Bu enstitü bitki hastalıklarıyla mücadele ediyor: Patojenlerden kurtulmak zor ama imkansız değil!

Bu enstitü bitki hastalıklarıyla mücadele ediyor: Patojenlerden kurtulmak zor ama imkansız değil!

Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Aynur Karahan, bitkilerde ciddi verim kaybına yol açan toprak kökenli patojenlere karşı verdikleri mücadele hakkında “Bizim bu patojenlerden kurtulmamız çok zor ama imkansız değil” dedi.

Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Aynur Karahan toprak kökenli patojenler ve Toprak Kökenli Patojenler Ar-Ge Merkezi hakkında gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Dr. Karahan, “Bizim bu patojenlerden kurtulmamız çok zor ama imkansız değil” dedi.

Toprak kökenli patojenler (hastalık oluşturan canlı) konukçularında (hububat, sebze ve meyveler) kök ve kök boğazı çürüklüğü, solgunluk, sararma, cüceleşme gibi belirtiler oluşturan bakteri, virüs gibi mikroorganizmalar ve nematodlar gibi makroorganizmalar olarak tanımlanıyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Aynur Karahan, toprak kökenli patojenlerin Türkiye ve Dünya’da yaygın olduğunu ve ciddi kayıplara yola açtığını belirterek, “Kendilerini muhafaza altına alabildikleri için toprakta farklı formlarda uzun süre canlı kalabiliyorlar. Bizim bunlardan kurtulmamız çok zor ama imkansız değil” dedi. Dr. Karahan, mayıs ayında açılan ve Türkiye’de tek olan Toprak Kökenli Patojenler Ar-Ge Merkezi’nin yürüttüğü projeler ve gelişmiş altyapısıyla ulusal ve Uluslararası alanda bir platform olduğunu da sözlerine ekledi.

arabaslik1.jpg

BUĞDAYDA SIFIR TOLERANS

Dr. Aynur Karahan, toprak kökenli patojenlerle mücadelenin önemini şu şekilde açıkladı: “Kendilerini muhafaza altına alabildikleri için toprakta farklı formlarda uzun süre canlı kalabiliyorlar. Bizim bu patojenlerden kurtulmamız çok zor ama imkansız değil. Ülkemizde iklim değişikliği ile birlikte buğday, mısır, kavun, şekerpancarı, nohut, fasulye ve ayçiçeği gibi ürünlerde bu patojenler nedeniyle kök ve kök boğazı çürüklüğü hastalıklarında artış gözleniyor ve buna bağlı olarak verim kayıpları yaşanıyor. Dünya genelinde yapılan bir çalışmada tarımsal ürünlerdeki verim kaybının yüzde 50-75’inin toprak kökenli patojenlerden kaynaklandığı açıklandı. Örneğin, hububatlar içerisindeki buğday ülkemizin en önemli gıda kaynağı. Buğdaydaki hiçbir kayba toleransımız yok. Özellikle buğdayda, funguslar kök ve kök boğazını enfekte edip gelişmesini engelleyerek önemli ekonomik kayıplara neden oluyor.”

laboratuvar.jpg

HEM ULUSAL HEM DE ULUSLARARASI BİR MERKEZ

Dr. Aynur Karahan, Toprak Kökenli Patojenler Ar-Ge Merkezi ile ilgili olarak, enstitünün kuruluşundan bu yana toprak kökenli patojenler üzerine çalışmalar yürütüldüğünü; şu anda farklı konukçular üzerine devam eden 15 proje olduğunu söyledi. Karahan, “Mayıs ayında enstitü bünyesinde Toprak Kökenli Patojenler AR-GE Merkezi açıldı. Bu sayede hem ülke koordinatörü olmamız ve hem de yeni binamızın altyapısıyla bizim bu zamana kadar yürütmüş olduğumuz tüm projeler daha çok ivme kazandı. Hem ulusal hem de uluslararası ama öncelikle ulusal bir Ar-Ge Merkezi” dedi. Karahan, merkezdeki 30 laboratuvar ile yılda 12 bin toprak analizinin yapılabileceğini böylece hem toprakların sağlıklı olmasına yardımcı olduklarını hem de özel sektöre katkıda bulunduklarını söyledi. Karahan, merkezde yurtdışından gelecek öğrencilerin yanı sıra hizmet içi eğitimlerin de uygulamalı ve teorik olarak verilebileceği ile patojenlerin teşhis ve muhafaza çalışmaları yapılarak patojen gen bankası oluşturulacağını da sözlerine ekledi.

manset.jpg

2023’TE İKİ ÖNEMLİ PROJE

Dr. Aynur Karahan, merkez bünyesindeki 2 önemli projeden şu sözlerle bahsetti: ‘Ülkesel Buğdayda Toprak Kökenli Patojenler Projesi’ kapsamında; ülkesel bir sürvey yapılarak her bölgeye ait ekonomik anlamda zarar oluşturan patojenler belirlenecek ve Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Merkezi uzmanları ile işbirliği halinde bölgelere ait patojen haritaları oluşturulacak. Ayrıca buğday ıslahı konusunda çalışma yapan enstitülerin geliştirdiği çeşit ve hatların bu patojenlere dayanıklılık durumları belirlenecek, bölgeler bazında hangi çeşitlerin ekilmesi gerektiği konusunda üreticilere ve özel sektöre tavsiyelerde bulunulacak. Bunun haricinde devam etmekte olan patatesle ilgili bir çalışmamız var.

kanit.jpg

Patateste siğil hastalığı üreticilerimiz için çok önemli bir problem. Toprak kökenli olan bu hastalık bir tarlaya bulaştığı zaman bu tarlaya 30 yıl süresinde patates ekilmemesi lazım. Bu kapsamda ‘Orta Anadolu Bölgesi Patates Üretim Alanlarında Toprak Kökenli Patojenler ve Mücadelesi’ projesiyle Patates siğil hastalığına dayanıklı çeşitlerin ve patotiplerin belirlenmesi çalışmaları yapılacak olup, Patates siğil hastalığına dayanıklı patates çeşitleri belirlenecektir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.