Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Taştan: Basın ayrıcalıklı role sahip
Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Taştan katıldığı bir programda, “AHİM’e göre basın, ifade özgürlüğünün kullanılması noktasında ayrıcalıklı bir role sahiptir. Çünkü kamuoyu adına denetim yapar” dedi.
Server Vakfı’nın her hafta geleneksel hale getirdiği ‘Çarşamba Söyleşileri’ne bu hafta Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Taştan katıldı. Taştan katıldığı programda “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Perspektifinde İfade Özgürlüğü” konulu söyleşi gerçekleştirdi. Yaklaşık 45 dakika süren söyleşide AHİM’in örnek kararlarını paylaşan Taştan, AHİM’e göre basının ayrıcalıklı bir role sahip olduğunu belirterek, “Kamuoyu örgütsel bir yapı değildir, bu yüzden kamuoyu adına denetim yapacak bir güce ihtiyaç vardır der. Bu güçte basındır” dedi.
ÜYE DEVLETLER UYGUN DAVRANMAK ZORUNDA
Taştan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bunu güvence altına alan AHİM hakkında katılımcılara bilgi verdi. Taştan, “Sözleşme 1949 yılında imzalanmasına rağmen bundan 10 yıl sonra AHİM kurulmuştur. AHİM der ki üye devletler; hem sizin uygulamalarınız, hem yasalarınız, hem anayasanız benim denetimim altındadır. Üye devletler her şeyleri ile bu sözleşmeye uygun davranmak zorundadırlar. Burada şu soru akıllara gelebilir; ‘madem ki sözleşme Anayasa’nın üzerinde Anayasa’yı dahi denetleyen bir fonksiyon icra ediyor, o zaman anayasanın içerisinde niye şöyle bir hüküm var; ‘Uluslararası sözleşmeler kanun değerindedir.’ Bu hükümde bir anormallik yoktur.”
ANAYASALARI YÖNLENDİRİCİ NİTELİKTE
“Çünkü üye devletlerden herhangi birisi bunun hukuki ve siyasi sonuçlarına katlanmak suretiyle Avrupa Konseyi’nden çekilebilir ama bu üyelik devam ettiği sürece devletler bu kurallara uymak zorundadır. Sözleşme üye devletlerin anayasalarını dahi yönlendirici niteliktedir” dedi.
Sözleşmenin içeriği hakkında da konuşan Taştan şu ifadeleri kullandı, “Sözleşme diyor ki insana insan gibi değer verin, yaşama hakkını koruyun, işkence yapmayın, köleliğe tabi tutmayın, güvenlik, din ve vicdan, ifade özgürlüğü, özel hayatını koruyun. Genel anlamda bunları söylüyor.”
KEYFİYETE GÖRE MÜDAHALE EDİLEMEZ
“Bir kişinin ifade özgürlüğüne müdahale edecekseniz bunu kanuna dayandırmanız gerekiyor. Yasa anlaşılabilir, erişilebilir ve öngörülebilir olacak. Bu 3 temel unsur önemlidir. Ayrıca hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun olması gerekir. Kişi şiddete ve nefrete teşvik ediyorsa bunun ifade hürriyetine müdahale edeceksiniz. Bu müdahale sınırsız olabilir mi AHİM hayır diyor. Keyfiyete göre müdahale edemezsin diyor. Ölçülü olacaksın, demokratik toplum düzenine uygun davranacaksın, yapacağın müdahale gerekli olmalı, elverişli olmalı ve orantılı olmalı diyor.”
TARİHİ GERÇEKLERİ İNKAR İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİL
“AHİM’de tarihi gerçekleri inkar söylemi ifade özgürlüğüne girmiyor” diyen Taştan, “Örneğin Hitler zulmü olmamıştır, Yahudilere gaz odaları, fırınlar yapılmamıştır demeyi ifade özgürlüğü görmüyor. İnkar söylemi, şiddeti teşvik, porno, çocukları koruma gibi konularda ifade özgürlüğüne müdahale edilebiliyor.”
DENETİM YAPACAK BİR GÜCE İHTİYAÇ VAR
“AHİM kamuoyu örgütsel bir yapı değildir, bu yüzden kamuoyu adına denetim yapacak bir güce ihtiyaç vardır der. Bu güçte basındır. Basın ifade özgürlüğünün kullanılması noktasında ayrıcalıklı bir role sahiptir. Nasıl milletvekilleri görüşlerini özgürce ifade etsin diye kürsü dokunulmazlığı getiriliyorsa, basınında kamuoyu adına denetim görevini gerçekleştirebilmesi için onun ifade hürriyeti kullanması noktasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Dolayısıyla bu noktada Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi kararı diyor ki gazeteciye hapis cezası verilemez. Gazeteciyi susturursanız toplumu susturursunuz diyor.”
İSTİSNAİ DURUMLARDA HABER KAYNAĞINA ULAŞILABİLİR
“Buna karşılık Türkiye kararında ise nefret ve şiddet söylemi var ise istisna olarak ceza verebilirsiniz diyor. Ama bunu bir kural haline getirmek kabullenemez. Gazetecinin haber kaynaklarını koruyunuz diyor. Gazetecinin haber kaynağına ulaşılmasının zorunlu olduğu anlar vardır mesela bir terör saldırısı. Böyle bir durumda mahkeme kararı ile haber kaynağına ulaşılabilir. AHİM aynı zamanda diyor ki eğer devletin bir gizli bilgisi daha önce bir şekilde açığa çıkmış ise artık o bilgiyi korumanın bir anlamı olmadığını söylüyor ve bunu açıklamayı ifade özgürlüğü kapsamına alıyor.”
Emrah Özcan/İLKSAYFA
Gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.