Bölge halkından taş ocağına tepki: "Yeni ocak istemiyoruz”
Mamak Kıbrıs Köyü’ne üç yeni taş ocağı açılma girişimi üzerine bölge halkı, “Bölgede tarım ve hayvancılık bitti. Ekolojik denge bozuldu. Su yataklarımız kurutuldu. Sağlığımız elden gidiyor. Yeni ocak istemiyoruz” diyerek tepki gösterdi.
Mamak Kıbrıs Köyü Mahallesi’nde sayıları her geçen gün artan taş ocaklarına üç tane daha ekleneceği haberleri üzerine bölge halkı harekete geçti. Vatandaşlar, bölgenin yeni taş ocaklarını kaldıramayacağını, tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini, coğrafi güzelliklerin yok olduğunu, ekolojik dengenin bozulduğunu, insanların akciğer hastalıkları ile mücadele ettiğini söyleyerek yeni bir ocağı açtırmayacaklarını belirtti.
BÖLGE HALKI RAHATSIZ
Mamak’ın Kutludüğün, Kıbrısköy, Zirvekent, Kusunlar, Ortaköy ve Bayındır Mahalleleri sınırları dahilinde taşocakları ve buna bağlı olarak kırma eleme tesisi, asfalt plent tesisi ve hazır beton gibi entegre tesisler yoğun olarak faaliyet gösteriyor. Onlarca yıldır faaliyet gösteren maden ocaklarının yerleşim yerlerine yakın olması, hem de birçok tesisin bir arada olması bölge halkının bir takım sorunlarla boğuşmasına neden oluyor.
HAYVANCILIK VE TARIM BİTTİ
Kıbrıs Köylüleri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Hasan Kuş, bölgede 14 taş ocağı bulunduğunu, 3 tane daha açmak için girişimlere başlandığını belirterek, alınan karara tepki gösteriyor. Kuş, “Taş ocakları ekolojik dengeyi bozuyor. Bölgedeki doğal yaşamı yok ediyor. Hayvancılık ve tarımcılık bitti. Arıcılık dahi yapılamaz oldu. Tarlalarda bırakın ürün yetiştirmeyi, çiçek dahi açmıyor. Taş ocaklarından çıkan tozlar, hem hava kirliliğine neden oluyor, hem de bölgedeki üretimi engelliyor” dedi.
SU KAYNAKLARI KURUTULUYOR
Taş ocaklarının bölgede bulunan su yataklarını ve gölleri kuruttuğunu, coğrafi güzelliklerin yok olmasına sebebiyet verdiğini kaydeden Kuş, “Taş ocaklarında şiddetli bir şekilde patlama yapılıyor. Yüksek derecede yer sarsıntısı meydana geliyor. Bu sarsıntılar su kaynaklarının yönünü değiştiriyor ve kurutuyor” diye konuştu.
EVLER YIKILMAK ÜZERE
Aynı zamanda patlamaların bölgedeki evlerin kolon ve duvarlarını çatlattığını hatırlatan Kuş, birçok evde 10 santimetreye ulaşan yarıklar meydana geldiğini söyledi.
ENDEMİK BİTKİLER YOK OLUYOR
Bölgede 700’e yakın bitki çeşidi olduğunu kaydeden Kuş, “Bunlardan 67 tanesi endemik bitki türü. 4 tanesi ise sadece bu bölgeye has endemik bitkidir. Bu güzelliklerimiz yok oluyor. Burada çok kaliteli; elma, Ankara armudu, fındık, Ayşe kadın fasulyesi yetişirdi. Son 10 yıldır hiç birini yetiştiremiyoruz. Biri buna dur desin” dedi.
İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR
Taş ocaklarının bölgede yaşayan insanların sağlığını da tehdit ettiğini açıklayan Kuş, bölge halkının astım, bronşit, koah gibi solunum yolu hastalıklarıyla mücadele ettiğini sözlerine ekledi.
ARKEOLOJİK DEĞERLER YOK EDİLİYOR
Bölgenin aynı zamanda tarihi ve arkeolojik bir değere sahip olduğunu kaydeden Kuş, “Bölgede arkeolojik değere sahip birçok alan var. Eski zamanlarda Ulus’ta bulunan Roma hamamına buradan su kanallarıyla su taşınırmış. Tümülüs vb. gibi Frigyalılardan kalma tarihi doku var. Doğa turizmine kazandırılması beklenen Kıbrıs Köyü Kanyonu var. Bunu da yok ediyorlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı buna dur demeli” şeklinde konuştu.
ÇED RAPORU SAKAT
Alınan ÇED raporlarının da bölge halkından habersiz alındığını iddia eden Kuş, “ÇED raporu almak için o bölgedeki halk ile toplantı yapılması gerekiyor. Ona göre raporlar oluşturulması gerekiyor. Ne yazık ki görüyoruz ki bölge halkının haberi olmadan toplantılar yapılıyor, prosedürler uygulanmıyor. Taş ocaklarında çalışan işçileri bölge halkındanmış gibi gösteriyorlar. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın buna izin vermemesi gerekiyor. Bölge halkı olarak bu taş ocaklarına itiraz ediyoruz ve açılmasını istemiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.
Emrah Özcan/İLKSAYFA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.