Dava Adamı Mehmet Akif Ersoy
TYB Onursal Başkanı Mehmet Doğan, “Akif, hiçbir zaman hesap kitap adamı olmamıştır. İnancı etrafında düşünen, millet ve vatan gibi değerleri esas alan biridir” dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Onursal Başkanı ve TYB Vakfı Mehmet Akif Araştırmaları Merkezi Başkanı Mehmet Doğan, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un tüm hayatını bu millete adamış bir dava adamı olduğunu belirtti.
MİLLETİ VE VATANI ESAS ALARAK DÜŞÜNÜRDÜ
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nce (ASBÜ) İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 84. seneidevriyesinde dijital platformlar üzerinden düzenlenen anma programında konuşan Mehmet Doğan, Akif’in dava adamlığı yönünün, diğer özelliklerinin de belirleyicisi olduğunu vurguladı. “Mehmet Akif, baştan sona kadar bir dava adamı olmuştur. Hiçbir zaman hesap kitap adamı olmamıştır. Şahsının menfaatlerini gözetecek kadar da siyaset adamı olmamıştır” diyen Doğan, “Akif’in, genç yaşta kendisini aşan bir idrak içinde olduğunu görüyoruz. Yani şahsının ötesine geçen, inancı etrafında düşünen, milleti, vatanı böyle değerleri esas alarak düşünen yönü olduğunu görüyoruz. Bu öğrencilik yıllarında ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
MİLLİ MÜCADELE DAVETİNİ HİÇ DÜŞÜNMEDEN KABUL ETTİ
Doğan, Akif’in Milli Mücadele’ye katılmasının dava adamlığının en açık örneklerinden biri olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Akif’e Milli Mücadele’ye katılma daveti Ankara’dan gelmiştir. Onu davet eden Ali Şükrü Bey ‘Paşa senin Ankara’da bulunmanı istiyor. Milli Mücadele’nin manevi cephesini kuvvetlendirmek için sana ve dergiye ihtiyaç var’ diyor. Bu paşanın kim olduğunu tahmin edebiliyorsunuz. Akif, hiç önünü arkasını düşünmeden bu teklifi kabul ediyor. Ve dergiyi birlikte çıkardıkları Eşref Edip’e diyor ki ‘Bizim Ankara’da, Anadolu’da olmamıza ihtiyaç varmış. Ben gideceğim sen de arkadan gelirsin.’ 10 Nisan’da İstanbul’dan Ali Şükrü Bey ve oğlu Emin ile birlikte yola çıkıyorlar. 14 gün süren yolculuk zor ve zahmetli bir yolculuktur. Çünkü bir kısmı at üstünde, bir kısmı at arabası üstünde, bir kısmı da yaya… İşgal bölgelerinden de geçerek sonra demiryoluyla tamamlanan uzun bir yolculuk.”
MİLLİ MÜCADELE’DE ÜZERİNE DÜŞENİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPTI
Akif’in bilerek ve isteyerek katıldığı Milli Mücadele yıllarında üzerinde düşen her şeyi en iyi şekilde yapmaya çalıştığını anlatan Mehmet Doğan, “Akif, Anadolu’nun itilaflı birçok bölgesine gitmiştir. Buralarda vaaz etmiştir. Balıkesir ve Kastamonu’da verdiği vaazları çok önemlidir. O vaazlar Milli Mücadele’nin temel metinlerinden biridir. Yani İstiklal Marşı’nın da önsözü uzun bir açıklaması gibidir diye düşünüyorum” dedi.
İSTİKLAL MARŞI’NI ZİHNİNDE TAŞIYORDU
Doğan, “Akif dava adamı olarak geldiği Ankara’da İstiklal Marşı’nı da bu kimliği ile yazmıştır” diyerek şunları kaydetti: “İstiklal Marşı’nı Akif’in zihninde taşıdığını düşünüyorum. Bir gün bir şekilde böyle bir şiir yazmak istediğini, yazacağını belki adı İstiklal Marşı olmayacak; ama böyle kimlik belirten bir metni zihninde tasarladığını fakat bunu kâğıda dökmek için bir vesile beklediğini düşünüyorum. Bu vesile İstiklal Marşı yarışması ile çıkmıştır.”
YARIŞMAYA KATILMAK İSTEMEDİ ÇÜNKÜ…
Mehmet Akif Ersoy’un Milli marşın yazılması için açılan yarışmaya “bu yaşta yarışmaya girmem, bu işlerde para mükafatı olmaz, menfaat için bu işlere girilmez” düşüncesiyle katılmak istemediğini aktaran Doğan, “Yarışmaya girseydi yine Akif’in şiiri ön plana çıkardı. Bu yarışmaya girseydi de Akif birinciydi. Yarışmaya girmedi ısrar edildi, zorlandı, sıkıştırıldı. Bunu da ben rahmet görüyorum. Akif yarışmaya girseydi aradan yıllar geçtikten sonra ‘para için yaptı, şöhret için yaptı’ diyeceklerdi. Akif girmedi bütün bunları bertaraf etti ve bütün talepleri geri çevirdi. Ve sonunda çok değer verdiği bir arkadaşı Hasan Basri Çantay, ‘Ben Hamdullah Suphi Beye söz verdim’ demesi üzerine onun sözünü yerde bırakmamak için Akif şiirini yazı ve teslim etti. Sonuç olarak da değişmeyecek sona böyle ulaşmış oldu” diye konuştu.
EN ZOR ZAMANLARINDA BİLE DAVASINDAN VAZGEÇMEDİ
Doğan, Mehmet Akif Ersoy’un dava adamı sadakatiyle neyi doğru biliyorsa onu yazdığını ve şiirleştirdiğini belirterek şunları aktardı: “Mesela meal konusunda da Mehmet Akif’e böyle ısrar ediyorlar kabul ediyor, avans alıyor. Sözleşme imzalıyor meali bitiriyor; tam 6 yıl çalışıyor. Meali temize çekiyor; ama 1930’lu yılların başında Türkiye’de Türkçe ibadet, Türkçe ezan furyası başlıyor. Onun üzerine Akif maddi imkanlarının en kötü olduğu zamanlarda yani paraya en çok ihtiyacı olduğu zamanlarda bu sözleşmeyi feshediyor, avansı Elmalılı merhum vasıtayla ödetiyor. Dolayısıyla dava adamlığı tavrını yine açıkça ortaya koyuyor.”
İSTİKLAL MARŞI’NIN YAZILDIĞI YERDE ANILDI
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy, vefatının 84. yılında İstiklal Marşı'nı yazdığı Taceddin Dergahı'nda dualarla anıldı. Programa, TYB Onursal Başkanı Mehmet Doğan, TYB Başkanı ve ASBÜ Rektörü Musa Kazım Arıcan, TYB Genel Başkan Başdanışmanı İbrahim Ulvi Yavuz, Genel Başkan Yardımcısı Tarkan Zengin, Genel Sekreter Muhammed Enes Kala ve Gençlik ve Spor Bakanlığı Müşaviri Selim Cerrah katıldı.
OSMAN AKDOĞAN/İLKSAYFA-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.