Yorgancılık teknolojiye yenik düştü: Çırak yetişmiyor
Hamamönü’nde 60 yıldır yorgancılık yapan Orhan Yılmaz, el emeği yorganın yerini hazır ürünlere bıraktığını belirtti. Mesleğin yok olmaya yüz tuttuğunu söyleyen Yılmaz, “İşini sürdüren çok az kişi kaldı. Çırak yetişmiyor, talep azaldı” dedi.
Anadolu’da yıllarca geleneksel bir sanat olarak devam eden el emeği yorganın yerini, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, makine üretimi hafif ve ucuz yorganlar aldı. Uzun yıllar doğadaki rengârenk çiçeklerin motife dönüştürülmesiyle evlere giren el işi yorganlar azalmaya başladı. Günlük hayatın vazgeçilmez parçası olan, çeyiz sandıklarını süsleyen el emeği, göz nuru yorganı yapan yorgancılık mesleği, kaybolmaya yüz tutan meslekler arasına girdi. Başkentin turistlik noktalarından biri olan Hamamönü’nde, 60 yıldır yorgancılık yapan Orhan Yılmaz, mesleğinin makineleşme ve azalan taleple giderek yok olduğunu söyledi. Eskiden yorganlara olan yoğun talebin yerini hazır ürünlere bıraktığını belirten Yılmaz, “Mesleğimizi sürdüren çok az kişi kaldı. Çırak yetişmiyor, talep azalıyor” dedi. Mesleğin kültürel bir miras olduğunu belirten Yılmaz, “Bu meslek bitmesin istiyorum, ama geleceği için umutlu değilim” diye konuştu.
MAKİNELEŞME EL EMEĞİNİ GÖLGELİYOR
Hamamönü’nde, yorgancılık mesleğini 60 yıldır devam ettiren Orhan Yılmaz, şehirde nadir bulunan yorgancılardan biri olarak dikkat çekiyor. Çocukluk yıllarında başladığı bu mesleği tutkuyla sürdüren Yılmaz, “Bu mesleğe ilkokulu bitirmemin ardından babamın yanında başladım. O günden bu yana yaklaşık 60 yıldır yorgancılık yapıyorum” dedi. İlk başladığı yıllarda yorgancılık sektörünün altın çağını yaşadığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
“Eskiden yorgancılık sektörü çok daha iyiydi. Her evde yünden yatak, pamuktan yorgan yapılırdı. Divan örtüleri dikilir, yastıklar yünle doldurulurdu. O dönemler bizim işlerimiz çok iyiydi. Hatta memurların bir ayda kazandığını biz bir günde kazanırdık. Ancak şimdi her şey makineleşti ve sanayileşti. Bu durum bizim mesleğimizin son demlerini yaşamasına neden oluyor.”
YORGANCILIK KAYBOLMAYA YÜZ TUTUYOR
Eskiden Samanpazarı, Anafartalar ve Hamamönü gibi bölgelerde yoğun olarak faaliyet gösteren yorgancıların, günümüzde oldukça az olduğunu ifade eden Yılmaz, Ankara genelinde yorgancı sayısının 50'yi geçmediğini belirtti. Mevcut sayının her geçen gün biraz daha azaldığını kaydeden Yılmaz, “Mesleği sürdürenler, işlerin giderek azalması nedeniyle zor günler geçiriyor. Pek çok yorgancı, geçim sıkıntısı nedeniyle işlerini bırakmak zorunda kaldı” dedi. Yılmaz, bir zamanlar kent yaşamının ayrılmaz bir parçası olan yorgancılığın, şimdi unutulmaya yüz tutmuş bir meslek haline geldiği vurguladı.
YORGAN TERCİHLERİ DEĞİŞTİ
Hazır ürünlerin, geleneksel yorgan yapımını etkilediğine dikkat çeken Yılmaz, “Eskiden yorganlar yünle doldurulur ve kalın olurdu. O dönemde evlerde soba kullanıldığı için bu gerekliydi. Bugün ise doğal gazın yaygınlaşmasıyla yorganlar inceldi” dedi. Günümüzde kullanılan yorganlarında da ciddi değişiklikler olduğunu kaydeden Yılmaz, “Eskiden bir yorgana 5-6 kilo yün konulurdu. Şimdi ise 2 kilo bile koymuyorlar” diyerek durumu özetledi. Yılmaz, pamuklu yorganların hâlâ en sağlıklı seçenek olduğunu ancak kimyasal içerikli hazır yorganların daha fazla tercih edildiğini belirtti.
“GENÇLER MESLEĞİ, TERCİH ETMİYOR”
Son yıllarda yorgancılık mesleğinde büyük bir değişim yaşadığını söyleyen Yılmaz, “Eskiden iş yetiştiremezdik. Yanımızda 10-11 kişi çalışırdı ve işler çok yoğundu. Şimdi işlerimizi tek başımıza yapıyoruz. Çünkü talep oldukça azaldı, çırak da yetişmiyor” şeklinde konuştu. Geçmiş yıllarda çırakların meslek öğrenip uzun yıllar bu işi yaptığını, ancak şu anda çırakların birer gün çalışıp işi bırakmalarının meslek için büyük bir kayıp olduğunu ifade eden Yılmaz, “Gençler artık bu mesleği, tercih etmiyor” diye konuştu.
“GEREKEN DEĞER VERİLMİYOR”
Yılmaz, göz nuru ve el emeği gerektiren yorgancılık mesleğinde hem maliyetlerin artması hem de ilginin azalması, zanaatın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olduğunu söyledi. “Şimdilerde bir yorganın dikimi için işçilik ücreti 800 ile 1000 lira arasında değişiyor. Ancak malzeme fiyatları da çok yüksek” diyen Yılmaz, “Bir iplik bile 80-100 lira arasında. Yılların verdiği yoğun çalışmadan dolayı gözlerimiz bozuluyor. Gözlükle bile iğne takmakta zorlanıyoruz” sözleriyle zanaatın zorluklarına dikkat çekti. Eskiden el yapımı yorganların özel bir anlam taşıdığını vurgulayan Yılmaz, günümüzde bu değerin yitirildiğini şu sözlerle belirtti:
“Mesleğimizin bitmemesini çok isterim, ama elimizden bir şey gelmiyor. Çırak yok, talep yok. Günümüzde insanlar eski yorganlarını ya kapıya koyuyor ya da çöpe atıyor. Oysa bu yorganlar yıkanabilir, temizlenebilir ve yeniden kullanılabilir. Ne yazık ki el emeğiyle yapılan işlere gereken değer verilmiyor. El emeğinin karşılığını alamıyoruz. Yine de mesleğimizi devam ettirebildiğimiz kadar ettiriyoruz. Bu meslek bizim geçmişimiz ve kültürümüzün bir parçası. Ancak geleceği için umutlu olmak zor.”
Kaynak:Ulus gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.