5. Ahlak Şurası Ankara’da gerçekleştirildi
TYB ve Hak- İş tarafından ortaklaşa düzenlenen 5. Ahlak Şurası’nın 18 maddelik sonuç bildirgesinde, iyilik peşinde koşanların ekonomiyi ve refahı güçlendirirken, kötülük peşinde koşanlarınsa zayıflattığı vurgulandı.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) ve Hak- İş Konfederasyonu ortaklığıyla İstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif Ersoy’un hatırasına ithafen 25-27 Aralık tarihlerinde düzenlenen 5. Ahlâk Şûrası, 'İş Ahlâkı, Çalışma Hayatı ve Safahat' temasıyla Ankara’da gerçekleştirildi. 5. Ahlak Şurası'nın 18 maddelik sonuç bildirgesi Taceddin Dergâhı'nda TYB Genel Sekreteri Doç. Dr. Muhammed Enes Kala tarafından açıklandı. Sonuç bildirgesine TYB Genel Başkanı ve ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan ve çok sayıda davetli katıldı.
“AHLAK OLMADAN HİÇBİR ŞEY OLMAZ”
TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, sonuç bildirgesi öncesinde yaptığı açıklamada 2021 yılının kültür ve fikir hayatı için önemli isimlere ithaf edilen bir yıl olduğunu hatırlatarak, “5. Ahlak Şuramız bu yıla denk geldi. ‘Ahlak’ konusu hepimizin önemle üzerinde durduğu bir konu. Ahlak olmadan hiçbir şey olmayacağını biliyoruz. Her mesele her konu ahlaka yani insana dayanıyor. İnsan olmadan hiçbir şey olmuyor. Dolayısıyla bu konuyu yine devam ettirme amacıyla iş ahlakı ve çalışma hayatı temasıyla 5. Ahlak Şurası’nı ülkemizin en büyük işçi örgütlenmesine sahip Hak İş Konfederasyonu ile birlikte yaptık. Gerçekten bir ahlak abidesi olan Mehmet Akif ve İstiklal Marşı yılı dolayısıyla iş ahlakı çalışma hayatı ve Safahat üzerine odaklanıldı. Bunlar kayıtlara geçti. İnşallah bunları da yayınlayacağız” dedi.
“ONLARLA YÖNÜMÜZÜ BULUYORUZ”
TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, ise “Hem Mehmet Akif’i yâd ediyoruz hem de İstiklal Marşı’mızın bir Milli mutabakat metni olarak öneminin altını çiziyoruz. Büyük şahsiyetler adeta bizim yıldızlarımız gibi onlarla yönümüzü buluyoruz. Ahlak Şuarası bu faaliyetlerin amacına en uygun olanlarından biridir diye düşünüyorum. Mehmet Akif ve İstiklal Marşı yılının son büyük faaliyeti adeta finali olmuştur” diye konuştu.
“AHLAK ŞURASI BİZE UFUK AÇTI”
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da şunları kaydetti: “İyi niyetle samimiyetle yola çıktığımız 5. Ahlak Şurası’nı tamamlamış olmanın gururunu yaşıyoruz. Hak- İş sadece bir işçi örgütü değil, bu ülkenin, insanlığın hangi sorunu varsa bu sorunla ilgilenen bu sorunlara yönelik çözüm üretmeye çalışan, bu sorunun kaynağını tespit edip çözümler üreten farklı bir işçi konfederasyonu. Ahlak Şurası da böyle bir farkındalık oluşturmak için birlikte yaptığımız bir etkinlik. Bu etkinlik bize müthiş bir ufuk açmıştır. Sadece Akif’i, Safahatı değil Ahiliği de tartıştık. Ahilik geleneğinin tarihi yürüyüş içerisinde geldiğimiz noktada acaba bugün için veya gelecek için hangi umdelerinden yararlanarak sorunlarımıza çözüm bulabilir diye tartıştık. Yeni bir model ihtiyacını ortaya koyduk.”
KOVİD-19’UN TOPLUM VE İŞ DÜNYASINA ETKİLERİ
5. Ahlak Şurası sonuç bildirgesini okuyan TYB Genel Sekreteri Doç. Dr. Kala, 2021 yılının İstiklal Marşı'nın yazılışının 100. yılı, şairi Mehmet Âkif Ersoy'un vefatının 85. yılı olduğunu hatırlattı. Kala, 25-27 Aralık tarihlerinde düzenlenen Şura’da 33 akademisyenin sunum yaptığını, çevrimiçi olarak yayınlanan programın 81 ilden yoğun katılımla takip edildiğinin bilgisini verdi. Kala, 5. Ahlâk Şûrası’nda Kovid-19 salgınının dünyadaki bütün toplumları ve iş dünyasını bir ahlâk sınavıyla karşı karşıya getirdiğini vurguladı.
İYİLİK GÜÇLENDİRİR, KÖTÜLÜK ZAYIFLATIR
Kala, dünyada yaşanan ahlâksızlıklara sessiz kalındığını, haksızlıklara karşı çıkılmadığını, insan ilişkilerinde fayda ve çıkarın öne çıktığını, daha çok kazanmak, daha çok tüketmek, daha rahat yaşamak ve gücün yegâne amaç haline geldiğine vurgu yaparak, "Çağımızda, tüketim ve üretimin odak noktasına iyilikleri ve kötülükleriyle insan yerleşir. İyilik peşinde koşanlar ekonomiyi ve refahı güçlendirirler, kötülük peşinde koşanlarsa zayıflatırlar" ifadelerini kullandı.
18 MADDELİK SONUÇ BİLDİRGESİ ŞÖYLE
TYB Genel Sekreteri Doç. Dr. Kala tarafından açıklanan 5. Ahlak Şurası'nın 18 maddelik sonuç bildirgesi özetle şöyle:
1. Gayesizlik, anlamsızlık ve ahlâksızlık girdabına düşen insanın yaratılanı yaratandan ötürü mukaddes kabul eden güçlü fikirlere ve rehberlere ihtiyacı vardır.
2. Tüm toplumlar için ortak bir ahlâk dili oluşturmanın imkanları aranmalıdır.
3. Ahilik, fütüvvet ve Bâcıyân-ı Rum sistemlerinin kazanımlarını günün gereklerine göre aktarabilme imkânları üzerinde düşünülmelidir.
4. İnsanlığın ortak sofradan istifade etmesi, merhamet ve adaletin canlı olmasına, ahlâkın hukukun temeli, hukukun da ahlâkın müeyyidelerle koruyucusu olmasına bağlıdır. Bu şekilde amellerin aynı anda helal, meşru ve yasal olmasının imkânı söz konusu olacaktır.
5. Kurumların ve fertlerin erdem bilincini her zaman korumasının, yapılan işi en iyi şekilde yapmasının ve bu emekler karşılığında haklarını mutlaka alması gerektiğinin farkında olunması gerekmektedir.
6. Emeği oluşturan insan gücünden iş piyasasında en iyi verimi alabilmek için bu konuda ilgili süreçlere olumlu etki yapacak “İş Ahlâkı” konusuna daha çok önem verilmesi gerekmektedir.
7. Hem işverenler hem çalışanlar için iş dünyasında, iş ahlâkının bir disiplin olarak ortaya çıkması ve ahlâkî duyarlılığın artması noktasında iş birliği imkanlarının zenginleşmesi ve hızlandırılması önem arz etmektedir.
8. Dinimiz, çalışmadan kazanmayı hedefleyen her türlü girişimi yasaklar. Ayrıca toplumun ahlâkî değerlerini hiçe sayarak güven ve huzuru bozan rüşvet, tefecilik, stokçuluk, karaborsacılık ve alışverişte hile, kimi ürünlerde yaşanan fahiş fiyat artışları gibi haksız kazanç yollarına izin vermez.
9. Çalışma hayatı, aile huzurunu koruyan, aile değerini yücelten ve iş yaşam dengesini sağlayan bir yaklaşımla tanzim edilmelidir.
10. Helal lokma hassasiyeti, en az helal gıda hassasiyeti kadar yüksek olmalıdır.
11. İnsan emeği kutsaldır, emek sömürülemez.
12. Emekçilerin haklarının insan şerefine uygun biçimde belirlenmesi yönünde farkındalık geliştirilmeli ve bu ölçü, siyasetin öncelikli meselelerinden birisi olmalıdır.
13. Güçlü olanın, zayıf olanı ezdiği bir düzen ahlâkî olamaz.
14. Sendikal hakların, Müslümanlar için de vazgeçilmez haklar olduğu fark edilmelidir. Söz konusu haklar korunamadığı müddetçe yoksulluğun ve yabancılaşmanın yaygınlaşacağı, gayri insanî davranışların piyasaya hâkim olacağı akıldan çıkarılmamalıdır.
15. Toplu sözleşmeler işçi maneviyatını yükseltecek maddelerle geliştirilmelidir.
16. İkili iş birliklerinde ve karşılıklı anlaşmalarda ve sözleşmelerde açık sözlülük, şeffaflık, vaade sadakat ve diğergâmlık şiar edinilmelidir.
17. Sınırsız tüketim hevesini canlı tutan, şuursuzca tüketime yol açan hususlar konusunda farkındalıklar geliştirilmelidir.
18. Düzenleyici ve denetleyici politikalar yanında dijital dünyaya veri sağlayan tüm kullanıcıların duyarlı hareket etmeleri son derece önemlidir.
OSMAN AKDOĞAN/İLKSAYFA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.