Altındağ’da dua kapısı: Tezveren Sultan Türbesi

Talatpaşa Bulvarı üzerinde eski Altındağ Belediyesi binası karşısında bulunan Tezveren Sultan Türbesi’nin ziyaretçisi eksik olmuyor. Gün içinde yüksek sıcaklıklara rağmen gelen vatandaşlar türbede dualar ediyor.

Hakkında birçok rivayet bulunan Tezveren Sultan’ın türbesi Altındağ’da Talatpaşa Bulvarı üzerinde bulunuyor. Yolun ortasında olması nedeniyle dikkat çeken türbede, vatandaşlar sıcak havalara rağmen duasını eksik etmiyor. Türbeye evlenmek isteyen, atama bekleyen, ya da hastalarına şifa arayan birçok vatandaşın geldiği görülürken Tezveren Sultan Türbesi’nin ilginç bir hikayesi bulunuyor. İşte Tezveren Sultan Türbesi…

SICAĞA RAĞMEN ZİYARETÇİSİ EKSİK OLMUYOR

Altındağ, Talatpaşa Bulvarı üzerinde bulunan Tezveren Sultan Türbesi, gün içerisinde yolu eski Altındağ Belediyesi ve Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi önünden geçenlerin dikkatini çekiyor. Yüksek sıcaklıklara rağmen, türbede evlenmek isteyen, atama bekleyen, ya da hastalarına şifa arayan vatandaşların duaları eksik olmuyor. Belediye ekiplerinin sık sık temizlik ve bakım çalışması yürüttüğü türbede geçtiğimiz haftalarda demir parmaklıklar kaldırıldı. Türbe içerisi ve mezar taşında bakım ve onarım çalışması yürütüldü.

TEZVEREN SULTAN TÜRBESİ NEDEN YOLUN ORTASINDA DURUYOR?

Tezveren sultan Türbesi ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte farklı kaynaklara göre; türbe 1981 yılında Talatpaşa Bulvarı ile Ahmet Adnan Saygun Caddesi’nin kesiştiği noktaya yapılan Hasırcılar Geçidi’nin inşaatı sırasında yıkılan Mukaddem Camii’nin avlusunda yer alıyordu. Cami yıkılırken mezar taşının okunamamasından dolayı kim olduğu tespit edilemeyen mezar (Tezveren Sultan Türbesi) günümüzde bulunduğu yere taşındı.

TEZVEREN SULTAN KİMDİR?

Tezveren Sultan’ın kim olduğu ile ilgili kesin bir bilgi bulunmuyor. Kadın veya erkek olduğu konusunda da net bir bilgi yok. Türkiye’de “Tezveren Dede” olarak da bilinen Tezveren Sultan’ın türbesi Ankara Altındağ’da bulunuyor. Fakat bir rivayete göre türbedeki ismin Karyağdı Türbesi'ndeki İmam Hüseyin’in kızları diye söyleniyor. Tezveren Sultan’ın kim olduğu hakkında en çok bilinen rivayet ise şu şekilde;
Tezveren Sultan iki katlı ahşap bir konakta hizmetçi olarak çalışır. Konakta kendisine yapılan zulümlere sesini çıkarmayan Tezveren Sultan helal yolla kazanç sağlayan ve fırsat buldukça ibadetiyle meşgul olan biridir.

Bir gün hizmetçisi olduğun konağın beyi hacca gider. Bu sıralarda konağın hanımının canı helva ister. Tezveren Sultan’ın yapıp getirdiği helvayı konağın hanımı “Ah, burada olsaydı da o da yeseydi. Bey de bunu çok severdi” diye konuşur. Bunu duyan Tezveren Sultan da kalkar, bir çanağa helva doldurup, bir anda Kabe’de olur, beyi bulur ve çanağı uzatır ve geri döner. Döndüğünde konağın hanımına “Üzülme, hanımım. Verdim geldim” der. Konağın hanımı bunu duyduğunda inanmayıp ona gülüp geçer. Gerçek konağın beyi hacdan dönünce ortaya çıkar. Konağın beyi hacdan helva çanağıyla dönüp, “Hacda sen de bizimleydin. Helva ne kadar güzeldi. Sıcacık yedik. Eline sağlık” der. Bundan sonra da Tezveren Sultan olarak anılmaya başlanır. Vefat ettikten sonra da konağın bitişiğinde bulunan caminin avlusuna defnedilir.

Yıllar sonra Ankara’da şehir planı değiştiğinde Tezveren Sultan’ın çalıştığı ve barındığı konak ve bitişiğindeki cami yıkılır. Avlusundaki mezarlar başka yere nakledilir. Bu cami avlusundaki mezarlardan biride Tezveren Sultan’a aittir. Fakat nakil esnasında Tezveren Sultan’ın türbesine vurulan baltalar kırılır. Mezarın taşınması bir türlü mümkün olmaz. Mezarı taşımak isteyenler rüya kanalıyla da uyarılar alınca, şimdiki haline getirip kabri üç yol ağzında, kavşağın tam ortasında bırakırlar.