Başka yerde bulamazsınız

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi Avcı, Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde (SASAM) düzenlenen 'Küresel Isınma ve Çölleşmeyle Mücadele' başlıklı söyleşide çölleşme konusunda ülkemizin durumu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.  

HEP AYNI SENARYOLAR!
Sürekli kamuoyunda tartışılan "Türkiye çöl olacak mı?" iddialarına cevap veren  Avcı, "Ben ilk okulda okurken '1990'da Türkiye çöl olacak' diyorlardı olmadı. 2000'de, 2010'da olacak dediler o da olmadı. Şimdide 2040'da olacak diyorlar. Bu tarih sürekli uzuyor. Ülkemiz çölleşmez. Türkiye'de sorun bölgeseldir. Genel sorun değildir. Bir bölgede kötüye giderken diğer bölgede iyiye gitmektedir. Yani eşitlenmektedir. Burada trendler olduğu gibi çözümler de var. Biz çözüm aradığımız müddetçe çölleşme olmaz. Geleceği karamsar görmüyorum ancak tedbir almamız şart. Türkiye'nin bir özelliği de vardır. Konya'da yağışta bir azalma varsa Erzurum'da bir artış vardır. Bir yerdeki eksiklik diğer yerden tamamlanıyor. Yani eşitleniyor" dedi. 

EROZYONLA MÜCADELEDE PEMBE YALAN
Ülkemizdeki çölleşme senaryolarını gündeme getiren kişilere ilişkin çarpıcı bir iddiada bulunan Avcı, "Gelecekle ilgili sürekli senaryolar vardır. Bu seneryolar da özellikle dikkat çekmek için kamuoyunda söyleniyor. O iddiaları ortaya atan kişiler bana 'dediğinde haklısın ama biz kamuoyunda bir şeyler uyandırmak için bazen abartılı şeyler kullanmamız gerekiyor, insanları harekete geçirmek için' dediler. Her sene Kıbrıs adası büyüklüğünde toprağımız denizlere gidiyor' diye duymuşsunuzdur. Aslında öyle bir şey de yoktur. İnsanları erozyona duyarlı hale getirmek için birileri tarafından söyleniyor" ifadesini kullandı.  

ÇÖL DEĞİNCE AKLINIZA KUM TEPESİ GELMESİN!
"Çölleşme" deyince insanın aklına hep kum tepesi geldiğini ancak bu tabirin yanlış olduğunu söyleyen Avcı, "Çölleşme aslında bir trendin, yani toprak bozulumunun,  ağır tahribatın, ekosistem tahribatının en son noktası. Çölleşme tanımı yerine 'azari tahribatı, ekosistem bozulma tanımını' kullanıyoruz Türkiye için. Bugün en fazla yağış olan yerde yani Rize'de arazi tahribatı yok mu? Orada da arazi tahribatı var. Biz uluslararası toplantılarda da çölleşme tanımı ve tabirinin yanlış ve eksik olduğunu onun yerine arazi tahribatı tanımının getirilmesi gerektiğini savunduk. Çöl en son noktadır. Verimin azalması da çölleşmenin bir parametresidir" dedi.  

O RAPORU DETAYLI SUNAN TEK ÜLKEYİZ
Ülkemizdeki çölleşme yani arazi tahribatının engellenmesi ile ilgili 2030 hedeflerini belirlediklerini aktaran Avcı, "Türkiye olarak bunu rapor halinde Birleşmiş Milletler'e sunduk. Bunu detaylı olarak sunan tek ülkeyiz. 
1970 yılından bu yana yaklaşık 2.5 milyon hektar artırmışız ülke olarak biz. Türkiye'deki çöl alanlarını da koruma altına almaya çalışıyoruz. Koruyalım ki elimizde bulunsun eğitim için lazım. Geçmişi anlamak için bunların olması lazım. Muhafaza edilmesi gerekiyor" diye konuştu.  

AĞAÇ DİKİLECEK ARAZİ BULUNMUYOR
Ağaçlandırma seferberliğinin olduğu zamanlarda ağaç dikecek arazi bulurken şuanda ağaç dikecek arazi bulamadıklarını belirten Avcı, "Ağaç dikeceğiz, paramızda var ama arazi yok. Türkiye'de 500 bin hektar arazi ekilmiyor boş duruyor. Göçten dolayı. Kimisi de miras felan derken ekilmiyor" şeklinde konuştu.

İÇ ANADOLU'DAKİ TOPRAK BAŞKA YERDE YOK
İç Anadolu bölgesinin toprağının özelliğiyle ilgili de açıklama yapan Avcı, "
İç Anadolu'nun toprağı buğday toprağıdır. Dünyanın hiçbir yerinde bu özellikte toprak yoktur. Buralar buğday havzalarıdır. Cenab-ı Allah ona göre ayarlamıştır. En lezzetli buğday İç Anadolu'da oluyor. Başka bir yerde olmuyor. Onun için nerede ağaç olacak nerede buğday olacak nerede bahçe olacak onu ayarlamamamız gerekiyor. Kimse kimsenin yerine müdahale etmemesi lazım" sözlerini aktardı. 

OSMAN AKDOĞAN/ HABERVAKTİM-