BİK Genel Müdürü Duran, gazetecinin yanlışa ve yalana muhalif olduğunu söyledi
BİK Genel Müdürü Rıdvan Duran, gazeteciliğin en güven duyulan mesleklerden birisi olması gerektiğini söyleyerek, “Gazeteci, yanlışa ve yalana muhaliftir" dedi.
Gazetemize konuşan BİK Genel Müdürü Rıdvan Duran, gazeteciliğin en güven duyulan mesleklerden birisi olması gerektiğini söyleyerek, “Gazeteci, yanlışa ve yalana muhaliftir. Doğruya taraftardır. Bu mesleği buna göre yapmak gerekiyor. Biz güveni kaybettiğimizde sektör kaybediyor” dedi.
Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürü Rıdvan Duran gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Gazeteciliğin en güven duyulan mesleklerde üst sıralarda olması gerektiğini kaydeden Duran, “Gazetecinin yandaşı muhalifi olmaz. Gazeteci dediğin yanlışa ve yalana muhaliftir. Doğruya taraftardır. Gazeteciliği kamusal ve kutsal bir görev olarak görüyoruz. Bunu doğru yolla yapmak lazım. Biz güveni kaybettiğimizde sektör kaybediyor” dedi.
“DİJİTAL ÇAĞA AYAK UYDURULMALI”
Anadolu’da bulunan yerel gazetelerin birçoğunun internet medyasında etkin olmadıklarını tespit ettiklerini söyleyen Duran, dünyanın dijitale kaydığını, gazetelerin günden güne tiraj kaybettiğini vurguladı. Bunun için gazetelerin en kısa sürede dijital çağa ayak uydurması gerektiğini belirten Duran, “Gazeteler sürdürdükleri bu kültürleri, internet medyasına taşımalılar. Gazeteciliğin en güzel yanı doğrulanabilir olması. İnternet medyasında işler böyle yürümüyor. Biz en hızlı haberden ziyade en doğru haberin aktarılmasına önem veriyoruz. Bunu da gazetelerin yapmasını istiyoruz” dedi.
“GAZETELERİN GÜVENİRLİLİĞİ DAHA FAZLA"
Sosyal medyadaki güvenirliliğin yüzde 30 ila 40 seviyelerinde olduğuna işaret eden Duran, “İnsanlar sosyal medyada gördüklerini gazetelerin haber sitelerinde teyit etme ihtiyacı duyuyorlar. Ama gazetede bir haber okuyan teyit ettirme gereği duymuyor. Sosyal medya istismar edilen, güvensiz bir mecra haline geldi. Fazla ilgi görsün diye algı yapılarak insanların kandırılmaya çalışıldığı bir mecra. Biz sosyal medyayı rakip olarak görmüyoruz. Oranın kendine ait bir havası var” diye konuştu.
“HUKUKİ VE MALİ DENETİM ARANACAK”
İnternet medyası ile ilgili çıkacak kanunla ilgili bir çalışma yapıldığını, kanunda aranan ilk önceliğin hukuki ve mali denetim olduğunu söyleyen Duran, “Çıkacak kanunda; sorgulana bilirlik, kurumsallık, hukuki ve mali denetim aranacak. Bizlerden de görüş alındı. Yakın zamanda kanun meclise gidecek” ifadelerini kullandı.
“GAZETELER DE ÇABA SARF ETMELİ”
Gazetelere kaynak aktarabilmek için bir dizi çalışmalar yaptıklarını söyleyen Duran, “Gazetecilik ölmez. Biz gazetelerde mümkünse yaşasın istiyoruz ve elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Gazetelerde yaşamaları için bizim kadar çaba sarf etmeliler. Biz gerekli denetimleri sıkı bir şekilde sürdürüyoruz. Burada gazetecilik nereye gidiyor? diye sormalıyız.”
“Gerek baskı kalitesi, gerek mizanpaj gerek haber kalitesi açısından bu soruyu sormalıyız. Bunu çok fazla denetlemeye kalktığınız da antidemokratik kabul ediliyor. Biz bu açığı eğitimlerle kapatmaya çalışıyoruz. Gazeteler yaşasın diye verdiğimiz mücadeleyi gazeteler de vermeli” diye konuştu.
“GAZETELER YAŞASIN DİYE MÜCADELE VERİYORUZ”
Kurum tarafından bazı gazetelere kesilen cezalarla ilgili de açıklamalarda bulunan Duran, “Birileri ceza kesiyoruz diye yüksek sesle kurumu yıpratmaya çalışıyor. 996 tane gazete var. Bunu yapan 4 ya da 5 tane gazetedir. Biz gazeteler yaşasın diye mücadele verirken, gazeteleri cezalandırarak oyun dışına itmek gibi bir amacımız yok. Biz gazetecilik yapılsın istiyoruz, bütün derdimiz bu. Yalan haber yapılmasın istiyoruz. Bu konularda en çok sesi çıkan gazeteye bakın en çok tekzip yayınlayan gazetedir.”
“GAZETECİ YALANA MUHALİFTİR”
“Yalan yazmayı bir reklam aracı olarak kullanıyorlar. Kesilen cezanın on katını topluyorlar. Göz göre sürekli yalan haber yapılmaz. Gazetecinin yandaşı muhalifi olmaz. Gazeteci dediğin muhaliftir zaten. Yanlışa ve yalana muhaliftir. Doğruya taraftardır. Falanın yanlışına yanlış demeyip, filanın yanlışına muhalifsen sen de muhalif gazeteci değilsin, sen de yandaş oluyorsun. Birinin muhalifi, birinin yandaşı olmuş olursun. Gazeteciliği kamusal ve kutsal bir görev olarak görüyoruz. Bunu doğru yolla yapmak lazım. Biz güveni kaybettiğimizde sektör kaybediyor. Kendi bacağımıza sıkıyoruz. Güven irtibatı sıralamasında gazeteciler sürekli aşağı sıralara düşüyor. Bunun önüne geçmemiz gerekiyor” diyerek sözlerini noktaladı.
Emrah Özcan/İLKSAYFA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.