4 kuşaktır Ankara’da hizmet veriyor: Cumhuriyetin kahvesi

4 kuşaktır Ankara’da hizmet veriyor: Cumhuriyetin kahvesi

Cumhuriyet ile yaşıt olan Ankara’nın en eski kuru kahvecisi Gül Kahve, 102 yıllık hatırın izlerini günümüze taşıyor. Geçmişi 1890’lı yıllara kadar dayanan kahveci, eşsiz aroması ve lezzetiyle 4 kuşaktır Ankara’da hizmet veriyor.

Ankara’nın en eski kuru kahvecisi olan Gül Kahve, 102 yıllık hatırın izlerini günümüze taşıyor. Geçmişi 1890’lı yıllara kadar dayanan kahveci, Cumhuriyet’in ilanından bir yıl önce, Ahmet İncegül tarafından Ankara, Ulus’ta açıldı. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere başkentin ileri gelenleri, eşsiz aroması ve lezzetiyle baş döndüren kahveden yudumladı. Zamanla kahveseverlerin uğrak noktası haline gelen Gül Kahve’nin dördüncü kuşak temsilcisi Ahmet Hamdi İncegül Gül Kahve'nin hikâyesini gazetemize anlattı. İşte, “Atatürk'ün Kahvecisi” olarak bilinen Gül Kahve’nin, Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanan hikâyesi…

gul.jpg

DÖRDÜNCÜ KUŞAK TEMSİLCİSİ

Gül Kahve'nin tarihinin 1890’lı yıllara kadar dayandığını söyleyen 4’üncü kuşak temsilcisi Ahmet Hamdi İncegül, 52 yıldır faaliyet gösterdiğini belirtti. 40 yıl hatıra sahip kahvelerini, Hacı Bayram’da bulunan dükkânında taze olarak çektiğini söyleyen İncegül, Ankara’nın en eski kuru kahvecisi Gül Kahve'nin hikâyesini şu sözlerle anlattı:

“Gül Kahve, ilk olarak 1890 yılında büyük dedemiz Erzincanlı İnce Mehmet tarafından İstanbul’da açılıyor. Ardından 1922 yılında oğlu Ahmet İncegül Ankara'ya gelerek Ulus Karaoğlan Çarşısında Ankara'nın ilk kuru kahveci dükkânını hizmete açıyor. 1923 yılında Ankara'nın başkent olmasıyla birlikte ileri gelenlere kuru kahvesini satışı yapıyor. Babam, dedem ve dedemin babası kuru kahveci olarak çalışmışlar. Şu anda da ben devam ettiriyorum. Ankara’nın da çalışan en yaşlı kuru kahvecisiyim. Benden sonrada inşallah beşinci kuşak olarak oğullarım devam ettirecekler.”

kahceci.jpg

ATATÜRK’ÜN DE FAVORİ KAHVECİSİYDİ

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit ve 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gibi birçok önemli isimin müşterileri arasında yer aldığını dile getiren İncegül, kahvelerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de içtiğini belirtti. Gül Kahve’nin, “Atatürk'ün Kahvecisi” olarak da bilindiğini ifade eden İncegül, şunları aktardı:

“Atatürk, Anadolu Kulübü'ne gelip istirihat eder, kahve içermiş. Yine kahve içtiği bir gün, kahveyi oldukça beğendiğini ve kahvenin nereden alındığını sormuş. O dönemin yöneticileri kahveyi bizden aldıklarını söyleyince, Atatürk, ‘Kahveyi buradan almaya devam edin’ demiş. O yıllardan beri Anadolu Kulübü'ne kahve vermeyi hiç kesmedik.”

kahveci.jpg

BİRÇOK KURUMUN TERCİHİ

Cumhuriyetin ilk yıllarında, Millet Meclisi'ne, Anadolu Kulübü’ne, Merkez Bankası'na, Ziraat Bankası'na ve İş Bankası'na kahve gönderen Gül Kahve’nin, kuruluğu ilk günden itibaren başkentliler tarafından tercih noktası haline geldiğini söyleyen İncegül, “Başta uzun yıllardır kahve verdiğimiz Anadolu Kulübü olmak üzere, Merkez Bankası, İş Bankası, Halk Bankası, Ankara Üniversitesi gibi Ankara'nın devlet daireleri kahvelerini bizden alır. Akman Pastanesi, Erzincan Mandıra, Beykoz Restoran, Lokanta Rıfkı, Lokanta Behzat gibi işletmelerde müşterilerine satışa sunmak için kahvelerini bizden temin ederler” şeklinde konuştu.

b.jpg

“GÜNLÜK TAZE OLARAK KAVURUYORUZ”

Kahveleri günlük olarak taze kavurduklarını ve çektiklerini belirten İncegül, müşterilerin aldıkları kahveyi az ve sık almalarını tavsiye etti. Müşterilerin isteğine göre az kavrulmuştan çok kavrulmuşa kadar çeşitli kıvamlarda kahveyi kavurduklarını dile getiren İncegül, müşteri memnuniyetinin oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı. Çekim sırasında kahvenin ince olması için makinaların bakımını düzenli olarak bizzat kendilerinin yaptığının altını çizen İncegül, kahvenin muhafaza süresi ile ilgili şunlara değindi:

“Mesafe çok ve gelemeyecek durumdaysanız, kahveyi hava almayacak cam kaplarda 25 ila 30 gün kadar muhafaza edebilirsiniz. Ancak ayı geçtikten sonra kahve 30 günü geçtikten sonra ilk günkü tazeliğini ve lezzetini yavaş yavaş kaybedeceğinden en kısa sürede tüketmelisiniz.”

4.jpg

4 MADDE DE LEZZETİNİN SIRRI

İncegül, kahve çekirdeklerini Brezilya'dan Uni Cafe adlı organizasyondan direkt ithalat yapan İzmir'deki Aydoğanlar firması aracılığı ile temin ettiklerini söyledi. Kullandıkları kahvenin Rio 3 Arabica tipi olup Dağ Kahvesi cinsi olduğu vurgulayan İncegül, “Yapmış olduğumuz araştırmaların sonucunda Türk damak tadına en uygun cins olduğunu tespit ettik. O sebeple de sadece bu cinsi kullanıyoruz” dedi. İncegül, lezzetli ve güzel bir Türk Kahvesi'nin sırrının; çiğ kahvenin iyi cins olması, güzel kavrulması, ince bir şekilde çekilmesi ve doğru şekilde pişirilmesinden geçtiğini ifade etti. Ayrıca kahveyi bakır cezvede pişirilmesi gerektiğini tavsiye etti.

Kaynak:İlk Sayfa Gazetesi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.