Ulusoy: Sıkıntıları rafa kaldırmak yerine çözüme ulaştırılması gerektir

Ulusoy: Sıkıntıları rafa kaldırmak yerine çözüme ulaştırılması gerektir

Uzman Klinik Psikolog Gizem Ulusoy ile ekonomik kaygıların insanların sosyal yaşamlarına olan etkilerini konuştuk. Ulusoy, artan kaygılara dikkat edilmesini söyleyerek sıkıntıları rafa kaldırmak yerine çözüme ulaştırılması gerektiğini vurguladı.

Toplumda son yıllarda artan kaygı bozukluklarının ekonomik ve sosyolojik yönlerini Uzman Klinik Psikolog Gizem Ulusoy ile konuştuk. Ulusoy haberimizde ekonomik zorluların ruh sağlımıza etkilerini, aile yaşamına ve sosyal hayata yansımalarını, bireylerdeki kaygı problemlerini ve bu kaygılardan kurtulma yollarını anlattı. Uzman Psikolog Ulusoy, artan kaygıların insan üzerinde fiziki rahatsızlıklara da neden olabileceğine dikkat çekerek sorunların geriye atılmasından ziyade çözüm yollarını araştırılıp çözüme ulaştırılmasını önerdi.

whatsapp-image-2023-01-01-at-09-27-55-1.jpeg

“EKONOMİK YETERSİZLİK KAYGILARI ARTIRIYOR”

Ekonomide yaşanan olumsuz gelişmeler kişinin hayatını olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Gizem Ulusoy; “İnsan doğuştan çalışmak, üretmek üzere kurulu fabrika ayarlarına sahiptir. Bunun için çalışmak üretmek, işe yarar olmak ister. Aksi olduğunda yaşam katlanılmaz bir hal alır. Fakat günümüz şartlarında bireyin istediği kriterlerde iş bulmak pek de kolay değildir. Kişi işsizliğin vermiş olduğu kaygıyla depresyona girebilir. Aslında her şey bir iş bulmakla da bitmiyor. Bu kez gelir dağılımındaki dengesizlik, gelirin sağlandığı para biriminin değer kaybetmesi de kişinin ruhsal bunalıma girmesinde etkendir. Ekonomik krizler de işin içine dâhil olunca bireylerde bu kez ‘Acaba işten kovulacak mıyım?’ ‘Yetersiz miyim?’ gibi bazı işlevsiz düşünceler meydana gelmektedir. Ekonomik koşullar ve ruh sağlığı arasındaki ilişkinin araştırıldığı çalışmalarda ekonomik krizin yaşandığı dönemlerde depresyon ve kaygı bozukluğu başta olmak üzere pek çok psikopatolojinin artmış olduğu görülmektedir” ifadelerini kullandı.

is-yeri-calisma-hayati-mobbing-getty-1531864.jpg

“KAYGILAR DENETLENMELİ”

Denetlenemeyen kaygıların insan yaşamına olumsuz etkilerini anlatan Ulusoy, “Korku, kaygı, stres ve gerginlik herkesin yaşadığı duygulardır. Korkmak tehlike tehdidine karşı normal bir tepkidir. Gerçek olabilecek tehlikede korkunun bizi uyarma ve koruma işlevi vardır. Kaygının denetlenemez olması ve işlevselliği bozması olağan kaygı ve patolojik kaygı ayırımı için önemlidir. Patolojik kaygı denetlenebilir değildir ve günlük işlevselliği bozacak, günlük rutini etkileyecek düzeylerdedir” şeklinde konuştu.

hane-1588773322.jpg

"EKONOMİNİN AİLE HAYATINA ETKİLERİ”

Ulusoy, “İş hayatında tatmin edilmeyen maaşlar ailenin sosyoekonomik düzeyinde düşüşlere sebep olmaktadır. Durum böyle olunca yetersizlik duygusuyla ani öfke patlamaları meydana gelerek aile içi fiziksel ve duygusal çatışmalarla sonuçlanabilmektedir. Her insan işi, okulu, ailesel problemleri, sağlık sorunları sebebiyle kaygı duygusunu yaşayabilir. Kaygı bozukluğu yaşayan kişiler kendilerinde kaygı hissi uyandıran durumlarda bu durumları olduğundan daha kötü görerek korku duyar ve paniklerler. Başlarına çok kötü bir şey gelecek ve geçmeyecek gibi hissederler. Ekonomik anlamda kaygı duyan bireylerde sürekli panik halinde olma, gergin ve huzursuzluk hali, kaygılanmasına neden olan durumdan veya olaydan başka bir şeye odaklanamama en belirgin ilişki olduğundan bahsedebilirim” diyerek kaygıların aile yaşamına etkilerini anlattı.

dilgem-d-1614477351-kaygi-hakkinda-neleri-bilmeliyiz-1614477351653a36765c.jpg

KAYGI NE ZAMAN RİSK TEŞKİL EDER?

Kaygıların insanlar üzerinde fiziki sorunlara neden olduğunu belirten Ulusoy uyarılarda bulundu. Ulusoy, “En az altı aylık bir sürenin çoğu gününde bir takım olaylar ya da etkinliklerle ilgili olarak, aşırı bir kaygı ve kuruntu vardır. Kişi, kuruntularını denetim altına almakta güçlük çeker. Bu kaygı ve kuruntuya aşağıdaki altı belirtiden üçü eşlik eder. Dinginleşememe ya da gergin ya da sürekli diken üzerinde olma. Kolay yorulma. Odaklanmada güçlük çekme ya da zihin boşalması. Kolay kızma. Kas gerginliği. Uyku bozukluğu gibi fiziki sorunlara da neden olur” dedi.

germany-health-virus-afp.jpg

“KAYGILARDAN KURTULMA ÖNERİLERİ”

Gazetemize konuşan Uzman Klinik Psikolog Gizem Ulusoy kaygıların insan üzerindeki etkilerini anlattı. Ulusoy son olarak kaygılardan kurtulma yöntemlerini şöyle sıraladı; “Öncelikle her insanın harcama yapmadan iyi hissedebileceği bir alan mutlaka vardır. Bunu keşfetmelerini sağlamak önemlidir. Bazı insanlar için temiz hava da yürüyüş yapmak bazı insanlar için evde bir kahve yapıp kitap okumak olabilir. Keyif alınan alanları keşfetmeleri ilk basamaktır. İkinci olarak bulunmuş oldukları sosyal ortamlarda aile ya da arkadaşlarıyla beraberken ekonomik sıkıntıların sürekli konuşulmasının önüne geçmeliler. Bu var olan sıkıntılarını rafa kaldırmak değildir aksine hayatın diğer yönlerini de görmek fark etmek anlamına gelir. Son olarak hayatınızda daha önce zorlandığınız ama şu an kendinizi mutlu ve huzurlu hissettiğiniz dönemlerinizi düşünün. Yaşam bazen engebeli bazense feraha erilen bir süreçtir. Bu çizgi üzerinde nefes alabilmek, sadece bunu fark ederek yaşayan insanlara özgü bir mutluluktur.”

Faruk Gökyurt/ İLKSAYFA-

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.