Türk kültürünün değişmez parçası olan keçe, Sanatçı Çınar’ın eserlerinde sanata dönüştü

Tarihten bu güne Türk Kültürünün ve sosyal hayatının değişmez parçalarından birisi olan Keçe Sanatçı Yaşar Cengiz Çınar’ın ellerinde sanata dönüştü. Türk tarihi boyu sosyal hayatta çadır, kepenek, şapka, çorap gibi sosyal hayatın içinde kullanılan keçe günümüz şartları ve değişen dünya içinde kaybolmaya yüz tutan değerlerimizden birisi olarak görülüyor. Keçe sanatçısı Çınar ilkokul çağı öğrencilerine verdiği derslerle kaybolmaya yüz tutmuş bu kadim değeri gelecek nesillere aktarıyor. Çınar, öğrencileriyle 100 parçadan oluşan sergiyi 11-21 Ekim arası Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesinde açtığı Keçe sergisiyle sanatseverlerin beğenisine sundu. Keçe Sanatçısı Yaşar Cengiz Çınar, kaybolmaya yüz tutmuş Türk Kültürünün başyapıtlarından olan keçeyi nasıl sanata çevirdiklerini ve çocuklara verdiği eğitimlerin amacını şöyle anlattı:

  Kütüphanede keçe sergisi 

Çınar, “Gelişmiş ülkelerde kütüphanecilik anlayışı artık standart kütüphanecilik yapıldığı yerler değil. Şimdiki anlayış kütüphanede sadece kitap değil sanatsal ve kültürel sergilerinde yapıldığı yerlerdir” diyerek neden sergisini Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesinde açtığını anlattı. Çınar, “Biz değişen dünya şartları gereği bu anlayışla sergimizi Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesinde açtık. Ben yaklaşık 6 yıldır ilkokul öğrencilerine geleneksek keçe dersi veriyorum. Keçenin ne olduğunu onlara anlatarak beraber çalışmalar yapıyoruz. Bu kursları gönüllü olarak her hani bir ücret almadan veriyorum. Kültür Bakanlığı UNESCO envanterine kayıtlı bir keçe ustası olarak öğrenciler yetiştirerek bu sanatı genç kuşaklara tanıtıp öğretmek amacıyla çalışmalar yapıyorum” diye konuştu. 

 Değerlerimize sahip çıkmalıyız 

Keçe Sanatçısı Çınar, “Ulucanlar Sanat Sokağında atölyem var. Vatanseverliğin sadece lafta kalmaması için tarihten beri gelen kültürümüz keçeyi gelecek nesillere aktarıyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkmazsak başka ülkeler benim der kaptırırız örnek baklava, yoğurt şimdi Yunanlılar bu iki değerin kendilerine ait olduğunu iddia ediyor. Ama milli kültürümüzü ve benliğimizi korumak geleceği ve geçmişi korumaktır. Keçecilik Türkler olarak Orta Asya’dan bu güne dünyaya yaydığımız önemli değerlerimizden birisidir. Bize özgü el sanatlarının içinde bir halıcılık iki Keçecilik vardır. Bununda kanıtı “Pazırık Kurganında” çıkan halı ve keçe parçalarıdır. Bu değerlere sahip çıkma bilinciyle bu değeri çocuklarımıza aktarıyorum” dedi. 

 Keçeyi sanatla koruyoruz 

“Çocuklarımızı sanata teşvik ederek değerlerimizi koruyoruz” ifadesini kullanan Çınar değişen dünya şartları gereği keçeyi sanatla koruduklarını şöyle anlattı. Çınar, “23 yıldır keçe sanatı ile uğraşıyorum. Amacımız daha çok sanatsal keçe yapmak. Bu sergiyi eğitim verdiğim ilkokul öğrencileriyle beraber açtım. Katılan çocuklarımıza belge vererek onların gelecekte de bu günü hatırlaması ve bizler gibi bu sanatı kendi zamanlarına taşımayı teşvik etmek. 1999 yılında keçe sanatına başlarken Ankara’da keçe sanatı ile alakalı bir çalışma yoktu. O yüzden hafta sonları Afyon ve Konya’ya giderek bu sanatı öğrendim. Gördüğüm kadarı ile keçe de dâhil olmak üzere bu el sanatlarının yok olma sebebi piyasa şartlarına ayak uyduramamasıdır. Kimsenin aklına bir tablo ya da başka sanatsal bir şey yapmak gelmemiş. Devir değişmiş artık keçeden çorabı kepeneği kim giyer. Değişen piyasa şartları nedeniyle Keçecilik ölüyor” dedi.

 Çalışmalarımız devam edecek 

100 parçadan oluşan sergiyi 11-21 Ekim arası Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesinde açtığı Keçe sergisiyle sanatseverlerin beğenisine sunan Keçe Sanatçısı Yaşar Cengiz Çınar son olarak şöyle konuştu, “Sergimizde toplamda 100 e yakın parça mevcut. Keçe çok sağlıklı bir ürün Türk kültürünün en büyük değerlerinden birisi olan keçeyi korumak ve tanıtmak adına sergilerimiz ve gelecek nesillere verdiğimiz eğitimler devam edecek.” 

Faruk Gökyurt/ İLKSAYFA-