Dertleri bizi muhtaç etmek
ÇAĞRI DER Afrika Koordinatörü Oğuz Kazancı, batılı ülkelerin, Müslümanların çalışma yetisini körelterek, bizleri muhtaç hale getirmeye çalıştıklarını söyledi.
ÇAĞRI DER Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Afrika Koordinatörü Oğuz Kazancı, dünyada sorun yaşanan birçok İslam coğrafyasında batılı misyonerlerin Müslümanları devşirmek için, çalışma yetilerini ortadan kaldırmak için uğraştıklarını belirtti. Kazancı, batılı ülkelerin istemeye dayalı bir toplum oluşturarak Müslümanları kendi çıkarları uğrunda kullanmayı amaçladıklarını ifade etti.
AMAÇ; BAŞKA ÜLKELERE KARŞI KULLANMAK
Kazancı, batılı ülkelerin İslam dininin hâkim olduğu sorun yaşanan bölgelerde misyoner faaliyetlerini sürdürdüklerini belirterek “Batılı kurumlar bizler gibi değil. Türkiye’de ki sivil toplum kuruluşları bölgede bulunan insanların sağlık, gıda, giyim, barınma gibi öncelikli temel ihtiyaçlarını giderir. Batılı kuruluşlar ise direkt eğitim ve okul sistemini hayata geçirmeye çalışarak oradaki insanları devşirmeye çalışmaktadır. Özellikle Amerika diğer ülkelerde yaptığı gibi bölgede bulunan halkı kendi tarafına çekip, başka ülkelere karşı kullanmaya çalışmaktadır” dedi.
İSTEMEYE DAYALI YENİ NESİL İSTİYORLAR
Kazancı bu tezine Arakan halkından örnek verdi. Arakan halkının İslam dinine sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirten Kazancı, buna rağmen bölgede yaşanan sıkıntılardan dolayı toplumda bazı zaaflar oluşabildiğini, batılı ülkelerin ise bunu fırsata çevirmeye çalıştıklarını belirtti. Kazancı, “Bangladeş’e gelen birçok Arakanlı kamp dışına çıkamıyor. Doğal olarak sadece sivil toplum kuruluşlarının verdikleri yardımlarla geçimlerini sağlıyor. Bir noktadan sonra bu durum insanlarda çalışma yetisinin kaybolmasına neden oluyor. Büyüyen yeni nesil ise istemeye odaklı bir hale geliyor. Bu Suriye’de dahi böyleydi ve sorun yaşanan diğer İslam bölgelerinde de böyle. Batılı ülkeler bu kültürü empoze edip bu gibi bölgelerdeki halkları misyoner faaliyetlerine alet etmeye uğraşıyor. Bunun sonucunda da Arakan halkı gibi sıkıntılarla boğuşan Müslüman halklara baskı yaparak devşirmeye çalışıyor. Halk ise yaşadığı sıkıntılar nedeniyle kültürünü kaybedip, şahsiyetlerini yitirme tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor” şeklinde konuştu.
KANAYAN YARA ARAKAN
Kazancı yaklaşık 13 Afrika ülkesi ile birçok farklı ülke gezdiğini belirterek halkın durumunun en kötü olduğu yerlerin ise Cibuti ve Arakan kampları olduğunu söyledi. Arakan kamplarındaki Müslümanların sıkıntılarının çok olduğunu dile getiren Kazancı, “5 milyona yakın Arıkanlı’nın yüzde 80’i baskı nedeniyle yer değiştirmek zorunda kaldı. Bangladeş sınırına yerleşen Arıkanlıların kalacak yerleri dahi bulunmuyor. Bangladeş hükümeti tuğla veya kerpiçten ev yapmalarına dahi izin vermiyor. Sadece bambudan kalacak yer yapabiliyorlar. Daha öncesinde bambu dahi yasaktı. Yapılan kalacak yerlerde öyle büyük yerler değil, sadece üstü kapalı, yatsan ayakların dışarıda kalacak kadar ufak yerler” dedi.
İSLAM’IN GÜZELLİĞİNİ ORADA DA GÖREBİLİYORSUNUZ
Afrika’da ise en büyük sorunun gıda ve su olduğunu vurgulayan Kazancı, açılan su kuyularının dahi sağlıksız olduğunu belirterek, salgın hastalıklarınsa ilk sıralarda yer aldığını söyledi. Merkezlerde bulunan marketlere halkın dahi giremediğini söyleyen Kazancı, buna rağmen Müslüman bölgelerde hırsızlık gibi İslam dinine aykırı şeyler olmadığını vurguluyor. Kazancı, “Özellikle Batı Afrika’da da Hristiyanların yoğun olduğu bölgelerde fuhuş ve hırsızlık çok yüksek seviyelerde. Nesilleri dahi karışmış. İslam’ın olduğu bölgelerde yaşanan açlık, susuzluk ve birçok sorunlara rağmen hırsızlık olmuyor. İslam’ın nimetini orada anlıyorsunuz. O kadar yoksulluğa rağmen Müslümanlar İslam yaşantısından ödün vermiyor” diye konuştu.
TÜRK DİZİLERİ İTİBAR KAYBINA NEDEN OLUYOR
Kazancı, Afrika’ya yaptıkları yardımlarla ilgili olarak, “Ramazan da iftar sofraları kurarak oradaki Müslüman kardeşlerimize yardım götürüyoruz. Gıda kumanyaları, yetimlere fitre dağıtımı ve özellikle su sıkıntısı olan yerlere su kuyusu açarak, Kur’an’ı Kerim eksiği olan bölgelere de Kur’a dağıtımı yaparak yardımcı olmaya çalışıyoruz. Türkiye yardımda dünyada birinci sırada. Dünyanın en zengin ülkesi olmamamıza rağmen en çok yardım yapan ülkesiyiz. Bu Allah’ın bize bir hediyesidir. Türk dediğiniz zaman onların aklına İslamiyet ve Osmanlı geliyor. Bizden çok umutlular fakat iki tane büyük tehlike var. Hangi İslam ülkesine giderseniz gidin Türk dizilerini seyrediyorlar. Maalesef dizilerimizde bin bir türlü entrikalar dönüyor ve bizi yanlış tanıtıyor. Bir diğer tehlike ise İslam ülkelerine götürülen bazı işçilerin özensiz seçilmesi. Bazı işçiler yüzünden Türkiye saygınlık kaybediyor. İslam’la bağdaşmayan bir hayat yaşayarak gittikleri ülkelerde vukuat işleyebiliyorlar buda doğal olarak itibar kaybına neden oluyor” dedi.
Emrah ÖZCAN/HABERVAKTİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.