‘ALTINKÖY NEFES ALDIRIYOR’

Altınköy Açık Hava Müzesi yaz etkinlikleri kapsamında Osmanlı Devleti’nin kurulduğu yıllara dayanan fatih yemenileri ve çarıklar Altınköy’de tanıtıldı.

HABER MERKEZİ

Altınköy Açık Hava Müzesi ile köy hayatını şehre taşıyan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, yok olmaya yüz tutan sanatların canlanmasında da büyük pay sahibi. Başkan Tiryaki, Altınköy’e taşıdığı sanatlarla bir yandan kültürel yozlaşmanın önüne geçerken bir yandan da çocukların tarihine yabancı kalmamasını sağlıyor.

Altınköy Açık Hava Müzesi yaz etkinlikleri kapsamında sıra, fatih yemenisi ve çarığın oldu. Osmanlı Devleti’nin kurulduğu yıllara dayanan fatih yemenileri ve çarıklar Altınköy’de tanıtıldı. İşte fatih yemenileri ve çarıkların tarihi serüveni…

ÇARIKLARDAN MESAJ VAR

30 yıldır fatih yemenisi ve çarıkla uğraşan Kamil Usta, önce işin tarihsel sürecini anlattı. Kamil Kuyukazan, Osmanlı Devleti kurulduğundan beri bu ayakkabıların var olduğunu hatırlatarak yemenilerin ve çarıkların kişisel birçok mesaj ilettiğini söyledi. Eskiden ağaç köklerinden sarı, kırmızı, siyah, yeşil ve turuncu olarak 5 renk elde edildiğini belirten Kamil Usta, bu renklerin ayrı ayrı anlamları olduğunu dile getirdi. Kamil Usta, sarı renk yemeni ve çarığın bekâr kızlar tarafından giyildiğini ifade ederek “Kırmızı olanları evli insanlar giyermiş, siyahı ise yaşlılar kullanırmış. Evin çapkın ve yaramaz çocukları da turuncuyu tercih edermiş” dedi.

‘BURADA FABRİKASYON HİÇBİR ŞEY YOK’

Başkan Veysel Tiryaki’nin Altınköy’ü hayata geçirerek büyük bir yerel idarecilik başarısı gösterdiğini vurgulayan Kamil Usta, köy hayatını şehre taşımanın çok zor bir iş olduğunu kaydetti. Kamil Usta sözlerini şöyle tamamladı: “Altınköy’e geniş bir açıdan bakmak lazım. Bunu sadece Altındağlı vatandaşlarla sınırlandıramayız. Ankaralılar, Türkiye’nin dört bir tarafındakiler hatta turistler bile bu oksijeni bol havayı solumaya geliyor. Büyük şehirlerle bu tür projelere rastlamak artık çok zor. Her yer alışveriş merkezi, her yer beton. Ama Altınköy, hem ilçeye hem de şehre nefes aldırıyor. Burada her şeyin doğalı var. Yiyeceklerin, içeceklerin, giyeceklerin… Hiçbir şeyin içine makine girmiyor. Girse fabrikasyon olur. Böyle çok daha iyi...”