Depremin çocuklara anlatılabilmesi için kitap yazıldı: Felaket değil, doğal afet
Yaratıcı Drama Eğitmeni ve Sosyolog Sinem İskender, depremin çocuklara nasıl anlatılacağına dair 10 yıldır öğrencilerine aktardığı hikâyeyi, “Oradaydık” adlı kitabında kaleme aldı. İskender, kitabın detaylarını Ulus’a anlattı.
Yaratıcı Drama Eğitmeni ve Sosyolog Sinem İskender, depremin çocuklara nasıl anlatılacağına dair 10 yıldır öğrencilerine aktardığı hikâyeyi, “Oradaydık” adlı kitabında kaleme aldı. İskender’in, depremi çocukların anlayabileceği bir dilde işlediği kitapta, depremin bir doğa olayı olarak anlatılması gerektiği vurgulanıyor. Ulus’a yazdığı kitap hakkında konuşan İskender, “Kitapta, çocuklara depremin çok sıradan bir doğa olayı olduğunu, eğer sağlam kurgularsak hayatımızın hiçbir şekilde zarar görmeyeceğimizi, depremin mutlaka olabileceğini anlattım” dedi. Gelecekte, depreme dayanıklı yapılar için temellerin bugün atılması gerektiğini vurgulayan İskender, sağlam yapılar inşa edebilmek için sağlam eğitimlerin gerekliliğine işaret etti.
DEPREMİ ÇOCUKLARA ANLATMANIN YENİ YOLU
Yaratıcı Drama Eğitmeni ve Sosyolog Sinem İskender, 10 yıldır öğrencilerine anlattığı bir hikâyeyi kitap haline getirdi. İskender, yazdığı ilk kitabı “Oradaydık” ile deprem konusunu ele alarak, depremi çocukların anlayabileceği dille anlattı. “Deprem, güneş, yağmur, rüzgâr gibi bir doğa olayıdır” diyen İskender, bu bakış açısının, çocukların depremi korku ile değil, normal bir yaşam olayından biri olarak görmelerini sağlayacağını belirtti. Geçtiğimiz hafta baskıdan çıkan kitabın içeriğinden bahseden İskender, “Kitapta, çocuklara depremin çok sıradan bir doğa olayı olduğunu, eğer sağlam kurgularsak hayatımızın hiçbir şekilde zarar görmeyeceğimizi, depremin mutlaka olabileceğini anlattım” diye konuştu.
“DEPREM AFET DEĞİL, DOĞA OLAYIDIR”
İskender, çocuklara depremi afet değil, sıradan bir doğa olayı olarak anlatmanın önemine dikkat çekti. Kendisinin de 17 Ağustos 1999 yılında 7,4 büyüklüğünde meydana gelen Gölcük depremini yaşadığını söyleyen İskender, “Olaylara konuşulan konuların çok ötesinde bambaşka bir bakış açısıyla bakmamız gerekiyor. Deprem bir afet değildir. Deprem bir doğa olayıdır. Depremi afete çeviren insanlardır. Dolayısıyla bizim afet eğitimi vermeye değil, deprem eğitimi vermeye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. Yetişkinlerde depreme karşı olan zihinsel dönüşümü sağlamanın çokta mümkün olmadığını söyleyen İskender, “Depremi korku ve felaket algısıyla ilişkilendirmek yerine, çocuklara depremin doğal bir süreç olduğunu öğretmek gerekiyor” dedi.
“TEMELLERİMİZ SAĞLAM ATMAMIZ GEREKİYOR”
Deprem eğitimini çocuklar üzerinden vermenin önemine vurgu yapan İskender, bu yaklaşımın uzun vadede faydalarına dikkat çekti. Sağlam yapılar inşa edebilmek için sağlam eğitimler verilmesi gerektiğine işaret eden İskender, “Bugün 5 yaşında olan bir çocuk, 30 yıl sonra belki de bir bina tasarlayacak ya da inşa edecek ve biz onun yaptığı binalarda yaşayacağız. O nedenle de temellerimiz sağlam atmamız gerekiyor” dedi. İskender, “Japon halkı gibi, temelden doğru eğitimle, sağlam yapılar inşa edebiliriz” diyerek geleceğin sağlam toplumunun temellerinin bugünden atılması gerektiğine inandığını kaydetti.
“AFET EĞİTİMİ YERİNE, DEPREM EĞİTİMİ VERİLMELİ”
Depremi çocuklara anlatırken, klasik afet eğitimi yerine depreme dayanıklı yaşam eğitiminin verilmesi gerektiğini belirten İskender, şunları anlattı:
“Çocukların sadece depreme nasıl hazırlanmaları gerektiğini değil, depremi normal bir durum olarak nasıl karşılamaları gerektiğini öğrenmeleri gerekiyor. Depremin de güneş gibi, yağmur gibi, rüzgâr gibi sıradan bir doğa olayı olduğunu anlatmamız lazım. Afet kelimesi ve afet çantası gibi kavramlar, toplumsal bilinçte korku yaratmakla kalıyor. Oysa çocuklarımıza depremi doğal bir süreç olarak öğretirsek, bu korku algısının yerine güvenli bir yaşam anlayışı oluşturabiliriz.”
Kaynak:Ulus gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.