Ankara'da çay kenarındaki bu türbe dolup dolup taşıyor

Yediler Türbesi, konum olarak Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunuyor. Yediler Türbesi, Beypazarı ilçe merkezine yaklaşık 3 kilometre mesafedeki İnözü boğazının kesiştiği noktada bulunmaktadır. Yol güzergâhı olarak ise Beypazarı Karaşar yolu kenarında bulunmaktadır. Türbenin bu özelliği, cazibe merkezi haline gelmesini sağlamaktadır.

Türbeye adını vermiş Yediler’in hikâyesi ise şöyledir: Rivayete göre, Yediler denilen dervişler Horasan’dan Beypazarı bölgesine geldi. Burada tekkelerini kurup irşad vazifelerini gerçekleştirdi. Hayatını Beypazarı’nda kaybeden derviş, bugün ki noktaya defnedildi.

Yediler Türbesi, zaman olarak Osmanlı Devleti’nden günümüze kalan yadigârların başında geliyor. Yediler Türbesi, 17. yüzyılda Osmanlı Döneminde yapılmış bir yapıdır. Boyut ölçüleri ise 8 metre genişliğe ve 7,7 metre uzunluğa sahiptir. Ayrıca Beypazarı’nda Yediler Türbesi gibi pek çok türbe bulunmaktadır. İşte Beypazarı’ndaki diğer türbeler:

GAZİ GÜNDÜZALP TÜRBESİ

Osman Gazi’nin dedesi olan Gazi Gündüzalp’in Türbesi, Beypazarı’nın 20 kilometre batısındaki Hırkatepe köyünde bulunmaktadır. Rivayete göre; Rumlar ile yapılan bir savaşta şehit düşerek buraya defnedilmiştir.

KARACA AHMET SULTAN TÜRBESİ

İnözü Vadisi’nde yer alan bir diğer türbe olan Karaca Ahmet Sultan Türbesi’nde; eski kaynaklardan anlaşıldığı üzere Karaca Ahmet Sultan’ın Beypazarı’ndaki dergâh ve tekkesine mensup müritlerinden birkaçının mezarları bulunmaktadır.

KARADAVUT TÜRBESİ

Beypazarı’nın 7 kilometre kuzeydoğusundaki Kuyumcu Tekke köyünde yer alan türbede; Hacı Bayram Veli Hazretleri’nin halifelerinden olan ve Fatih Sultan Mehmet’in döneminde yaşamış mutasavvıf bilginlerden Karadavut’un mezarı bulunmaktadır.

İVAZ DEDE TÜRBESİ

Halk arasında “Ayvaşık Dede” olarak anılan İvaz Dede Türbesi’nde; çitlembik ağaçları arasında yan yana duran, Horasan haçlı taş duvarlarla örtülü iki mezar bulunmaktadır. Mezar kitabelerinden, mezarlardan büyük ölçüde olanının İvaz Dede’ye diğerinin ise Halveti tarikatı Şeyhi Mehmet Efendi’ye ait olduğu anlaşılmaktadır.