Çağın yeni sorunu: Barbie bebek sendromu
Dünyaca bilinen oyuncak bebek Barbie, kısa bir sürede herkesin ilgisini kazandı. Gazetemize konuşan Psikolog Zişan Topçuoğlu, “ Kişinin kendini Barbie bebek gibi gösterme çabası bir yerde, toplumda kendini kabul görme eksikliğinden gelir” dedi.
Dünyaca bilinen oyuncak bebek Barbie, kısa bir sürede herkesin ilgisini kazandı. Birçok meslek grubuna ait kıyafetlerle de değişkenlik gösteren Barbie’nin tek değişmeyen özelliği beden ölçüleri. Birçok genç kızın Barbie bebek özelliklerine sahip olma isteği hakkında Psikolog Zişan Topçuoğlu gazetemize konuştu. Ergenlik döneminde ortaya çıktığını söyleyen Psikolog Zişan Topçuoğlu, “ Kişinin kendini Barbie bebek gibi gösterme çabası bir yerde, toplumda kendini kabul görme eksikliğinden gelir” dedi.
“BEDEN ALGISINI BOZMAYA BAŞLADI”
Barbie bebek sendromu hakkında konuşan Psikolog Zişan Topçuoğlu şunları söyledi: “Dünyaca bilinen oyuncak bebek Barbie , gerçek üstü güzelliğiyle kısa bir sürede hepimizin ilgisini kazandı. Birçok meslek grubuna ait kıyafetlerle de değişkenlik gösteren Barbie’nin tek değişmeyeni ise beden ölçüleri. Barbie’nin en sevilen özelliklerinden biri de güçlü ve güzelliğini tüm dünyanın kabul görmesi oldu. Buna bağlı olarak da kız çocuklarının beden algısını bozmaya başladı. Bunun sonuncunda da son dönemlerde sıkça konuştuğumuz Barbie Bebek Sendromu dediğimiz şey ortaya çıkmış oldu.”
ERGENLİK DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAR
Ergenlik döneminde kişinin bedenini tanımaya başlamasıyla durumun oluştuğunu dile getiren Topçuoğlu, “Barbie bebek sendromu, Barbie bebeğin fiziksel görünümüne ve yaşam tarzına sahip olmaya yönelik yoğun bir arzu duyan kişilerin sergiledikleri tabloyu tanımlamak için kullanılan bir terim aslında. Bu durum genellikle bireyin kendini tanıma evresinde yani ergenlik döneminde ortaya çıkmaya başlıyor. Çünkü kişi tam olarak bedenim nasıl olmalı, güzellik nedir, nasıl bir bedene sahip olursam toplumda kabul görülürüm gibi sorularını kendine yöneltmeye başlıyor. Haliyle de bu sorgulama sırasında kişinin bu sendromu merkez alarak ilerlemesi de en doğal şey olmuş oluyor” şeklinde konuştu.
AMAÇ TOPLUMDA KABUL GÖRMEK
Kişinin toplumda kabul görmek için en güzel halini göstermeye çalıştığını vurgulayan Topçuoğlu, “Kişinin kendini Barbie bebek gibi gösterme çabası bir yerde, toplumda kendini kabul görme eksikliğinden gelir. Kişinin sevginin kabul görmenin bir güzelliğe, paraya gibi şeylere bağlı olmadığını bilmesi gerekmektedir. Bu sendroma sahip insanlar normalin dışında olan vücut ölçülerine sahip olmak için oldukça çaba sarf ederler. Sıkı diyetler, aşırı sporlar, hatta bazen üst üste geçirilen bazı estetik operasyonlar. Bu operasyonun en başında Barbie dudakları geliyor” dedi.
EKSİKLİK DUYGUSUNDAN OLUŞUR
Kişinin bedensel olarak kendini eksik hissetmesi sonucunda Barbie bebek sendromunun oluştuğunu söyleyen Topçuoğlu, “Şu an hala bir tıbbi tanımı olmayan Barbie bebek sendromunu, beden algısı bozukluğu dediğimiz Vücut Dismorfik bozukluğu olarak adlandırabiliriz. Beden dismorfik bozukluğu, temelde bir fiziksel kusuru olsun olmamasına rağmen veya hafif derecede bir fiziksel kusuru olduğu durumlarda, kişinin dış görünümü ile zihinsel olarak aşırı derecede uğraşması olarak tanımlanabilir. Burada kişinin görünüşünün normal veya kabul edilebilir normal değerler arasında olmasına rağmen, kendini dikkat çekecek kadar çirkin ya da bedensel olarak kusurlu, eksik hissetmesi şeklinde algılamasına sebep oluyor” ifadelerini kullandı.
“BİLİNÇALTININ BİRİKTİRDİĞİ MESAJLARIN ETKİSİDİR”
Çocuğun ergenlik öncesi süreçte bilinçaltında biriktirdiği mesajların etkisi ile kendisine yönelik bir tutum geliştirdiğini ifade eden Topçuoğlu, “Çocuklar oyuncakları sadece eğlenmek için tercih etmezler. Dış görünüşünden etkilendikleri, kendilerine benzerlikleri veya benzemek istedikleri için oyuncak tercihlerini belirlerler. Bununla beraber oyuncaklar ile benzer imajlar geliştirme çabasına giren çocuk, ergenlik öncesi süreçte bilinçaltında biriktirdiği mesajların etkisi ile kendisine yönelik bir tutum geliştirmeye başlar. Normal olanın kendi bedeni değil de mükemmele yakın görünüme sahip olan beden olduğu düşüncesi ortaya koyar. Okul öncesi dönemdeki çocuklar da ise hayal ve gerçek yani soyut ve somut kavramları daha oturmadığı için oyuncak bebeklerle bir yakınlık kurabilirler. Bu kurulan bağ ile bilinçaltına yerleşen bebeğin beden algısı ileri dönemlerde ağır makyaj, sıkı diyet, fazlaca estetik ameliyat geçirme gereksinimi ortaya koyabiliyor” sözlerini kullandı.
EBEVEYNLER DİKKATLİ OLMALI
Topçuoğlu, “Hayattaki her şey bir kavramdır. Güzel , çirkin, eş , evlilik birçok kavram var bu dünyada. Biz bu kavramları doğduğumuz andan itibaren büyüdüğümüz evde öğrenmeye başlıyoruz. O evimizdeki güzel algısı neyse bizde o güzellik algısını koşulsuz kabul ediyoruz. Ya da o evdeki anne baba rolü nasılsa koşulsuz olarak kabul edip ileri de bizde aynı davranışlarını sergiliyoruz. İnsan bunu istemsiz olarak yapar çünkü o ev bizim güvenli alanımızdır ve o güvenli alanda anne baba koşulsuz sevgi sunar , koşulsuz sevgi ise koşulsuz kabul demektir. İnsan koşulsuz kabul ettiği her şeyi hayatına aktarır ki bu da bilinçaltında olduğu zaman insan bunu istemsiz yapar. O yüzden buradan ebeveynlere bir tavsiye vermek de gerekirse çocuklarınıza hayatın kavramlarını öğretirken kendinize göre olan doğruyu değil , gerçek doğruyu öğretmeye çalışmaları gerekir. Böylece hem doğru kavramlarla büyümüş bir çocuk hem de kendini toplumda kabul görmek için başka şeylere başvurmayacak bir çocuk yetiştirmiş olursunuz” ifadelerine yer verdi.
Rüveyda Aslıipek/ www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.