Yıldırım: “Şöhretim olmasa da edebiyatla iç içe bir ömür geçiririm”

Yıldırım: “Şöhretim olmasa da edebiyatla iç içe bir ömür geçiririm”

Türkiye Yazarlar Birliği’nin Denetim Kurulu Başkanı Nezih Yıldırım, ATO Congresium’da yapılan Kitap fuarında yazmış olduğu kitaplar için imza töreni gerçekleştirdi. Yıldırım, “Şöhretim olmasa bile edebiyatla iç içe bir ömür geçiririm” dedi.

ATO Congresium’da bu yıl 18.si yapılan Kitap Fuarı birçok yazarı ve yayınevlerini kitapseverlerle buluşturdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı emeklisi aynı zamanda Türkiye Yazarlar Birliği’nin de ilk üyeleri arasında yer alan Nezih Yıldırım, yazmış olduğu kitaplar hakkında gazetemize konuştu. Yıldırım, “Ben şöhretli bir yazar değilim. Bir değer bırakmaya, gelecek kuşakların geçmiş kuşakları merak ettiklerinde ulaşabilecekleri eserlerin olması gerektiğini düşünüyorum. Geçmiş ve gelecek arasında eserlerimin köprü olmasını istiyorum” dedi. 

 GÖZLEMLERİNİ KİTAPLARA İŞLEDİ 

Yazar Yıldırım, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’ndan emekli oldum. Türkiye Yazarlar Birliği’nin ilk üyelerindenim. Şu anda da Ankara şubesi Denetim Kurulu Başkanıyım. Edebiyata ilgim ilkokula dayanıyor. İlkokulda Çarşamba günleri derslerimiz boş geçerdi. Güzel türküler söylerdim, hafif bağlama çalardım. Notaları falan çıkarırdım. Tabiri caizse okulun bir numarasıydım. Fakat bana destek olmadılar. Zeki bir çocuktum. Matematik terimlerini anlamada ve uygulamada sınıfta parmakla gösterilirdim. Daha üçüncü sınıftayken 5.sınıflarla münazara yapardık ve kazanan taraf olurduk. Biz farklı eğitim metotları gördük. Kitaplarımda bazı öğretmenlerin yetersizliklerini anlattım, onları konuşturdum. Bazılarının da çok yoğun çalıştıklarını, gençleri şekillendirdiklerini, bunların önemli şeyler olduğunu kitaplarımda işlemeye çalıştım. Okura bir şey katmaya çalıştım” diye konuştu.  

whatsapp-image-2022-10-31-at-10.57.29.jpeg

 ANADOLU İNSANINI KALEME ALDIM 

Kitap yazmayla tanıştığı yıllardaki hayatını anlatan Yıldırım, “Fakir aile çocuğuyduk. O zamanlarda Ankara’da Dedeman Otel vardı. Konuşmacılar gelirdi. Oradaki konuşmalara bakardım. Not alırdım, insanları gözlemlerdim. Bu gözlemleme yeteneğim daha sonrasında beni kitap yazmaya teşvik etti ve ‘Garsonun İç Dünyası’ diye bir kitap çıkardım. Amacım oradaki Anadolu insanını kaleme almaktı. Çünkü o zamanlar daha iyi yaşamasını düşündüğüm insanların garsonluk yapıyor olması beni üzüyordu. Onların yokluk içerisinde garsonluk yaptıklarını, o döneme göre çile çektiklerini düşünüyordum. Bende onların dünyasını anlatan, onlarında bir kitabı olsun düşüncesiyle bu kitabı yazdım. Bir müddet sonrada Yanan Gönlüm isminde yazdığım şiirlerimi derledim kitap haline getirdim” şeklinde konuştu. 

 “EDEBİYATTAN HİÇ UZAK KALMADIM” 

“7 Güzel Adamın 6’sını tanıma fırsatım oldu. Sadece Cahit Zarifoğlu’yla tanışamadık” diyen Yıldırım, Birçok farklı meslekte çalıştım. İşletmecilik, muhasebe fakat edebiyat hep benimleydi. Edebiyata ilgim anlayacağınız çocukluğumdan geliyor. Yazarlık, şairlik biz hep iç içeydik. Farklı işler yapsam da edebiyattan hiç uzak kalmadım. Romanlarıma hayal gücüyle dışarıdan bir şey yazmıyorum. Çevremden görüp biçtiklerimi ele alarak yazıyorum. Mesela sevgili okur diye başlıyorum. Bazı düşünürlerden, yazarlardan alıntılar da kullanıyorum. Ayrıca kitaplarıma görüp yanlış bulduğum durumları da işlemeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

whatsapp-image-2022-10-31-at-10.57.29-(1).jpeg

 ZORLUKLAR, BUNALIMLAR VE BAŞARI ÜZERİNE YAZDI 

Yıldırım,  ‘Aşkta Vuslat Olmuyor’ roman kitabının konusunu “Bu kitabımda duyguların evrensel karakterinden yola çıkılıp, değerlendirildiğinde; insan hissiyatında farklılığın, sahip olunan imkânlarla sınırlı olduğu, açıkça görülebilmektedir” dedi. Yıldırım, “Bunu doğrulamak için de, Tahsin Bey’in çocukluk döneminden başlayıp; karşılaştığı zorlukları, nasıl yendiğini ve çileli hayata göğüs gererek, başarıya ulaştığını yazdım. İçine düştüğü gönül ilişkisini ve yaşadığı bunalımları kendi yazdığı “not defterinden” büyük bir titizlikle kelimeleri seçerek sizlere aktardım” ifadelerini sözlerine ekledi. 

 GEÇMİŞ VE GELECEK ARASINDA KÖPRÜ 

Yıldırım, “Ne diyor Ziya Paşa, ‘İnsan ölür kalır eseri, başkası ölürse kalır semeri’ bizlerde eserlerimizle var olmayı seçtik. Bir değer bırakmaya, gelecek kuşakların geçmiş kuşakları merak ettiklerinde ulaşabilecekleri eserlerin olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca ben şöhretli bir yazar da değilim. Belki de çoğu kişi adımı bile duymamıştır. Mehmet Akif diyor ya : ‘Sessiz yaşadım. Kim beni nerden bilecek’ bizdeki durumda tam olarak bu işte. Beni bilmeyebilirler ama belki bir bilene denk geliriz diye yazmaya devam ediyoruz. Biz kültürümüzü korumak için bunlara direnmeye çalışanlarız. Nesli azalan insanlardanız. Yaşanan ve zorumuza giden olayları yazılı hale getirmeye çalışıyorum. Bir okuyan olursa diye yazmaya devam edeceğim” diyerek konuşmasını noktaladı. 

Buket Beslen/ İLKSAYFA-

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.