Dünyanın tapusu bizde

Dünyanın tapusu bizde

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu, yürüttükleri çalışmalar ve projeler hakkında Habervaktim’e açıklamalarda bulundu.  

 Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu, geçmişte Osmanlı Devleti'nin hakim olduğu 26 ülkenin tapu kayıtlarının Türkiye’de bulunduğunu belirterek, sınır anlaşmazlıkları da dahil birçok uluslararası sorunun çözümüne öncülük yaptıklarını söyledi.
 

HER SANTİMİNDE VARIZ

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün çok köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirten Türkoğlu, “Arşiv Dairesi Başkanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün hafızası mahiyetinde bir başkanlıktır. Arşivimiz de yer alan kayıtlar Selçuklu dönemine kadar dayanır. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde tutulmuş mülkiyet kayıtları yani tapu kayıtlarının tamamı burada muhafaza edilmektedir. Bu kayıtların muhafazası da modern yöntemlere göre yapılmaktadır. Arşivlerimiz bakımları uluslararası standartlar göre yapılıyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün 970 ilçede bulunan tapu arşivlerinden sorumluyuz. Kısacası arşiv dairesi başkanlığı olarak Türkiye'nin her santiminde yer alıyoruz. Arşivlerimiz büyük öneme sahip birçok sorunun çözümüne öncülük ediyor. Bu belgeleri dijital ortama da aktardık. ” dedi.

BELGELERİN ÇOĞU OSMANLICA

2007 yılında restorasyon atölyesi kurduklarını dile getiren Türkoğlu, “ Bu restorasyon atölyesinde zaman içerisinde yıpranmış olan tarihi belgeler uzman arkadaşlarımız tarafından restore edilerek korunması sağlanıyor. Bu restorasyonu yapılan belgeler bizim tarafımızdan hazine olarak adlandırılıyor. Nedeni ise Osmanlı Devleti evrak arşivini devletin iki hazinesinden birisi olarak görmüş. Bu hazineden birisi mali hazine dediğimiz kıymetli hazineler para vb. değerli eşyalar iken diğeri ise hazine-i evraktır. Çok önemli görünmüş. Arşivler büyük bir titizlikle korunarak günümüze kadar getirilmiştir. Arşivimizde bulunan belgelerin büyük çoğunluğu Osmanlıcadır.“ ifadelerini kullandı.

İSRAİL’E ENGEL OLDUK

Geçmişte Osmanlı Devleti'nin hakim olduğu 26 ülkenin tapu kayıtlarının ellerinde bulunduğunu aktaran Türkoğlu, şunları söyledi:
“ 26 ülkenin tapu kayıtları bizim arşivimizde muhafaza edilmektedir. Arşivimizdeki bu belgeler sayesinde ülkeler sınırlarını dahi belirleyebilmekte. En son Makedonya'ya verdiğimiz kayıtlar sayesinde Yunanistan sınırını buradan belirlediler. Uluslararası sorunları çözüyoruz. Uluslararası alanda görüşmelerimiz ilgili devletlere sürdürüyoruz. Bilgi belge takaslarımız devam ediyor. Arşivlerimiz 26 ülkeyi kapsadığı için bu ülkelerin vatandaşları da soylarının tapu kayıtlarını bizlerden sorgulayabiliyor. Bizde bu kayıtları onlarla paylaşıyoruz. Devletlerde, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla resmi bir şekilde bizlere başvuru yaptıklarında kayıtlarımızı onlarla da paylaşıyoruz. Hangi ülkelere kayıtlarımız verdik diye sorarsanız. Filistin, Bosna Hersek, Libya, Ürdün gibi ülkelerle paylaştık. Ayrıca Filistin'e de bu kayıtlarımız vererek İsrail'in şahısların mallarını işgal etmesini devletleştirmesinin önüne geçtik. Uluslararası alanda ciddi bir etki sağlıyoruz. Bununla birlikte Balkanlar'da bulunan ülkelerin de topu kayıtları bizde bulunuyor. Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan, Bosna Hersek ve Hırvatistan gibi ülkelerin kayıtları arşivimizde mevcut.”

İNALCIK'IN İSMİNİ VERDİK

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı içerisinde 2009 yılında bir sergi salonu açtıklarını anlatan Türkoğlu,” Bu sergi salonunda görsel olarak çok özel 80 adet belgeyi sergiliyoruz. Bu belgeler arasında Ayasofya Vakfiyesi, 1236 tarihli Kasım Bey Vakfiyesi, 1402 Lülü Azaviyesi Vakfiyesi, Fatih Sultan Mehmet Dönemi tarihli Mushafı Şerif ve Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti'nde kullanılan mühürleri sergiliyoruz. Ziyaretçiler büyük bir şaşkınlık içerinde eserleri inceliyorlar. 2016 yılında da açık olan araştırmacı salonumuz da 3094 adet araştırmacıya açık olan belgemiz var. Burada araştırmak yapmak isteyenler yerli yabancı fark etmeksizin başvuru yapıyorlar ve belgelerimizden istifade edebiliyorlar. Araştırmacıların çalışabilmesi için çalışma salonu açmıştık. Bu salonun ismini de 100’üncü yaş gününde kendisinden izin alarak rahmetli Prof. Dr. Halil İnalcık'ın ismini verdik. Kendi seçmiş olduğu resmini de çalışma salonuna astık. Onu da bu şekilde anıyoruz.” diye konuştu.

İBRAHİM ETHEM ÜNAL / HABERVAKTİM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.