Dokumacı Abdulla Akar 75 metrelik kilimini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye etmek istiyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı Dokuma Sanatçısı Abdulla Akar, deprem nedeniyle ara vermek zorunda kaldığı sanatına devam etmek istiyor. Yetkililerden yardım bekleyen Akar, “Çok kötü zamanlarda bile sanatımı bırakmadım. Fakat şu anda her şeyim gitti” dedi.
Dokuma Sanatçısı Abdulla Akar, enkazdan kurtardığı ve kalfalık eserim dediği Dünya’nın en uzun kilimini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek istiyor. “Amacım sanatımı yaşatmak” diyen Akar destek gelirse yeni eserini ortaya çıkaracak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Dokuma Sanatçısı Abdulla Akar’ın 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde Antakya Uzun Çarşı’da ki Sufistokrat İpek ve Kilim adlı dükkanı yıkıldı. 12 tezgâhı ile beraber 50 yıllık binlerce çalışması enkaz altında kalan Akar, sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek istediği, noter tasdikli 75 metre uzunluğunda ki Habib-i Neccar adını verdiği Dünya’nın en uzun kilimini kurtarabildi. Küçük yaşlarda babasının yanında başladığı mesleğini, üniversiteyi kazanmasına rağmen gitmeyerek devam etti. Abdulla Akar, deprem yaşananınca bırakmak zorunda kaldığı sanatına devam etmek için destek bekliyor. Akar, Dünya’nın en uzun kilimini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye etmenin sanatına ışık tutacağını ve destek gelebilecek yeni eseriyle de Antakya’da tek, Türkiye’de 5 kişiden biri olduğu aba sanatına devam edebileceğini ifade ediyor. İşte Abdulla Akar’ın hikâyesi…
“TA Kİ DEPREME KADAR…”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Dokuma Sanatçısı Abdulla Akar, dokuma sanatına babasının yanında çırak olarak başladığını ifade ederek, “Çocukluğum her şeyim İpliklerle yünlerle tezgâhlarla geçti. Bir fiil askere gidene kadar devamlı babamın yanındaydım. 1988’de babam vefat etti. Bu arada üniversiteyi de kazanmıştım, gidemedim. Bu işe devam etmem gerekiyordu. Bir fiil 40 yıldır tezgah başındayım. Ömrüm burada geçti. Dokuma alanında her türlü sanatı icra ediyordum. Halı dokumasından tutun ipek kilim havlu peştamal her türlü dokumayı yapıyordum.
Yeri geldi çok sıkıntılar çektim. Her türlü ekonomik zorluklara karşı sanatımın başında durdum, bırakmadım ama depreme kadar...(üzüntülü bir ifadeyle) Çok kötü zamanlarda bile sanatımı bırakmadım. Fakat şu anda her şeyim gitti. Dükkânımın adı, Sufistokrat İpek ve Kilim’di Uzun Çarsı’daydı. 50 yıllık binlerce ürün ile 12 tane tezgâhım vardı. 10’u ipek, 2 tanesi kilim tezgâhıydı. 5 ipek tezgâhım faal çalışıyordu. 5’i duruyordu. Çünkü öğrenci yetiştiriyordum. Hem onlar kazanıyordu hem de biz kazanıyorduk. Ama her şeyden önemlisi sanatımı öğretiyordum. Kilimde ise sadece ben çalışıyordum. Çünkü Antakya’da benden başka bu sanatı yapacak kimse yok. Mesela sırma abayı Türkiye’de tek yapan ustalardan biriyim” dedi.
İŞTE O KİLİM
Abdulla Akar, Dünya’nın en uzun kiliminin hikayesini ise şu şekilde anlattı; “Hatay’ın 75’inci kurtuluş yıldönümü nedeniyle Noter huzurunda günde 20 saat çalıştım. 75 günde 75 metre olarak dokudum. Her şeyi sanat ve mesleğimi sevdiğim için yaptım. Ben bu kilimi depremden sonra enkazdan çıkarttım. Üzerine beton düştüğünden 3 metre civarı iki parça halinde kesmek zorunda kaldım. Ben bu kilimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek istiyordum. Ben bunu Cumhurbaşkanlığımıza, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hediye ettiğimiz zaman ışıklar sanatımın üzerine gelecekti ve bu sanat kalkınacaktı.”
“İPLİK ALACAK DURUMUM BİLE YOK”
Akar, maddi ve manevi destek gelmesi durumunda sanatını icra etmeye devam edeceğini belirterek,” Ayrıca benim ikinci bir projem var. Bunu araştırmalarıma göre Dünya’da yapacak ikinci bir usta yok. Bu proje 7 Türk devletinin bayrak ve marşlarını teker teker bir kilim üzerine işleyip bunu yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve onun aracılığıyla da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e ulaştırmak. Ayrıca Azerbaycan’da sanat müzesi vardır, oraya hediye etmek, çok zor olan bir şeyi başarmak istiyorum. Bu yapacağım eser ustalık eserim olacak. Eğer işyeri, tezgâh ve maddi bakımdan desteği bulursam kesinlikle bırakmam. Çok kötü zamanlarda bile sanatımı bırakmadım. Fakat şu anda her şeyim gitti. 15 metrekare bir konteynerde yaşıyorum. Kımıldayacak, bir iplik alacak bile maddi durumum kalmadı. Ben bunu rencide olmak veya bir algı yapmak için değil gerçekleri konuşuyorum. Şu zamana kadar gerek siyasi gerek başka bir şekilde hiçbir şey talep etmedim. Ama şu anda her türlü desteğe ihtiyacım var” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.