Ankara'dan Nurdağı'na yeni umut: Üç adet kütüphane açıldı...

Ankara'dan Nurdağı'na yeni umut: Üç adet kütüphane açıldı...

İHH Vakfı ve Portakal Sulu Ördek İnsani Yardım Derneği, 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan Nurdağı’nda üç adet kütüphane açtı. İki okul ve bir konteyner kentte açılan kütüphaneler, depremden etkilenen çocuklara yeni umut oldu.

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli 11 ilde Cumhuriyet’in en şiddetli depremi meydana gelmişti. Deprem sonrası şehirler adeta yok olmuş ve binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Çeşitli hikâyelerin yaşandığı depremlerden etkilenen yerlerden biri de Gaziantep’in Nurdağı ilçesi oldu. Nurdağı’nda depremin yaraları sarılmaya çalışılırken çeşitli yardım kuruluşları da üstlerine düşen vazifeyi yerine getirmeye devam ediyor. Bu kapsamda İHH Vakfı ve Portakal Sulu Ördek İnsani Yardım Derneği, Nurdağı’nda üç adet kütüphane açtı. İki okul ve bir konteyner kente açılan kütüphaneler Nurdağılı çocuklara umut oldu.

Kütüphanelerle ilgili İlk Sayfa Gazetesi’ne özel konuşan Portakal Sulu Ördek İnsani Yardım Derneği Sosyal Yardım İşleri Sorumlusu Merve Yılmaz, “Kitaplar yol göstericidir. Çocukların yaşadıkları o zor süreçten bir an olsun uzaklaştırmak, farklı dünyalara pencere açmak, hayal edebilmelerini sağlamak kısacası onlara umut olmak için bu projeye gönül verdim. Bir insanın ruhuna dokunmak gerçekten çok kıymetlidir” dedi.

nurdagi-2.jpg

15 BİN KİTAP RAFLARDAKİ YERİNİ ALDI

İHH Vakfı ve Portakal Sulu Ördek İnsani Yardım Derneği’nin ortaklaşa yürüttüğü kapsamından söz eden Yılmaz, kitap bulma serüvenlerinden söz etti. Merve Yılmaz, “Projeyi İHH ile birlikte yürüttük. İHH’dan bize bir talep geldi. Kitap gereksinimi olduğu söylenildi. Daha sonra biz de kitap toplamaya başladık. 54 koli kitap toplandı. Sayı olarak da yaklaşık 15 bine yakın kitapla birlikte Nurdağı’na gittik. Gerekli ön çalışmaların ardından kütüphanelerin kurulumunu gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.

nurdagi-3.jpg

“OKUNMUŞ KİTAPLARI BAĞIŞ OLARAK ALDIK”

Kitap bulma serüvenlerinin yanında açılan kütüphanelerde kullanılan kitapların konularına da değinen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Bizden destek istediklerinde öncelikli işimiz duyuru yapmak oldu. Duyurunun ardından kitapları çevremizden ve öğrenci kardeşlerimizden topladık. İkinci el kitapları bağış olarak aldık. Ayrıca kolilerin içerisinde sıfır kitaplar da bulunuyordu.

Daha sonra ilkokul, ortaokul ve lise çocuklarına özel kitaplar olmasına ve konuların bu yaş kitlelerine uygun olmasına gayret gösterdik. Kütüphane açtığımız okullardan biri de imam hatip lisesiydi. Dolayısıyla bazı kitaplarımız da dini konular ağırlıklı oldu. Yani aslında ihtiyaca göre kitap topladık diyebilirim. Bu şekilde topladığımız 15 bin kitabı Nurdağı’nda belirlenen noktalarda raflarla buluşturduk.”

nurdagi-4.jpg

“YENİ KİTAPLAR ONLARA UMUT OLDU”

Nurdağı’nda olanlar ve çocukların nasıl karşılık verdikleri hakkında yaşadıklarını anlatan Merve Yılmaz, “Projenin, okulların kapalı olduğu bir dönemde gerçekleşmesine rağmen bizi orda çok güzel karşıladılar. Okulların müdürleri öğrencilerine haber vermişler. Gittiğimizde karşımızda bir öğrenci topluluğu bulunuyordu. Kütüphane çalışmalarının yanı sıra çocuklarla güzel ve eğlenceli aktiviteler yapmaya çalıştık. Eğlendirici ve bilgilendirici oyunlar oynadık. Çocuklara resim çalışması ve yüz boyama gibi unutamayacakları anlar yaşatmaya çalıştık. Konteyner kentte zaten çocuk doluydu. Çok güzel bir dört gün geçirdik. Gerçekten etkilenmemek mümkün değil. O kadar çok sevindiler ki… Kitapların yanında ördek dağıtımı da onların çok ilgisini çekti. Çocuklar, çok mutlu olduklarını, kitap okumayı çok sevdiklerini ama depremde hepsini kaybettiklerini söylediler. Onlardan böyle güzel geri dönüşümler aldıkça yaptığımız iş daha anlamlı oldu. Yeni kitaplar onlara umut oldu” diye konuştu.

nurdagi-5.jpg

NURDAĞI’NIN 'ÖYKÜ'SÜ: “BABAM SÖYLEMİŞTİ ANNE”

Son olarak 'çok ilginç bir olay yaşadım' diyerek yaşadığı olayı gazetemize anlatan Yılmaz, hikâyeyi şöyle anlattı: Dört gün boyunca Nurdağı’nda kaldım. Orada yaşadıklarım beni gerçekte çok etkiledi. Mesela Öykü diye 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu vardı. Bu çocuğa bayram için ördek paketi verdik. Sonra biz yukarı çıktık. Kütüphanenin son dokunuşlarını yaptık. Çocuğun annesi birkaç saat sonra yanıma geldi. Dedi ki; ‘biliyor musunuz? Öykü aslında okula gelmek istememişti. Babası Öykü, git oraya belki biri sana hediye getirir dedi. Sonra bu hediyeyi de görünce babası aklına geldi. O kadar sevindi, o kadar sevindi ki… Babam söylemişti anne dedi’ dedi.

nurdagi-6.jpg

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.