Anadolu tarihine ışık tutuyor: Cumhuriyet Tarihi’nin ilk müze binası Ankara’da

Cumhuriyet Tarihi’nin ilk müze binası olarak inşa edilen Ankara Etnografya Müzesi, içeriğiyle Anadolu’dan izler taşıyor. 92 yıldır faaliyet gösteren Müze, şehrin kalbinde bulunan tarihi Namazgâh Tepesi'nde yer alıyor. Müze’de, Selçuklu Devri’nden günümüze kadar gelen Türk sanatı örnekleri sergileniyor.

CUMHURİYET DÖNEMİ’NİN İLK MÜZE BİNASI

Etnografya Müzesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla yapımına başlanan Türkiye Cumhuriyeti'nin planlanarak inşa edilen ilk müzesidir. 92 yıldır faaliyet gösteren Müze, şehrin kalbinde bulunan tarihi Namazgâh Tepesi'nde yer alıyor. Müze aynı zamanda Ulusal mimarlık döneminin önemli örneklerindendir. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıover'in Macar Türkolog Prof. J. Meszaros'u görevlendirmesiyle ilk hazırlıklarına 1924 yılında başlanan müze binasının temeli Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 25 Eylül 1925 tarihinde atılmıştır. Müze, 18 Temmuz 1930 tarihinde halkın ziyaretine açılmıştır. 1938 ve 1955 yılları arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün geçici istiratgahı görevini üstlenen müze 1956 yılında tekrar halkın ziyaretine açılmıştır. Bugün Beylikler, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerine ait pek çok önemli eseri ziyaretçilerinin deneyimine sunmaktadır.

700 YILLIK ESERLER SERGİLENİYOR

Müze içerisinde birçok bölüm yer almaktadır. İç ve dış mekân tasarımı ile bir konağın anlatımının yapıldığı Ankara Evi Salonu’nda, Ankara Konağına ait orijinal tavan göbeği ve kalem işi süslemeler ile günlük kullanımda çalışma ofisinde yer alan, masa, sandalye, konsol, mumluk, şamdan, vazo, kitap, yazı takımı, levha gibi eserler sergilenmektedir. Müzenin ilerleyen kısmında Ahşap Eserler Salonu sizleri karşılıyor. Beylikler, Selçuklu ve Osmanlı Döneminden günümüze ulaşan yaklaşık 700 yıllık, mihrap, sanduka, minber, kapı kanatları, Hilye-i Şerif ve levhalar ile ahşap işçiliğinin en nadir örneklerinin yer aldığı salonda mistik bir atmosfer oluşturulmuştur.

TÜRK YAŞAMINA DAİR DETAYLAR

Müze’nin devam eden kısmında güç ve iktidar salonu bulunuyor. Bu bölümde, Türklerin yaşadıkları zorlu coğrafyada var olabilmek için kullandıkları savaş araç ve gereçlerindeki sanatsal ve kültürel değerler ziyaretçilerin deneyimine sunulmuştur. Taht, ok-yay, sadak, kılıç, kama, miğfer, kalkan, zırh, teber, tören silahları, madalyon ve rozetler gibi eserlere yer verilmiştir. Pirinç malzemeden dökme tekniğinde yapılan Âlem adlı eser karşılıklı iki ejder başı ve ortadaki Allah yazısı ile vurgulanmıştır. Eser sancak âlemi olarak kullanılmıştır. Zarafet ve estetik salonu kısmında ise, yer alan kıyafet ve takılar ile Osmanlı Kadının giyim-kuşamda, takı kültüründe ne derece zevk sahibi olduğu ortaya konulmak istenmiş; üçetek, bilezik, küpe, bileklik, ayna, kolye, kol saati, broş, yüzük, tepelik, kemer, yelpaze gibi eserler sergilenmiştir.

MÜZE’DE 'ALAK SURESİ' DETAYI

El yazmaları salonun ortasında yer alan rahle üzerindeki Kur'an-ı Kerim'e yukarıdan süzülerek inen sure; Yüce Rabbimizin Resul-i Ekrem'e ve onun mübarek şahsında tüm insanlığa ilk talimatı olan "Oku" emrini veren ve insanın kan pıhtısından yaratıldığını ifade eden Alak Suresidir. Sergilenen eserlerde ziyaretçilere doğru yol rehberi olarak indirilen Kur'an-ı Kerim ile İslam medeniyetinin Hat sanatında eriştiği nokta aktarılmaya çalışılmıştır.

ATATÜRK’ÜN NAAŞI MÜZE’DE YER ALMIŞTI

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşına 1938 ve 1953 yılları arasında geçici kabir görevi üstlenen Mozole alanında, yaklaşık 3 ila 4 dakika süren bir video mapping ile Atatürk’ün naaşının Dolmabahçe Sarayı'ndan Ankara Etnografya Müzesi'ne nakline, Kocatepe'ye çıkıştan Kurtuluş Savaşının başlangıcına dair görüntüler yer almaktadır. Müze binasının ön bahçesinde yer alan ve 1927 yılında İtalyan Heykeltraş Pietro Canonica tarafından yapılan Atlı Atatürk Anıtı, Cumhuriyet tarihinin ilk atlı anıtları arasında yer almaktadır.

Rüveyda Aslıipek / gazeteilksayfa.com