62 yıllık Ayakkabı Zanaatçısı Nurettin Cebeci:
Habervaktim’e konuşan 62 yıllık ayakkabı zanaatçısı Nurettin Cebeci, markalara yenik düştüklerini ifade etti. İnsanların ayakkabıları markaları ön planda tutarak aldığını belirten Cebeci, “sentetik her şeyi ama marka olmuş, millet onu giyiyor” dedi.
UĞUR ÖĞÜT / HABERVAKTİM
Ankara’nın 62 yıllık ayakkabı zanaatçısı Nurettin Cebeci el işi ayakkabı yapanların markalara yenik düştüğünü söyledi. 52 yıldır Kurtuluş Parkı’nın karşısında dükkânını işleten Cebeci, piyasadaki fabrikasyon ürünlerin doğal olmadığını belirterek dünyanın fakir ülkelerinde ucuz maliyetle üretilen marka ayakkabıların ayak sağlığını tehdit ettiğini savundu.
SENTETİK ÜRÜN AYAĞI MANTAR YAPIYOR
Piyasadaki fabrikasyon ürünleri nasıl değerlendiriyorsunuz, insanlar ayakkabı alırken markayı mı daha çok ön planda tutuyor?
Marka sistemini kuranlar bir sermaye sahibi insanlar. İmkânları var, markada ön planda tutuluyor ama o ayakkabıların maliyeti bizim el işi yaptığımız doğal malzemelere göre sağlıksız. Bizim ayakkabılarımızın maliyeti diyelim ki 200 lira onların ki mutlaka bunun yarı fiyatınadır. Çünkü her şey sentetik ama marka olmuş, millet onu giyiyor. Rahat yürüyorlar belki ama sağlık yönünden insan bünyesini kötü yönde etkiliyor. Kanserojen maddelerin kullanıldığı söyleniyor ancak benim bu konuda detaylı bilgim yok. Genelde sentetik ürünler ayaklarda mantar oluşturuyor, bizim ayakkabılarda böyle bir şey olmasının imkânı yok.
ÖZEL SİPARİŞ YAPIYORUZ
Şuanda sizden ne tür insanlar ayakkabı talep ediyor?
Burayı bilen tavsiyeyle gelenler oluyor, hele son zamanlarda ortopedik ayakkabı, bir ayağı kısa veya büyük olanlar sipariş veriyor. Mesela şuanda atölyemde iki tane siparişim var, bir doktorun çocukken bir ayağı 6 ay alçıda kalmış bu nedenle o ayak gelişmemiş. Ayağının biri 39 numara diğeri 41 numara, 2 – 3 numara fark var. Bu şekildeki siparişleri yapıyoruz, mevcut serilerden dükkânda bulunan kutular ayakkabıyla dolu. Çok farklı istekler olursa onları sipariş olarak yapıyoruz. Model ve kesim işlerini dükkânda yapıyorum, yüzleri kesildikten sonra da iki sokak arkada küçük atölyem var, ağır işlerimi orada yapıyorum.
100 LİRA TAKSİT ÖDEYECEK CESARETİM YOK
Ne zamandan beri ayakkabı işiyle uğraşıyorsunuz?
52 yıldır bu dükkândayım onun öncesinde 7 – 8 yıl çıraklık sürecim oldu. İlkokuldan bu yana toplam 62 senedir mesleğin içindeyim. İtalya’ya gittim ve ayakkabı modelleri aldım fuarlardan. O dönemlerde evim kira, atölyem kira, üç tane çocuğum oldu onları okuttum. Kooperatife girdim aksatmadan ev taksitleri ödedim, ayrıca yazlık evimin taksitlerini ödedim. 1978’de tamamı borç olmak üzere ilk çıkan Murat131 arabasından aldım. Şimdi evimiz var, atölyeye kira vermiyorum mülkü benim, yazlığım var sadece dükkâna kira ödüyorum. Dükkânın içindeki kutuların hepsi el yapımı ayakkabıyla dolu ve borcum yok. Ancak ayda 100 lira taksit ödeyecek cesaretim yok. İşler son 10 – 15 yıldır durdu, 20 yıldır her gün daha kötüye gitti.
ZARARDA KARDA ETMİYORUM
Geçmişle bu günü değerlendirdiğimizde kazancınız nasıl?
Zarar etmiyorum, karda etmiyorum. Evin geçimini, hanım emekli bende emekliyim onlarla sağlıyoruz. Benim emekli maaşım evin masraflarına gidiyor. Hanımın emekli maaşıyla dükkânın kirasını ödüyoruz. Bu dükkânın kazancıyla evi geçindirmem imkânsız. Burada eskiden beri biriken el yapımı ayakkabılarımız var. Ve eskisi gibi çalışmıyorum, gazete okuyorum, gazeteyi bitirince kitap okuyorum. Dükkânda 143’cü kitabımı okuyorum. Önceden bir çark dönüyordu, şuanda dönmüyor. Bir sürü borcum vardı hepsinin altından kalkıyorduk ama şimdi her şeyim var ancak hiçbir şey alamıyorum.
BURASI TARİH
Hiç bırakmayı düşündünüz mü, ailenizden böyle bir talep geldi mi?
Burası benim meşgalem, gelenim gidenim, dostlarım gelip oturur. Ben mutluluğumu burada yaşıyorum, pazar gününde de buradayım. Bir tarih burası, doktora öğrencileri geliyor üniversitelerden. Ayrıca o doktora öğrencilerinin hocaları da geldi buraya ve tebriklerde bulundular. Okullardan talep geliyor öğrencilere gel ayakkabı zanaatını anlat diye. Buraya ilgi duyan çok insan oluyor, gelip geçenler tanışmak istiyor.
Önceden ayakkabılarınızı kimlere satıyordunuz?
Eskiden TRT radyo sanatçıları geliyordu. Parlamentodan bakanlar, milletvekilleri, genelkurmay başkanları, başbakanlar, cumhurbaşkanları hepsine ayakkabı sattım. Bütün dünyanın atmosferi değişmiş durumda eskiden bürokratlar gelirdi halimizi hatırımızı sorarlardı. Şimdi böyle bir şey yok. Dolandırıcılık diz boyu. 6 defa hırsızlık olayıyla karşı karşıya geldik.
İŞLER DURGUN
Ayakkabılarınızın özellikleri nedir ve ne kadara satıyorsunuz?
275 lira’dan 350 lira’ya kadar fiyatlar değişiyor, gerektiği kadar ıskonto yapıyoruz. Ama işler olsaydı şimdi bu ayakkabılar 600 – 700 lira olurdu. Şimdi işler durgun olduğu için piyasada durgun. Her şey doğal malzeme, gündemde olan hazır topuklar var ama biz kat kat köseli doğal topuk yapıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.