Çarpıcı AB SORULARI
İç Anadolu Birliği Genel Başkanı İsmet Taş, Avrupa’da yeniden hortlayan Türk ve İslam karşıtlığıyla ilgili gazetemize çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
İç Anadolu Birliği(İÇAN) Genel Başkanı İsmet Taş, Avrupa’da yeniden hortlayan Türk ve İslam karşıtlığını ve Türkiye’nin tepkisini gazetemize değerlendirdi. İÇAN Başkanı Taş, özellikle Türkiye’nin tavrı konusunda çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu, sorular yöneltti.
“Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir” şeklindeki ayet ile “Siz onlardan olmadığınız müddetçe onlar sizden olmaz” şeklindeki hadisi hatırlatan İsmet Taş, yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’nin halen Avrupa’nın peşine takılmaktan vazgeçmediğini belirterek, şu çarpıcı soruları yöneltti: “Avrupa’nın ne zamana kadar çocuklarımızı, evlatlarımızı zehirleyerek bizden koparmasına izin vereceğiz? Ne zamana kadar hakaretlerine maruz kalıp susacağız? Ne zaman ilişkilerimizi gözden geçirip olması gerektiği hale getireceğiz? Avrupa ile koparılmaz bağlarımız var mı da koparamıyoruz? Bindik bir Avrupa Birliği trenine neden inmek bilmiyoruz? Elimiz kolumuz bu kadar mı bağlı?”
BATI’NIN TÜRK VE İSLAM DÜŞMANLIĞI
İsmet Taş, Almanya ve Hollanda’nın Türk ve İslam düşmanlığının bir süre sonra unutulacağını, bu ülkelerin yine benzer düşmanlıklar sergilemesiyle bunların hatırlanacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bu güne kadar bu konu ile ilgili birçok şey söylendi, yazıldı çizildi. Konferanslar verildi, paneller düzenlendi. İnsanlar ayağa kalktı isyan etti. Protestolar yapıldı. Vs. Sonrasında unutulup gitti. Avrupa’nın bir daha ki düşmanca davranışlarına varıncaya kadar. Bu süre içerisinde maalesef hiçbir şey olmamış gibi davranılacak, ekonomik, sosyal ve siyasi ilişkiler alabildiğine yoğun bir şekilde devam edecek, tabiri caizse Avrupa ile kuzu sarması olunmaya devam edilecek. Doksan yıldır olduğu gibi.”
AYET VE HADİSLERDEN ÖRNEK VERDİ
İÇAN Başkanı Taş şöyle devam etti: “Oysaki Bakara 120’de, Yüce Allah Kitabında apaçık bir şekilde uyarıyor; ‘Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki: ‘Şüphesiz doğru yol, Allah’ın (gösterdiği) yoludur. ‘Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku) larına uyacak olursan, senin için Allah’tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı)’.”
SİZ ONLARDAN OLMADIĞINIZ SÜRECE…
“Peygamberimiz ‘Siz onlardan olmadığınız müddetçe onlar sizden olmaz’ diyor. Allah ve Resulü bizleri bu kadar açık net bir şekilde uyarırken, bizler hala Avrupa’nın peşine takılıp gidiyor ve sonrasında inanılmaz hakaretler işitip hayal kırıklıkları yaşıyorsak, oturup bir kez, bir kez daha düşünmemiz gerekmiyor mu? Avrupa’nın ne zamana kadar çocuklarımızı, evlatlarımızı zehirleyerek bizden koparmasına izin vereceğiz? Ne zamana kadar hakaretlerine maruz kalıp susacağız? Ne zaman ilişkilerimizi gözden geçirip olması gerektiği hale getireceğiz? Avrupa ile koparılmaz bağlarımız var mı da koparamıyoruz? Bindik bir Avrupa Birliği trenine neden inmek bilmiyoruz? Elimiz kolumuz bu kadar mı bağlı?”
BATI’NIN BİZE İHTİYACI VAR
“Sakın unutmayın Türkiye’den, Türk Milletinden bahsediyoruz. Dünyaya hükümran olmuş, adaleti, ilmi ve medeniyetini dünyanın en ücra köşelerine götürmüş bir Milletten bahsediyoruz” diyen İsmet Taş, hiç kimsenin ama hiç kimsenin, bu Aziz Milleti, tarihsel düşmanımız olan haçlı ruhuna teslim edemeyeceğini ifade ederek “Teslim etme hakkını kendinde göremez. Bir şeyi sakın unutmayın, bizim Batı’ya ihtiyacımızdan çok, Batı’nın bize ihtiyacı var. Kafamızı gömdüğümüz kumdan çıkartırsak bunu rahatlıkla görürüz. Şöyle bir bakalım biz dünya milletleri arasında neredeyiz? İslam Dünyası, Türk Dünyası bizi nasıl görüyor? İslam Âlimleri Birliğinin açıklamasını tekrar dinleyelim. Bize yüklenilen misyon ne? Biz nereye doğru koşuyoruz?” dedi.
BİZ KİMİZ?
“Biz kim miyiz?” diye sorup “Kanuni Sultan Süleyman Han’ın mektubunu tekrar okuyalım o zaman…” diyen İÇAN Başkanı İsmet Taş, şöyle devam etti: “Elbette dünyanın en zor coğrafyasında yaşıyoruz. Ama unutmayalım, dünyaya nam salmış, ülkeler kurmuş, ülkeler yıkmış, krallara taç giydirmiş, mazlum milletlerin umudu, hamisi olmuş bir Milletiz. Hamasi nutuklar yerine kendimize dönüp bakıp layık olduğumuz yere gelmek için mücadele etmemiz gerekmiyor mu?”
UNUTMAYALIM UNUTTURMAYALIM
“Şimdi bir kez daha bakalım İsviçre’deki Türk ve İslam düşmanlığının zirve yaptığı yürüyüşe. Unutmamak, unutturmamak adına. Yürüyüşte resmedilen tabloya bakalım. Resimde, altta Cumhuriyet, zaman ve PKK nın gazetesinden siyah dumanlar yükseliyor, Türkiye’nin üzerini kaplıyor. 15 Temmuzda uçan uçaklar barış güvercini olarak resmediliyor. Fetö kurtarıcı olarak, Sayın Cumhurbaşkanımız korkunç bir şekilde resmediliyor. Başlarında fes giymiş Osmanlı ya benzetilen kişilerin ağızlarında bıçaklar, HAYIR yazılı fesler giymiş insanlar. Türk’e, İslam’a ve Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaret dolu pankartlar.”
“DÜŞMAN KARDEŞLER OLDUK”
“Batı bizi bin yıl evvel de böyle görüyordu, bin yıl sonrada böyle görüyor, gelecek bin yıl dada böyle görecek. Nedenini yukarı da belirttiğimiz gibi, Allah’ın kitabı çok net ifade etmiş. Yine aramıza fitne sokmayı başardılar. Bizde yine bu oyuna bu tezgâha bu tuzağa düştük! Referandumda, ”Evet” veya “Hayır” diyenler kamplaştı. Olmadık hakaret ve olmadık gariz küfürler havada uçuşuyor. Düşman kardeşler olduk. Yani Batının yaptığı son olaylar başarıya ulaştı. Cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza sahip çıkamadık. Hatta bırakın sahip çıkmayı bir kesim, Batıyı haklı çıkarmak için TV lerde günlerce boy gösterdiler. Batının yanında yer alarak aynı dille, aynı ağızla konuştular. Bunun adı vatan hainliği değil de nedir?”
BATI’YA “SANA NE” DİYEBİLDİK Mİ?
“Ben kendi ülkemde, demokratik teamüller doğrultusunda eleştirimi de yaparım, düşüncemi özgürce de söylerim. Batı’ya ‘SANA NE’ diyebildik mi? Hayır oyu verecekler milli şuur çerçevesinde Batıya ne kadar tepki gösterebildiler. Bunun yerine, Bakanımızı ve Cumhurbaşkanımızı suçlamayı mı tercih ettiler?”
MİLLİ DURUŞ ÇOK ÖNEMLİ
“Unutmayalım! Japonya ve Almanya, İkinci Dünya Savaşında dümdüz olup, bugün lider ülkeler konumunda iseler, bu dışarıya karşı gösterdikleri; ‘Milli Duruş’ sayesindedir. İspat mı? Buyurun, Cumhurbaşkanımız; ‘siz nazisiniz’ dedi bütün Almanya top yekûn ayağı kalktı. Peki bize yapılan saldırılar karşısında, hangi düşünceye sahip olursak olalım bütün millet olarak neden ayağa kalkmadık. Cılız tepkiler göstermekle yetindik?”
BEN ELEŞTİRİRİM AMA BAŞKASINA LAF SÖYLETMEM
“Ben ülkemdeki yöneticilerimi eleştiririm, beğenmediğim yönlerini de söylerim, ama bir başkasına laf söyletmem. Çünkü onlar Türkiye’yi ve Türk Milletini temsil etmektedirler. Onlara söylenen her laf bize söylenmiş demektir. Bu anlayışa sahip olmadığımız müddetçe, geri kalmaya, üçüncü dünya ülkesi olmaya, itilip kakılmaya, her gün her türlü saldırıya maruz kalmaya mahkûmuz.”
BİRLİK ZAMANI
“16 Nisan’a doğru giderken, kardeşliğimizin, milli birlik ve beraberliğimizin, muhafazası ve pekişmesi adına herkese çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Bunu zedeleyecek her türlü, söz ve davranışlardan şiddetle uzak durmamız gerekmektedir. Özetle Batının ekmeğine yağ sürecek davranışlardan kaçınmamız gerektiğini aklımızdan çıkarmamız gerektiğini unutmayalım. Aksi halde biz daha çok 15 Temmuzlar yaşarız.
ALLAH KORUSUN, İŞTE O ZAMAN BU YAZILARI BİLE YAZMAYI MUMLA ARARIZ.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.