıllardır bunu söylüyoruz.  Kendi milli enstrümanımızı çocuklarımız tanımalı; çalmak istemeyebilirler ama bilsinler. Başka bir yerlerde karşılaştıkları zaman konuşacakları şeyler olsun. İkinci olarak bize ait müzikle sanatla ait hususları aktarmakta çekinilmesin. Çünkü eğitimde de müzik destek unsurudur. Müzik öğrencinin sürekli moralini yüksek tutar, zararlı alışkanlıklardan uzak tutar” dedi.

“MÜZİĞİN TEMELİNDE MATEMATİK VE UYUM VAR”

Kuzucu, “Bizim zamanımızda okulda mandolin öğretiyorlardı. Hâlbuki bizim bağlamamız var. Eskiden öğretmen okulları vardı, burada bir enstrüman çalmak zorunluydu. Zorunluluktan ziyade sevdirerek tanıtsak yeter.  Eğer huzurlu, başarılı bir nesil yetiştirilmek isteniyorsa önce ahlak öğretilecek.  Rahmetli Tahir Kara, ‘müzik eşittir edep demektir’ derdi. Edep uyumlu olmak demektir. Müziğin temelinde de matematik var, uyum var” sözlerini kullandı.  

TÜRK MÜZİKLERİ İLE İLGİLİ GENİŞ KAPSAMLI ÇALIŞMA YAPACAK

Türk dünyasıyla ilgili yapmayı planladığı müzik çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Kuzucu şunları aktardı: “Dünyada 43 Türk topluluğu var. Bunlarla ilgili de bir çalışma yapacağız. Savaş müziklerinin yer aldığı albüm çalışması var.  Bir çalışma yaptım 8 ayrı inançları olan Türk topluluklarından 8 tanesini tek bir albümde toplayacağız. Bir diğer çalışmada Orhun Abideleri’ndeki öğretiler. Burada da bizim sosyal hayatımızı düzenleyen bir öğreti silsilesi var. Biz bu öğretilerin birkaçını biliyoruz. Derdim bunların hepsini ortaya çıkarmak.” 

“ALTI ÇİZİLENLERDEN OLUN”

Müziğin etkisi ve kalıcılığı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kuzucu, “Yılmaz Öztuna’nın ansiklopedisinde piyasa kavramı var. Bir piyasa müziği yapanlar var bir de gerçek müzik sahipleri var. Bazı şeyler vardır alkışlanır. Alkışın sesi bir müddet sonra durur. Bazı yaptığınız işler vardır altı çizilir onu her seferinde açar bakarsınız mesele böyledir. Biz o altı çizilenleri yapmak için uğraşıyoruz. Hayat tarzımız ve felsefemiz bu. Sanata ticari olarak bakmamak gerekiyor. Ben asla böyle bakmıyorum” dedi.

OSMAN AKDOĞAN/İLKSAYFA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.