Aydın'da yaklaşık bin yıllık 47 mezar bulundu

Aydın'da yaklaşık bin yıllık 47 mezar bulundu

Aydın'daki Nysa Antik Kenti'nde yaklaşık bin yıllık 47 mezar bulundu. Prof. Dr. Serdar Hakan Öztaner, "11. yüzyılda kentte salgın hastalıkların olabileceğini ve yaşantının zor geçtiğini gösteriyor" dedi.

Sultanhisar ilçesinde Aydın Dağlarının eteğinde iki vadi arasında yer alan antik kentteki kazılar, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Hakan Öztaner başkanlığında devam ediyor. Akharaka Tapınağı ve Anadolu'nun en iyi korunmuş kütüphanelerinden birine sahip antik kent, tiyatro, stadyum ve meclis yapısıyla dikkati çekiyor.

Nysa Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Öztaner, ünlü coğrafyacı Strabon'un eserinde Nysa'da eğitim aldığını yazdığını, kütüphaneleri ve tiyatrolarıyla Nysa'nın aynı zamanda Roma döneminin eğitim ve kültür kenti olarak bilindiğini söyledi. Restorasyon çalışmalarının yanı sıra kazılara da devam ettiklerini dile getiren Öztaner, heyecan verici bir sezona başladıklarını kaydetti.

Nysa'nın ızgara planlı cadde ve sokak sistemi üzerine çalışmaya devam ettiklerini belirten Öztaner, Efes, Magnesia ve Tralleis güzergahındaki ana ticaret yoluna bağlantıyı sağlayan bir caddeye ulaştıklarını ve çok heyecanlı olduklarını bildirdi. Öztaner, caddenin kullanım dönemini belirlediklerini ifade ederek, "Efes'ten başlayarak Magnesia, Trallies ve günümüze ulaşan ana ticaret yoluna bağlantıyı sağlayan kentin kuzey güney yönlü ana caddesini bulduk" dedi. Caddenin 7. yüzyıla kadar kullanıldığını, depremlerden sonra toprak altında kaldığını aktaran Öztaner, caddenin üst dolgu toprağında 47 mezar bulduklarını söyledi.

ÇOĞU BEBEK VE ÇOCUK MEZARI

Gömülerin 11. yüzyıla ait olduğunu belirten Öztaner, şunları kaydetti: "Cadde hattı üzerinde 47 tane geç dönem mezarı bulduk. Mezarlar içerisinde bebek ve çocuk mezarlarının çoğunlukta olması 11. yüzyılda kentte salgın hastalıkların olabileceğini ve yaşantının zor geçtiğini gösteriyor. Bu salgın hastalığın tespitine yönelik araştırmalara devam ediyoruz. Kentin son döneminde daha fakir, daha düzensiz yerleşimlerin olduğu anlaşılıyor ve kentin merkezinin de mezarlık olarak kullanmasından dolayı terk edilmiş bir görüntü sunmakta."

Mezarlardan birinin oda mezar olduğunu anlatan Öztaner, şöyle konuştu: "Bu mezarı açtığımızda bir sikkenin üzerine yapışmış dokuma parçası ele geçti. Olasılıkla keten bitkisinden yapılmış ve o mezarın sahibinin bir kadın olduğunu antropologlar tespit etti. Yaklaşık kırklı yaşlarına ulaşmış, dokuma işi yaptığından dolayı ipler dişlerini tırtıklı hale getirmiş. Bunlar tabii bizim için heyecan vericiydi. Dokumanın sikkenin korozyonuyla birlikte korunarak gelmesi de önemliydi. Sikkenin tarihinden mezarların 11. yüzyıla ait olduğunu tespit etmiş olduk."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.