Asgari Ücret Tespit Komisyonu, yeni yılda geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında dördüncü ve son toplantısını Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ev sahipliğinde yaptı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk başkanlığındaki toplantıda, işçi kesimini Türk-İş, işveren kesimini ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti.
Bir sosyal koruma ücreti olan asgari ücretin çalışma hayatındaki ücret politikalarının en alt sınırını ifade ettiğine dikkati çeken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 2021'de geçerli olacak asgari ücret rakamını açıkladı:
"1 Ocak 2021 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücret, brüt 3 bin 577 lira 50 kuruş, net 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak belirlenmiştir. Böylece, geçen yıla göre net asgari ücret 500 lira artmış, yüzde 21,56 oranında yükselmiş oldu. Kasım 2020'de enflasyon yüzde 14,03 gerçekleşmişti. Bu oranın yaklaşık 7 puan üstünde bir artış sağlayarak, işçimizi enflasyona ezdirmeyeceğimize dair sözümüzü bir kere daha tutmuş olduk. Aylık 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak açıkladığımız net asgari ücret, bekar ve çocuksuz bir çalışan için geçerli. 3 çocuklu ve evli bir işçi için net asgari ücret ise 3 bin 13 lira 72 kuruş olacak."
"Hayırlı, uğurlu ve bereketli olsun"
Yeni yılda uygulanacak asgari ücret belirlenirken ekonomik dengelerin yanı sıra salgının olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulduğunu vurgulayan Selçuk, şöyle konuştu:
"Hükümet olarak işçilerimizi her daim korumaya devam ettik, devam edeceğiz de. İşçilerimizin, işverenlerimizin teklif ettiği rakamdan daha yüksek bir ücret artışını sağlamak adına da verdiğimiz asgari ücret desteğini bu sene tüm işletmelerimiz için 75 lira olarak sürdürmeye devam edeceğiz. Bu da yaklaşık toplamda 6,5 milyar lira tutarındaki ilave desteği ifade etmektedir. 2021 yılı için geçerli olacak asgari ücretin alın teri dökerek emek veren tüm çalışanlarımıza, ailelerine, işverenlerimize ve milletimize hayırlı, uğurlu ve bereketli olmasını diliyorum."
"18 yılda net asgari ücret yaklaşık 1,5 kat arttı"
Selçuk, 2002'de 184 lira olan net asgari ücretin 2020'de 2 bin 324 lira 71 kuruşa yükseldiğine dikkati çekerek, "Böylelikle Ocak 2020 itibarıyla 18 yılda net asgari ücret, reel olarak/yani enflasyondan arındırılmış olarak yaklaşık 1,5 kat arttı. 2019'da gerçekleşen enflasyonun 5,8 puan üzerinde yüzde 26, 2020'de gerçekleşen enflasyonun 3,2 puan üzerinde yüzde 15,03 oranında bir artış sağladık." dedi.
Asgari ücret tespiti ile sadece çalışma hayatındaki ücret politikaları için bir seviyenin belirlenmediğini belirten Selçuk, şunları söyledi:
"Sosyal güvenlik primlerinden vergi ve idari para cezalarına, sosyal yardımların kapsamından asgari geçim indirimine kadar pek çok değişken asgari ücrete dayanıyor. Diğer taraftan asgari ücretin artış oranı, istihdamı ve kayıt dışı ekonomiyi, fiyat istikrarını ve üretim-tüketim dengesini, yatırımları ve rekabet gücünü de doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir."
"45 milyar lirayı aşkın desteği ulaştırdık"
Bu yılın, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınına karşı mücadeleyle geçtiğini belirten Selçuk, salgının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sosyal yaşamı, ekonomiyi ve çalışma hayatını derinden etkilediğini söyledi.
Toplumun tüm kesimlerini salgının bu olumsuz etkilerinden koruyabilmek için hükümet olarak ilk aydan itibaren birçok destek ve teşvik programı başlattıklarını anımsatan Selçuk, şöyle konuştu:
"Bakanlık olarak, Sosyal Koruma Kalkanını hızlı ve etkin şekilde hayata geçirerek, vatandaşlarımıza 45 milyar lirayı aşkın bir desteği ulaştırmış olduk. Her zaman olduğu gibi, işçi ve işveren temsilcilerimizle sosyal diyalog mekanizmalarını işlettik. Salgının çalışma hayatı üzerindeki negatif etkilerini azaltmak adına temel hedefimiz; işçilerimizi ve işverenlerimizi birlikte korumak oldu. Bu doğrultuda, Kısa Çalışma Ödeneği, Fesih Kısıtı, Nakdi Ücret Desteği, Normalleşme Desteği gibi uygulamalarımızı devreye alarak çalışanlarımız ve işverenlerimiz arasındaki iş ilişkisinin sürdürülebilmesini ve mevcut istihdamın korunmasını sağladık."
"3,5 milyonun üstünde çalışan kısa çalışmadan faydalandı"
Bakan Selçuk, kısa çalışma ödeneğinin kapsamını genişlettiklerini, şartlarını kolaylaştırdıklarını ve süreci daha da hızlandırdıklarını belirterek şunları kaydetti:
"Kısa çalışmadaki çalışan sayımız her ay değişmekle beraber, bugüne kadar toplamda 3,5 milyonun üstünde çalışanımıza 23 milyar lirayı aşkın kısa çalışma ödeneği aktardık. Son olarak, 1 Aralık itibarıyla Kısa Çalışma Ödeneğine yeniden başvuru almaya başladık. Son başvuru tarihini de 31 Ocak 2021'e kadar uzattık. Bu defa süreci daha da hızlandırmak ve kolaylaştırmak adına başvuruları e-devlet üzerinden alıyoruz. Salgın sürecinde işçilerimiz işlerini ve iş yerlerimiz insan kaynaklarını kaybetmesin diye sözleşme fesihlerine kısıt getirdik. Ücretsiz izinde olan işçilerimize de Nakdi Ücret Desteği sağladık. Nisan ayından bugüne kadar 2 milyonun üstünde çalışanımıza 6,5 milyar liraya yakın nakdi ücret desteği ödedik. İşverenlerimizin kısa çalışmadan çıkarak normal çalışma sistemine hızla dönmesini de teşvik etmek için Normalleşme Desteğini başlattık. Bu kapsamda, 422 bin işverenimiz ve 3 milyondan fazla çalışanımız için yaklaşık 2,5 milyar lira tutarındaki primlerine mahsuplaşma imkanı sağladık. Normalleşme Desteğinin uygulanma süresi de 3 aydan 6 aya çıkartıldı."
TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Akkol: Zor koşullarda karar verildi
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, "Komisyon, çalışanların durumunu ve işletmelerin geleceğini de dikkate alarak zor koşullarda kararını verdi." dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2021'de geçerli olacak asgari ücret rakamını belirlemek için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk başkanlığında toplandı.
Bakan Selçuk'un asgari ücrete ilişkin açıklamasının ardından konuşan Akkol, Birleşmiş Milletlerin vurguladığı gibi Kovid-19 salgını sebebiyle İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük küresel krizle karşı karşıya olunduğunu belirtti.
Bu durumun başta çalışanlar olmak üzere işletmeler, iş sahipleri, işverenler, devlet ve kamu kesimi için büyük zorlukları içinde barındırdığını söyleyen Akkol, mart ayından bu yana ülkede işçi-işveren-devlet ayrımı yapmadan büyük bir mücadele verdiklerini, asgari ücretin de böyle bir ortamda belirlendiğini kaydetti.
"Birden çok kriter hesaba katılarak asgari ücret belirlendi"
Komisyonun en dengeli asgari ücreti belirlemek için haftalardır çalıştığını ifade eden Akkol, enflasyon, işsizlik, kayıt dışı ile mücadele, iş gücü maliyetleri, ülkeye yeni yatırım çekme gibi birden çok kriterin hesaba katılarak asgari ücretin belirlendiğini vurguladı.
Akkol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne yazık ki salgın kaynaklı sıkıntılar henüz bitmedi dünyada, ülkemizde de devam ediyor. Salgında ikinci dalga sebebiyle hizmetler başta olmak üzere birçok sektörde işletmeler zor durumda ve faaliyetlerini küçültmek zorunda kaldı.
Komisyon, çalışanların durumunu ve işletmelerin geleceğini de dikkate alarak zor koşullarda kararını verdi. Sayın Bakanımızın da ifade ettiği gibi enflasyonun 7 puan üzerinde bir refah payı ile nihai kararını vermiş oldu. Alınan kararın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.