Çocuklarınıza sınırları öğretin

Çocuklarınıza sınırları öğretin

Uzman Psikolog Suphi Tunç, çocuk istismarının önlenebilmesi için aile içi iletişimin sağlıklı olması gerektiğini belirterek, “Çocuklar sınır konusunda eğitilmelidir. Sınırların olmadığı aile risklidir” dedi.

Son günlerde artan istismar olayları hakkında gazetemize konuşan Uzman Psikolog Suphi Tunç aileleri uyararak; “Çocuklar sınırlar konusunda eğitilmelidir. Sınırların olmadığı aile risklidir. Çocuklara istismarda bulunanların birçoğu erkektir ve mağdurun tanıdığı kişilerdir. Bu yüzden yurt, pansiyon, kreş ortamlarında çalışanların kadın olmasına özen gösterilmelidir” dedi.

İSTİSMARCI BÜYÜK ORANDA MAĞDURUN TANIDIĞI KİŞİ

Uzman Psikolog Suphi Tunç, son günlerde sık sık gündeme gelen çocuk istismarları hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.  Çocuklara cinsel istismarda bulunanların çoğunluğunun erkek olduğunu belirten Tunç, istismarcıların Yüzde 80-90 oranında mağdurun tanıdığı kişiler olduğunu söyledi. Cinsel istismarın belli bir ülke ve bölgeyle sınırlı olmadığının altını çizen Tunç, istismara uğrayan çocukların davranışları hakkında ailelere önemli uyarılarda bulundu.

ÇOCUKLAR SINIRLAR KONUSUNDA EĞİTİLMELİDİR

Çocukların sınırlarına anne-babanın saygı göstermesi gerektiğini belirten Tunç, “Sınırların olmadığı aileler risklidir. Çocuklara nelerin uygun davranışlar olduğu öğretilmelidir. Hayır diyebilme, bağırma ve çağırabilme, yabancılarla bir yere gitmemeleri ve onlardan bir şey almamaları gerektiği, bedenine annesi dışında kimsenin dokunmaması ve bakmasına müsaade etmemeleri konusunda eğitilmeleri gerekir. Anne-babalar çocuklarını yalnız bırakmamalılar. Sokakta parkta göz önünde bulundurmaları gereklidir. Yurt pansiyon kreş ortamlarında çalışanların kadın olmasına özen gösterilmelidir” dedi.

AİLE İÇİ İLETİŞİM SAĞLIKLI OLMALIDIR

Çocukların istismarı genellikle anlatmadığını belirten Tunç, istismara uğrayan çocukların korkularını şu şekilde ifade etti, “Çocuklar istismarı genelde anlatmazlar. Utanırlar ve ailenin dağılmasından korkar. Suçlanacağı korkusu ile yaşarlar. Saldırganın ailesi ve kendisine zarar vereceğinden endişe ederler. Sevilmeyeceği, dışlanacağı, ailesinin damgalanacağı ve rezil olacağından korkarlar. Bütün bunları önlemek için böyle bir olay olmadan önce aile içi iletişim sağlıklı, rollerin net, ilişkilerin her üyenin mahremiyetini zedelemeden birbirlerini desteklemeleri, korumaları ve empatik bir ilginin aile içinde öğrenilmesi gerekir.”

“DEPRESYON, OKUL SORUNLARI VE BAĞIMLILIK”

Tunç, cinsel istismarın mağdur üzerindeki etkilerini ise şöyle belirtti; “Korku, öfke, suçluluk duyguları, çökkünlük, içe kapanma, düşmanlık, okul sorunları, arkadaş ilişkilerinde azalma, benlik sorunları, kendine saygı duymama, depresyon, intihar düşünceleridir.  Ayrıca kendine zarar verme, beden imajının bozulması, bellek kaybı, unutkanlık, aşırı düş kurma, hayali arkadaşlarla konuşma, boş bakışlar, istismarcıdan ve ortamdan kaçma, erken evlilik, okulu bırakma, alkol madde bağımlılığı, yeme bozuklukları, öfke kontrol sorunlarıdır.” 

İSTİSMARCILAR HERHANGİ BİR EKONOMİK DÜZEYDEN OLABİLİR

“Çocuk cinsel istismarcıları herhangi bir ekonomik düzeyden, cinsiyetten, farklı cinsel tercih yönelimi olanlardan veya medeni durumu farklı olan kişilerden olabilir” diyen Tunç, “Bu kişiler birçok sebepten dolayı istismar davranışı gösterebilirler. Fakat en yaygın özellikleri; zayıf sosyal beceri, düşük benlik saygısı, yetersizlik, değersizlik ve kolay incinme, normla yetişkin ilişkilerine yönelik bir engele sahip olma. Daha önceki yetişkin ilişkilerinde hüsrana uğrama. Kendilerini fiziksel olarak çekici bulmazlar. Cinsel problemleri vardır. Kendilerini yetersiz ve aşağılık hissederler. Çocukluk döneminde cinsel istismar mağdurudurlar.  Psikopatik kişilik özelliği bulunur” diye konuştu.

Emrah ÖZCAN/HABERVAKTİM
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.