Derse Göre Kıyafet

DENGE VE ZAMAN DA BİR DUYU

Kurucu Behçet Karabulut, “Artık denge ve zaman da bir duyudur. Bu duyu organlarını tam kullandığımız zaman öğrenme kalıcı hale geliyor. Örneğin tarih dersi anlatılırken öğretmen tarihi kıyafetlerle derse giriyor. Çocuk o anı canlandırıyor gözünde ve heyecanlanıyor. Kendini Osmanlı dönemindeki gibi hissediyor” dedi.   

Türkiye’de tek, Ankara’da ilk eğitim ve kültür merkezi olarak gösterilen “Eğitim Doktoru”nun kurucusu Behçet Karabulut, Yenimahalle’deki hizmet binalarında gazetecilerle bir araya geldi. 
Karabulut, kayıt öncesi “mesleki yönelim envanteri” ve “akademik seviye” sınavları yaptıkları öğrencilerin eksikliklerini tespit ettiklerini ve bir doktor edasıyla eğitim tedavisi uyguladıklarını kaydetti.

EKSİĞİ NEYSE O VERİLİYOR

Seviyelerine göre öğrenciye tedavi uyguladıklarını aktaran Karabulut, “Sınav sonucuna göre öğrencilerimizin seviyelerini belirliyoruz. Sonra acil servis, yoğun bakım, servis ve reçete uygulamaları planlıyoruz. Öğrencimizin eğitimle alakalı hangi eksikliği varsa biz ona ‘hastalık’ gibi bakıyoruz. Yani bir kişinin başı ağrıyorsa biz ona romatizma ilacı vermiyoruz. Öğrencinin matematiğe ihtiyacı varsa fizik vermiyoruz. Fiziğe ihtiyacı varsa tarih vermiyoruz. Hangisine ihtiyacı varsa sırf onu veriyoruz. Eğitim Doktoru’nun mantalitesi bu” dedi.

“BU DERS NE İŞİME YARAYACAK”A SON 

Öğrencilerin kafasındaki bazı soruların somutlaşmasını sağlayan “yeni nesil sorular”a bir hayli önem verdiklerini ifade eden Karabulut, şunları söyledi: “Yeni nesil sorularımız var. Okulda görmüş olduğunuz derslerin hayatımızdaki karşılığını göstermeye yeni nesil sorular diyoruz. Örneğin açıyı anlatırken kapıyı açıp anlatırsınız, ‘Pi’ sayısını anlatırken bir daire çizersiniz etrafını adımlarsınız bir de çaptan adımlama yaparsınız ‘Pi’yi hesap edersiniz bu yeni nesil soru olur. Bu soruların amacı hayattaki karşılığını önceleyerek, somutlaştırmak. Şu an Milli Eğitim Bakanlığı bu soruları çok önceliyor, güzel bir şey yapıyor. Çocuk şunu sormuyor: ‘Hocam ben bu dersi alacağım; ama bu ders benim hayatta ne işeme yarayacak demiyor.’ Eğitim Doktoru bunu çok önemseyerek bunu gerçek anlamda yazar kadrosuyla, öğretmen kadrosuyla bunu önceleyen bir sistem uyguluyor.”

ÖĞRENME NASIL KALICI OLUR?

Karabulut, 5 duyu organının kullanılması halinde öğrenmenin kalıcı olduğunu vurgulayarak, “Artık denge ve zaman da bir duyudur. Bu duyu organlarını tam kullandığımız zaman öğrenme kalıcı hale geliyor. Eğitim Doktoru’nda tarih dersi anlatılırken öğretmen tarihi kıyafetlerle derse giriyor. Çocuk o anı canlandırıyor gözünde ve heyecanlanıyor. Kendini Osmanlı dönemindeki gibi hissediyor” dedi.

5K MODELİ

Eğitim Doktoru’nda ‘5 K’ denilen bir eğitim modeli uygulandığı bilgisini de veren Karabulut, “5 K’dan kasıt kurs, kütüphane, kültür, kafe ve kitabın bir araya getirilmesidir. Kurumumuzda bunlar hepsi bir aradadır. Öğrenciler tüm ihtiyaçlarını buradan karşılamaktadır. Bu modelin temelde öğrencinin kendini bulması, kendini keşfetmesi ve Maslow’un 5. ilkesi olan kendini gerçekleştirmesi için yapılan fiziksel bir ortamdır. Bu bağlamda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Eğer çocuklara siz bu ortamı hazırlamazsanız çocuklar farklı ortamlara gider, yani kontrolü kaybedebilirsiniz” diye konuştu.

BU TARZ KONSEPTLERE İHTİYAÇ VAR

Eğitim Doktoru’nun diğer kurslardan farklı olduğuna dikkat çeken Karabulut, fiziksel anlamda da iyi bir donanıma sahip olduklarını ve alanın yarısını derslik diğer kalan yarısını ise sosyal ve kültürel alanlara ayırdıklarını söyledi. Karabulut, şunları kaydetti: “Çocuk kursunu alıp kaybolup nereye gittiği belli olmayan, annenin-babanın kaygısını arttıran birçok kurs merkezi var maalesef. Fakat burada öğrencilerimizin hem kültürel hem akademik hem sosyal hem de zihinsel takibini yapma imkânınız var. Eğer böyle konsept kurumlar Türkiye’de yaygınlaşırsa ki dünyanın birçok yerinde var. Biz de oralardan etkilenip burayı açtık. Eminim ülkemizdeki eğitim çok farklı boyutlara gelecektir diye düşünüyorum.” 

OSMAN AKDOĞAN/İLKSAYFA