Alerjik uyarı

Alerjik uyarı

AİD Başkanı Prof. Dr. Bülent Şekerel  tüm dünyada artan besin alerjilerine karşı vatandaşları uyararak, “Eskiden alerjik olmamış olmak sonradan alerji olmayacağı anlamına gelmez. Alerji dinamik bir durumdur, yaşla birlikte değişiklik gösterebilir” dedi.

AİD Başkanı Prof. Dr. Bülent E. Şekerel  tüm dünyada artan besin alerjilerine karşı vatandaşları uyararak, “Eskiden alerjik olmamış olmak sonradan alerji olmayacağı anlamına gelmez. Alerji dinamik bir durumdur, yaşla birlikte değişiklik gösterebilir” dedi.

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Başkanı Prof. Dr. Bülent E. Şekerel 7-13 Nisan Dünya Alerji Haftası kapsamında düzenlediği basın toplantısında besin alerjilerine karşı vatandaşlara uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Şekerel, dünyada olduğu gibi ülkemizde de besin alerjisinde hızlı bir artış söz konusu olduğunu belirterek, “Tüm dünyada besin alerjisinde hızlı bir artış söz konusu. Bunun nedeni konusunda net bir bilgi yok. Ama modernleşmenin, batı tipi yaşamanın, endüstrileşmenin, ev içi ve ev dışı hava kirliliğine maruz kalmanın rolü olabileceği kabul ediliyor. Ayrıca eskiden alerjik olmamış olmak sonradan alerji olmayacağı anlamına gelmez. Alerji dinamik bir durumdur, yaşla birlikte değişiklik gösterebilir” dedi.

BESİN ALERJİSİ SON 20 YILDA 3 KAT ARTTI

Besin alerjilerinin sık görülen alerjiler arasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Şekerel, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ”Bu oran ülkemizde yüzde 2 ila 8 arasında değişiyor. Bundan 15-20 yıl önceki verilerimize baktığımızda besin alerjisi görülme sıklığı bu değerin yaklaşık üçte biri kadar olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni konusunda net bir bilgi yok. İşin en ilginci; son 20 yılda bebek beslenmesinde uyguladığımız yöntemin bu artıştan sorumlu olabileceği hakkında bazı veriler elde edildi” diye konuştu.

NEDENİ BEBEK BESLENMESİNDEKİ YÖNTEM OLABİLİR

“Bundan 5-10 yıl öncesinde tüm dünyada alerjik besinleri bebek beslenmesine 1-2 yaştan sonra ekleyerek alerji gelişmesini engellemeye çalışılırdı. Fakat bunun alerjinin gelişmesini azaltmak bir yana arttırdığı gözlemlendi. Alerjinin bağışıklık sisteminin tolere etmeyi öğrenememesinden ileri geldiğini ve toleransın gelişmesi için bebeğin o besinle belirli bir yaş döneminde karşılaşması gerektiği fark edildi. Bebeklik döneminde bağışıklık sitemi bir besini tolere etmeyi öğrenemezse o besine karşı zamanla alerji gelişebileceğini noktasına gelindi. Karşılaşmanın hem belli bir zamanda hem de belli bir miktarda olması gerekiyor. O yüzden de son yıllarda alerjik besinleri bebek beslenmesine erken dönemde eklemeyi tercih ediyoruz” dedi. 

aid-baskani-prof.-dr.-bulent-sekerel,-alerji.jpeg

TÜRKİYE’DE MERCİMEK, AVRUPA-AMERİKA’DA SOYA VE BAKLA

Besin alerjisi sıklığı ülkeler arasında fazla farklılık göstermezken alerjik olunan besinlerin ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösterdiğini vurgullayan Şekerel, “Bundan yaklaşık beş yıl kadar önce Türkiye’nin beş ilindeki ergenleri kapsayan bir araştırma gerçekleştirdik. Bu araştırma ilkokul çocuklarında alerjik hastalıkların sıklığını araştırdığımız bir çalışmanın devamı niteliğinde idi. Ergen çağına gelmiş çocuklarda besin alerjisi sıklığını yüzde 0,5 olarak bulduk. Bu oran tıpkı Batı Avrupa’da olduğuna benzer özellikteydi. Fakat Avrupa ve Amerika da görülenlerden farklı besinlere alerji olduğunu gözlemledik. Bizim tüketim alışkanlıklarımız bu farklı tablonun esas belirleyicisiler. Örneğin bizim ülkemizde kurubaklagil alerjilerinden en çok mercimek alerjisine rastlanırken Amerika’ya Avrupa’ya baktığımızda en çok soya ve bakla alerjisi olduğunu görüyoruz. Biz susamı tahin, helva ve simit olarak fazlaca tüketen bir toplumuz. O yüzden de ülkemizde susam alerjisine tıpkı Ortadoğu ülkelerinde, Lübnan’da İsrail’de olduğu gibi daha sık.”

aid-baskani-prof.-dr.-bulent-sekerel,-alerjik-uyari,-alerji-001.jpeg

TÜRKİYE’DE ANTEP FISTIĞI-KAJU VE FINDIK İLK SIRALARDA

 “Kuruyemiş alerjilerinden Avrupa, Yeni Zelanda, Avustralya ve Amerika ülkelerinde daha çok yer fıstığı alerjisi görülürken, ülkemizde ilk sıraları fındık ve antep-kaju ikilisi yer alıyor. Esasında ülkemizde kaju yetişmiyor ve tüketim alışkanlıklarımızda da fazla yer bulmuyor ama antep ve kaju aynı kökenden geldiklerinden alerjiler her ikisine birden oluyor. Farklı şekilde Amerika’da ve Japonya’da kabuklu deniz ürünleri alerjisi sık rastlanırken bizde bu alerjilere çok daha az oranlarda rastlıyoruz. Çünkü bizde hem tüketim alışkanlıklarımızda fazlaca yer bulmaması hem de bulunduğumuz coğrafyada bu ürünlerin kolay ulaşılabilir olmaması nedeni ile daha az oranda bu alerjileri görüyoruz. Ama balık tüketim alışkanlığı toplumda hızla artıyor ve balık alerjilerine eskisine oranla günümüzde daha fazla görür hale geldik.”

YÜZDE-GÖZDE ŞİŞME, NEFESTE DARALMA, TANSİYONDA DÜŞME VE KUSMA

Belli besin alerjilerinin aynı klinik belirtileri göstermediğini de dile getiren Şekerel, “Bazı besinler kişilerde yedikten sonra dakikalar içinde şiddetli reaksiyonlar veriyor, yüzde gözde şişme, nefeste daralma, tansiyonda düşme ve kusma şeklinde kendini belli ediyor. Kimi ise yedikten iki dört saat sonra şiddetli kusmalar şeklinde ortaya çıkıyor.” diye ekledi. 

Emrah Özcan / HABERVAKTİM

Gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.