Abdulvahap Ekinci: İslam'ın 4 temel sorunu var...

UMAD Başkanı Abdulvahap Ekinci, İslam aleminde 4 temel sıkıntı yaşandığını belirterek, ‘‘Bunlar; İslam’ı yaşamamak, düşmanları tanımamak, cehalet ve tefrikadır’’ dedi.

Uluslararası İslami İlimler Sempozyumu geçtiğimiz hafta sonu Ankara Ticaret Odası Kongre Salonunda düzenlendi.

Dünyanın pek çok ülkesinden gelen alimler İslam aleminin bugünkü durumuna yönelik düşüncelerini paylaştı.

Sempozyum ’da gazetemize konuşan Uluslararası Alimler Dayanışma Derneği (UMAD) Başkanı Abdulvahap Ekinci İslam aleminde yaşanan sıkıntıların temelinde 4 temel sorun olduğunu söyledi.

Bunları sıralayan Ekinci, “İnandığımızı  uygulamaya geçirmemek, cehalet, tefrika ve düşmanını tanımamak şu an Müslümanların en büyük sorunudur” ifadelerine yer verdi. Çözüm olarak ise Ekinci , “Alimlerin önderliğinde ilme önem vererek birlik ve beraberlik içerisinde olmalıyız. Bu sıkıntılı günlerin yakın zamanda geçeceğine inanıyorum”dedi. 

DÜŞÜNCE HAYATA GEÇMEZSE BİR İŞE YARAMAZ

“Müslümanların düşünmesi yetmez bunu hayata geçirmeleri uygulamaları” gerekir diyen Ekinci, “Düşünmekle bir yere varılmaz. Düşünceyi hayata geçirmekle bir yere varılır. Bir insan ne kadar düşünürse düşünsün bunu hayata geçirmezse ona bir faydası olmaz. Yüce Allah kitabında, ‘İnsan için yaptığı ne ise onun karşılığı odur’ diyor yani düşündüğü demiyor. Düşünce temeldir esastır ama hayata yansıması daha önemlidir. Ben Kuran'a inanıyorum başkası inanmıyor. O inanmayan Kuran'ın uyguladığı ilkelerden istifade eder ama bir mümin etmez. Yani inanmakla beraber bunu uygulamak gerekir”dedi. 

CEHALET KARANLIKTIR

İslam aleminin en büyük problemlerinden birinin de cehalet olduğuna dikkat çeken Ekinci sözlerine şöyle devam etti:
“Cehaletin olduğu bir yerde karanlıktan kurtulmak mümkün değildir. Cehalet hayatın her alanının karanlığa bürünmesi demektir. İslam dini cehalete hiç bir şeyle mukayese edilmeyecek kadar cephe almış ve ilk inen emir olarak ‘Oku’ emri ile ilme önem vermiştir. Peygamber Efendimiz (SAV), “Siz  doğru ve hak yolda olacaksınız. Hem dünyevi hem uhrevi açıdan. Sizde iki sarhoşluk bulunmadığı sürece. Biri cehalet sarhoşluğu ikincisi dünyevileşme sarhoşluğu” demiştir. Bir sarhoştan düzenli bir hareket beklenemez. Kişinin düzgün hareket etmesi için onun sarhoşluktan kurtulması gerekir. Cehalet ise bireyi ve toplumu sarhoş hale getiren bir uyuşturucudur. Ve maalesef bu manada cehalet yaygınlaşmış. Bunun panzehiri ilimdir, ilme önem vermektir. Allah'ın ‘Oku’ emrine uymaktır. Nasıl oruç, namaz farz ise okumakta aynı şekilde farzdır. Böyle bir dine mensup insanların cehalet sarhoşluğuna girmesi tezattır, gariptir ,anlaşılmazdır''

DÜŞMANLARIMIZI TANIMIYORUZ

İslam ve insanlık düşmanlarının bugün Müslümanlar tarafından iyi tanınmadığına da değinen Ekinci, “İslam ve insanlık düşmanlığı olanlar belirli bir plan proje oluşturmuşlar. Bu proje kapsamında özellikle İslam'ın merkezi olan Ortadoğu’yu yaşanmaz hale getirmişlerdir. Bunlar tesadüf değildir. Onlar bu planı yüz yıl önce yapmış ve uygulamaktadır. Bir Müslüman uyanık olmak zorundadır. Ben Müslümanım diyen bir insan ben uyanığım her şeyi görüyorum dediğinin farkında olmalıdır. Peygamber Efendimiz (SAV) diyor ki, “Bir mümin iki kere aynı delikten ısırılmaz” yani ne demektir Müslümanın en önemli özelliği uyanık olması ve düşmanı tanımasıdır. Cenabı Allah şeytanı cinni şeytan ve insi şeytan olarak ikiye ayırmıştır. Bugün Müslümanlar insi şeytanı unutmuş cinni şeytanın peşine düşmüştür. Fakat onu da iyi tanımıyorlar. İnsi şeytanlar uluslararası emperyalistlerdir. Şunu anlatmak istiyorum her ikisini de iyi tanıyacağız ve uyanık olacağız. İşin temeli budur.” İfadelerine yer verdi. 

BİRLİK VE BERABERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR

Müslümanların birbiriyle uğraşmasının güçlerini kaybetmelerine neden olduğunu söyleyen Ekinci sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir yerde eğer ayrılık varsa orada huzursuzluk olur ve güç kalmaz. Cenabı Allah bize; “Sakın ha birbirinizle uğraşmayın, parçalanırsınız gücünüz kalmaz” diyor. Onun için birlik ve beraberliği ortadan kaldırmak için binlerce tuzak kuruldu. Bir insanın mezhebi, meşrebi olabilir fakat bu demek değildir ki diğeri yanlış o olmaz. Allah'a ulaşmanın tek bir yolu yoktur. Hepimiz aynı yere varmaya çalışıyoruz bunu bilelim yeter.”

Erkal Erdoğan/HABERVAKTİM